Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bush yönetiminin kafayı Irak'a takmış olması doğal da, şimdi yumruklarını İran'a karşı neden sıkıyor?
ABD Başkanı, "şer ekseni"ne Irak'la (ve Kuzey Kore ile) birlikte İran'ı da dahil ettiğine göre, demek ki Washington Tahran'a karşı da bir şeyler yapmayı tasarlıyor.
Bush'un - ve son olarak Savunma Bakanı Rumsfeld'in - İran'ı birdenbire "kötüler" listesine alması ve onu hedef olarak göstermesi, Batı'da bile çok kimseyi şaşırttı. Çünkü son zamanlarda, ABD ile İran arasındaki buzların erimeye yüz tuttuğuna dair işaretler geliyordu. Washington, Cumhurbaşkanı Hatemi'nin ılımlı kanadı ile dirsek teması kuruyor, Tahran ile ilişkileri normalleştirmeye çalışıyordu.
11 Eylül saldırısından sonra, ABD ile İran arasında daha aktif bir yakınlaşma oldu. Tahran'ın bu saldırıyı kınaması, Bin Ladin'e ve ayrıca Taliban'a karşı açık bir tavır alması, ABD - İran ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılmakta olduğu yorumlarına yol açtı.
Hal böyle iken, Bush neden İran'ı - Irak'la aynı safta - bir boy hedefi haline getirdi?
* * *
ABD yönetiminin bu konudaki argümanları özetle şöyle: 1) İran kimyasal, biyolojik, hatta nükleer silahlar geliştirmek için büyük çaba harcıyor. İran bugün güçlü bir füze sistemine sahip... 2) Tahran'da ordu, güvenlik güçleri, istihbarat teşkilatı, hala devrimi "ihraç etmek" isteyen radikal kesimin kontrolünde. Bu, İran'ın terörist örgütlere destek vermesi tehlikesini yaratıyor. Nitekim son olarak İsrail'in ele geçirdiği gemideki silahların İran tarafından sağlandığı ortaya çıktı... 3) İran'ın Afganistan'ın batısında kendisine taraftar kabileleri silahlandırması ve bu bölgeyi kendi nüfuzu altına almaya çalışması, ABD'yi kaygılandırıyor. Washington bunun Afganistan'ı bölmesine yol açacağından korkuyor... 4) Son olarak Rumsfeld, İran'ın Afganistan'dan kaçan El Kaide ve Taliban mensuplarını barındırdığını öne sürdü. Ancak İran'ın daha baştan Taliban'a ve Bin Ladin'e karşı çıktığı hatırlandığında, bu iddia pek akla yakın görünmüyor...
Nedenleri ne olursa olsun, Washington'un şimdi İran'ı "şer üçgeni" içinde göstermesi, bir dizi soruyu da gündeme getiriyor: ABD İran'ı "yola getirmek" için ne yapacak? Bush'un girişeceği herhangi bir hareket, İran'da Hatemi kampını zayıflatmayacak ve sonuçta "şahinler"in işine yaramayacak mı? Diğer Batılı ülkeler ve Rusya Washington'un bu politikasına destek vermeyeceğine göre (ki bunun ilk işaretlerini şimdiden görüyoruz), ABD bu işte tek başına kalmayacak mı?
* * *
ABD'nin İran'a karşı ne yapacağı belli değil. Ancak hiç kimse, ABD'nin Irak'a karşı düşündüklerini İran'a karşı da uygulayacağına ihtimal vermiyor. Washington olsa olsa İran'a karşı baskılarını diplomatik ve ekonomik alanda sürdürebilir.
Bush yönetiminin Irak'a karşı niyeti ise belli: Saddam'ı devirmek. Bundan artık hiç kimsenin kuşkusu yok. Ama bunun nasıl ve ne zaman gerçekleşeceği, henüz açıklık kazanmadı. Savunma Bakan Yardımcısı Wolfowitz'in de dediği gibi, "Başkan meseleyi ortaya koydu. Ama ne yapılacağı konusundaki karar, henüz uzaklardadır"... Ulusal Güvenlik Kurulu'nun eski danışmanı Tony Blinken şöyle diyor: "ABD artık mesajını Avrupa'ya ve Rusya'ya açıkça verdi: Irak'a karşı baskılarda bize katılın; aksi halde tek başımıza hareket ettiğimizde, duruma seyirci kalırsınız"...
ABD gerçekten Irak'a - ve herhalde İran'a - karşı tek başına hareket etmeyi göze almış görünüyor.
Bu ülkeleri yola getirmek kadar, ABD'yi frenlemek de çok zor olacak...