Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugün Suriye meselesinde bir dönüm noktası oluşturacak iki önemli olay bekleniyor.

Bunlardan biri, geçen hafta Türkiye ile ABD arasında varılan mutabakat uyarınca Barış Pınarı Harekâtı’na verilen 5 günlük sürenin sona ermesidir. Son dakikaya kadar bir aksilik çıkmazsa, YPG güçlerinin belirlenen bölgeyi bu gece tamamen terk etmiş olması gerekecek. Böylece, Türkiye’nin planladığı gibi TSK kontrolünde bir güvenli bölge kurulması yönünde önemli bir adım atılmış olacak.

Bugün beklenen ikinci belirleyici olay, Soçi’de gerçekleşecek olan Erdoğan-Putin görüşmesidir. Bunun Türk-Amerikan mutabakatının belirlediği 5 günlük sürenin sona erdiği güne rastlaması anlamlıdır. Soçi’de Türkiye ile Rusya arasında bir anlaşmaya varılırsa, bu Türk-Amerikan mutabakatının devamı ve tamamlayıcısı olacaktır.

Haberin Devamı

Unutmamalı ki bu mutabakat öncesinde Amerikan askerlerinin çekildiği bölgelere hemen Rus askerleri ve Suriye rejim güçleri girmiş, Menbiç, Kobani, Kamışlı gibi yerlerde PYD/YPG varlığını korumuştur.

Dolayısıyla, özellikle Türkiye açısından önem taşıyan konu, ABD’den sonra şimdi Rusya’nın da YPG güçlerinin bu yerlerden çekilmesini sağlamasıdır. Putin böyle bir karar alacak mı, Beşar Esad buna katılacak mı, YPG buna uyacak mı?

Temel pozisyonlar

Bu soruları yanıtlamadan önce, tarafların temel pozisyonlarını kısaca gözden geçirelim:

- TÜRKİYE: Cumhurbaşkanı’nın defalarca belirttiği gibi, eni 440, derinliği 32 km’lik güvenli bölgenin tamamen YPG teröristlerinden arındırılması, esas amaçtır. Dolayısıyla, Rusya destekli Esad güçlerinin hakim olduğu yerlerden YPG’nin çıkarılması şart... Aslında Erdoğan Menbiç’te Rus ve Suriye askerlerinin bulunmasına karşı çıkmıyor. Bu daha önce o bölgenin de tamamen TSK kontrolünde olması şartından farklı, daha esnek bir tutum. Yeter ki YPG buralardan çıkarılsın.

- RUSYA: Trump’ın çekilme kararı, Putin’e nüfuzunu bu bölgede de yayma fırsatını verdi. Ama YPG’nin oradaki varlığı, Türkiye ile ilişkilerde bir sıkıntı yaratıyor. Moskova YPG’yi terörist olarak saymıyor ama onun Ankara ile ilişkilerinde bir sorun yaratmasını da istemiyor. Denge politikasını çok iyi yürütmesini bilen Putin şimdi hem Ankara’yı memnun edecek, hem Esad’ı, hem de YPG’nin kabul edebileceği bir formül peşinde. Ankara ile Şam arasında daha yakın bir diyaloğun kurulması, YPG’nin de Suriye rejim kuvvetlerinin içinde          entegre edilmesi, bu formülün olası unsurları olabilir.

Haberin Devamı

- SURİYE: Amerikan askerlerinin kuzey bölgesinden çekilmesi Esad yönetimi için adeta bir prim oldu. Onun ordusu şimdi o bölgenin bir kısmına hakim. Üstelik YPG de Esad’a adeta sığınmak zorunda kaldı. Aralarında nasıl bir anlaşmaya varıldığı bilinmiyor ama Esad, Putin’in bulacağı bir formüle de razı olur.

- YPG: Kuzey bölgesinde belirli noktalarda varlığını sürdüren teröristler, buralarda tutunmaya çalışsalar da, Putin’in isteğine karşı çıkma şansına sahip değil.

Uzlaşma olur mu?

Bu tablo bugün Soçi’deki Erdoğan-Putin görüşmesinden bir mutabakat çıkma şansının hiç de az olmadığını gösteriyor. Bu şimdiki aşamada toprak bütünlüğü, egemenlik, diyalog, barışçı adımlar gibi ilkelere dayalı bir mutabakat olabilir. Her hâlükârda, Soçi’den bugün olumsuz bir haber beklemiyoruz.