Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in bugün başlayacak olan Ankara ziyareti, son zamanlarda yoğunlaşan üst düzey ziyaret trafiğinin yeni bir halkasını oluşturuyor.
Cumhurbaşkanları ve başbakanlar düzeyinde özellikle son birkaç yıl içinde yapılan her ziyaret, bir dizi anlaşmanın imzalanmasına, iki ülke arasındaki dostluk ve işbirliğinin pekişmesine yol açmıştır.
Öylesine müsait bir ortamda gerçekleşecek olan Medvedev’in iki günlük Ankara gezisinin, bu ilişkileri daha da ileriye, gerçek bir “stratejik ortaklık” noktasına doğru götürmesi bekleniyor.
Bunun sıradan bir dostluk ziyaretinin ötesinde, verimli bir “iş gezisi” olacağı açık. Bunun için, iki tarafta da haftalardan beri yapılan hazırlıklara bakmak yeterli.
Ankara’daki görüşmelerden çeşitli alanlarda bazı somut sonuçların çıkması bekleniyor.
Ekonomik konular, Türk-Rus yakınlaşmasının adeta motoru olmuş, bu alanda son yıllarda büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Medvedev’in ziyareti özellikle enerji alanında yeni projelerin daha somutlaşmasına veya finalize edilmesine vesile olacaktır. Ancak açıkçası halkı en yakından ilgilendiren konu öteden beri konuşulan “vize sorunu”dur. Anlaşılan sınırlı bir süre için (30 gün gibi) vize zorunluluğunun kaldırılması mümkün olacak.
Gerçekten böyle bir anlaşma gerçekleşecekse, Medvedev’in ziyaretinden çıkacak en “popüler” karar bu olacaktır...

İşbirliği mekanizması
Siyasi alanda da Ankara’daki görüşmelerden gözle gürülür bazı önemli sonuçların çıkması söz konusu. Bunların başında “Üst Düzey İşbirliği Konseyi”nin (ÜDİK) hayata geçirilmesi geliyor.
Bu konsey fikri geçenlerde Başbakan Erdoğan tarafından ortaya atılmıştı. Türkiye yakın komşularıyla bu tür “siyasi ortaklık” projelerini gerçekleştirmeye çalışıyor. Nitekim Suriye ve Irak ile, üstelik “stratejik” sıfatını da kapsayan “işbirliği mekanizmaları” oluşturuldu. Amaç, ikili bazda kilit mevkilerdeki bakanların da bir araya geleceği ve çeşitli konular ve projeler üzerinde birlikte çalışacakları bir ortam yaratmak.
Medvedev’in ziyaretinin ikinci gününde -yani yarın- Rusya ile Türkiye’nin böyle bir konseyi hayata geçirmesi bekleniyor. Bunun gerçekleşmesi, kuşkusuz Türk-Rus ilişkileri tarihinde bir dönüm noktası oluşturacaktır.
Konseyin kurulması ve faaliyete geçmesi, geçen yıl Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Moskova ziyaretinde yayımlanan ortak deklarasyonda yer alan “çok boyutlu güçlendirilmiş ortaklık” konseptinin artık bir proje olmaktan çıkıp bir “gerçek” olma yoluna girdiğini gösteriyor.
Gerçi “Üst Düzey İşbirliği Konseyi” ibaresinde (diğer komşularla olduğu gibi) “stratejik” sözcüğü yok. Bu da “stratejik ortaklık” hedefine doğru daha kat edilecek bir mesafenin bulunduğunu gösteriyor.

Farklar ikinci planda
Kuşkusuz Türk-Rus ilişkilerinde kısa zamanda çok yol alındı. Hem ekonomik işbirliği alanında, hem siyasal alanda, hem de uluslararası sorunlar konusunda... Bugün Ankara ile Moskova birçok küresel ve bölgesel meselelerde benzer pozisyonlar sergiliyor. Ama farklı görüşlere sahip oldukları konular da var. Kıbrıs bunların başında geliyor. PKK ve Kafkasya’daki meseleler üzerinde de temel görüşler farklı...
Ancak bu, iki ülkenin ilişkilerini daha derinleştirmesine ve “güçlendirilmiş bir ortaklık” kurmasına engel değil.
Aslında bugün Ankara ile Moskova’yı birbirine yakınlaştıran konular ve çıkarlar, farklı görüşlerinden kat kat fazladır.
Medvedev’in ziyareti de herhalde bu gerçeği perçinleyecektir.