Bir kere bu, 17 yıldan beri bir Türk Başbakanının komşu ülkeye gerçekleştirdiği ilk resmi gezi oluyor. Bunun diğer bir özelliği de, böyle bir ziyaret programının 51 yıldan beri ilk kez Batı Trakyayı da kapsamasıdır.Ayrıca Başbakan, bu ziyaretini Yunanistanda yeni bir hükümetin - ve yeni bir Başbakanın - işbaşında bulunduğu, Kıbrıs sorununun yeni bir aşamaya girdiği, ABnin Türkiyeye müzakere tarihi vermesine yönelik çabaların yoğunlaştığı bir zamanda yapıyor.Bütün bu özelliklere, asıl önemli olan bir hususu eklemek lazım: O da, bu ziyaretin sadece bir "dostluk gösterisi" olarak değil, ilişkilere ivme kazandıracak ve aradaki pürüzleri ortadan kaldıracak yeni bir açılım olarak görülmesidir. En azından Türk tarafı ziyarete öyle bakıyor ve bunun Türk - Yunan ilişkilerine yeni bir perspektif kazandırmasını bekliyor.***SON 4 yılda, Türk - Yunan yakınlaşmasında gerçekten önemli gelişmeler oldu. İki ülke arasında "güven artırıcı" adımlar atılarak, o eski gergin havanın yerine dostluk rüzgarları estirildi.Şimdi bu ziyaretle yapılmak istenen şey, "hava yaratma"nın ötesinde, ilişkileri karşılıklı yarar sağlayacak yeni bir zemine oturtmaktır.Başbakanın dış politika başdanışmanı Prof. Ahmet Davutoğlunun deyişiyle, "Şimdi amaç, ilişkileri iyileşme noktasından geliştirme aşamasına sokmak, ortak çıkar alanını genişletip gerçek anlamda bir işbirliği kurmaktır".Prof. Davutoğlu, artık Türk - Yunan ilişkilerini "konjonktürel değil, ileriye dönük projeksiyonlar çerçevesinde ele almak zamanının geldiğini" belirtiyor ve Atinadaki görüşmelere Türk tarafının böyle bir anlayışla oturacağını söylüyor.***ANKARA şimdi bu yönde bazı cesur adımların atılabileceğine inanıyor. Örneğin Ege sorunları üzerinde bir süredir devam etmekte olan "araştırıcı" müzakereler iyi gidiyor. ABnin Helsinki zirvesinde varılan karara göre, kıta sahanlığı konusunda bu yılın sonuna kadar bir mutabakat sağlanamadığı takdirde, anlaşmazlığın Lahey Adalet Divanına götürülmesi söz konusu. Oysa, bu meseleye yeni bir yaklaşım getirilebilir ve çözüm için yeni bir mekanizma oluşturulabilir.Yani Egeyle ilgili sorunlarda zorlamalara gitmeden, karşılıklı kaygıları ve güvensizliği bertaraf edecek formüller pekala bulunabilir.***YUNAN Başbakanı Karamanlisin AB konusunda Türkiyeye destek verme arzusunu beyan etmesi, ikili ilişkilerin geleceği açısından önemlidir. Atinadaki görüşmelerde bunun daha formel biçimde ifade edilmesi bekleniyor. Bu pozisyonun netleşmesi Kıbrıs Rum hükümetinin tavrını da etkileyecektir...Erdoğanın programında Batı Trakyanın yer alması, ilişkilerin artık eski tabuların yıkıldığı ve azınlıkların pürüz değil, köprü sayıldığı bir aşamaya girilebileceğini gösteriyor. Gezinin bu kısmının iyi geçmesi, ilişkilerde böyle bir olgunluğa kavuşulduğunun işareti sayılacaktır... skohen@milliyet.com.tr BAŞBAKAN Tayyip Erdoğanın Yunanistan ziyareti, birkaç bakımdan tarihi bir önem taşıyor.