Türk basınında haber birkaç satırla geçiştirildi; ama olay, özellikle bizim gibi terörizmin her çeşidi ile karşılaşan bir ülke için, çok anlamlı.Olay, İspanya'da ayrılıkçı terör örgütü ETA'nın Madrid'de bir İspanyol subayını öldürmesini protesto etmek için başkent meydanlarında ve caddelerinde bir milyonu aşkın insanın toplanması ile ilgili.
Bu muazzam gösterinin ilginç yönü, ön safta Başbakan Jose Maria Aznar'la birlikte sağcısı ile solcusu ile, tüm parti liderlerinin, ayrıca Bask bölgesi yöneticilerinin yer almış olmasıdır. Hepsi, bir milyon insanla birlikte "Teröre Hayır" ve "Yeter Artık" gibi sloganlarla, şiddete ve bölücülüğe karşı ortak bir tavır ortaya koydular.
Aynı manzara İspanya'nın diğer bölgelerinde de görüldü. Hatta Bask'ın başlıca kentleri Bilbao ve San Sebastian'da bile...
Bask Milliyetçi Partisi lideri Juan Jose İbarrete, açıkça ETA'nın Bask halkının duygu ve düşüncelerine ters düştüğünü söyledi ve hatta örgütün siyasi kanadı olan "Herri Batasuna" ile daha önce vardığı işbirliği anlaşmasını askıya aldığını açıkladı.
* * *
İSPANYA (Türkiye kadar olmasa da) terörizmden çok çeken bir Avrupa ülkesi. Bask bölgesinin bağımsızlığı istemi ile 1968'de terör eylemlerine başlayan ve 770 kişinin ölümüne yol açan ETA, 14 ay önce ateşi kesmeye razı olmuştu. Bu arada örgüt, ülkenin çeşitli yerlerinde hapsedilen 500 militanın Bask'taki cezaevlerine nakledilmesi ve İspanya ordusunun bölgeden çekilmesi talebinin kabul edilmemesi üzerine, geçen ay tekrar eylemlerini başlatacağını ilan etmişti.
Aslında Bask halkı ETA'nın sadece şiddet taktiğini değil, ayrılıkçı stratejisini de hiç tutmuyor. Bask bölgesi zaten geniş bir özerkliğe sahip. Demokratik düzen içinde bölge halkı kimliğini, kültürünü ve siyasal haklarını koruyabiliyor. Bask Meclisi'nde çeşitli partilerin yanı sıra "Herri Batasuna" da temsil ediliyor. Üstelik Bask, İspanya'nın en zengin bölgesidir. Dolayısı ile halk, üniter devlet içinde yaşamını sürdürmekten memnun...
ETA ise bugün birkaç yüz militanın hala Bask'ı İspanya'dan koparmayı amaçlayan bir terör çetesi niteliğini taşıyor.
İspanya'da ETA ile uzlaşmak gerektiğini savunanlar varsa da çoğunluk, terörizme karşıdır ve bu çetenin faaliyetinden büyük rahatsızlık duymaktadır.Son eylemden sonra, bütün İspanya'nın ayağa kalkması ve şiddeti lanetlemesi de bunu gösteriyor.
* * *
DÜNKÜ "İndependent"in yazdığı gibi, terörle karşılaşan ülkelerin durumları arasında benzerlikler olduğu kadar, farklılıklar da vardır.
Ancak İspanya'da teröre karşı gösterilen tepki, benzer durumlarla karşılaşan tüm ülkeler için bir örnek oluşturuyor.
Bu tepki, genelde halkın militan örgütlerin - amaçları ne olursa olsun - şiddet eylemlerine karşı olduğunu gösteriyor. Aynı şekilde olay, "halkın gücü"nü de gözlerin önüne seriyor. Birlikten doğan bu güç, sözde "halkın isteklerini yansıtmak için" girişilen şiddete ve vahşete karşı en etkili cevaptır.
Dünkü "Milliyet"te Washington muhabirimiz Yasemin Çongar'ın bir diplomata atfen naklettiği şu cümle oldukça düşündürücüdür: "Kürt milliyetçilerinin de, Türk milliyetçilerinin de, İslami kesimin de, laik kesimin de artık şiddetin siyasi araç olarak kullanılmasına göz yummayacakları bir özgürlük ortamı gerekli"...
İspanya'da siyasilerin ve halkın teröre ve vahşete karşı sergilediği beraberlik ve kararlılık, bu bağlamda ibret vericidir.
Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr