Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Rus nükleer denizaltısı "Kursk"un Barents Denizi'nde batmasından 10 gün sonra Norveç dalgıçlarının 118 denizcinin can verdiğini kesin olarak belirlemesi, bir insanlık faciasını ortaya koyduğu kadar, Rusya ile ilgili bazı gerçekleri de suyun üstüne çıkarmıştır.
       Rus halkı bu dramın acısını yaşarken, olayın nedenlerini, anlamını ve sonuçlarını daha uzun zaman tartışacak, bu da herhalde ülkede önemli sosyal ve siyasal çalkantılara yol açacaktır.
       İlk tepkiler şimdiden bunun sinyallerini veriyor.
       * * *
       RUSYA'da bir süredir medya çeşitli konularda zaman zaman liderleri ve sistemi eleştiriyor. Ancak "Kursk" faciası eğilimleri ne olursa olsun, tüm basının ve bu kez doğrudan doğruya halkın, düzeni, zihniyeti şimdiye kadar görülmeyen bir açıklık ve cesaretle sorgulamasına yol açmış bulunuyor.
       Halk, medya aracılığı ile, olaydan duyduğu büyük öfkeyi, uzun yıllardan beri biriken hoşnutsuzluğu ve güvensizliği ile birlikte dile getiriyor.
       "Basit vatandaş" her şeyden önce yöneticilerin ve bu arada Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in bu olayda sergilediği umursamazlığına ve beceriksizliğine sert tepki gösteriyor.
       Bu tepki, bugün Rusya'da eski yasakların ve tabuların aşıldığını ve medyanın, sivil toplumun liderlere ve sisteme açıkça karşı çıkabildiğini gösteriyor. Kuşkusuz Rusya'da böyle bir tepki birkaç yıl öncesine kadar - hatta "glasnost" (açıklık) kavramını ilk ortaya atan Mihail Gorbaçov döneminde dahi düşünülemezdi bile.
       * * *
       ANCAK, ifade özgürlüğünde kaydedilen ilerlemeye rağmen, Rusya, şeffaflık anlamında "glasnost"u tam olarak yaşama geçirebilmiş değil. "Kursk" olayında halkın reaksiyonuna yol açan bir neden de budur.
       1986'da Çernobil faciası olduğu zaman, Gorbaçov rejimi olayı gizlemeye kalkışmış ve Ruslar, dünya ile birlikte, ancak Batılıların bomba gibi patlayan açıklaması sayesinde "bilgi sahibi" olabilmişti.
       Kursk'un denizin dibini boylamasını da Rus halkı geç öğrendi. Moskova sonradan kısa açıklamayı yaptığı zaman da, halkın merakını giderecek bilgiler vermekten kaçındı. Çocukları donanmada görev yapan binlerce aile "acaba oğlum bu denizaltıda mı idi" sorusunun yanıtını günlerce alamadı. Rusya'da hala geçerli olan sisteme göre, denizcilerin nerede askerlik hizmetlerini yaptıkları "gizli" tutulur. Bu kez "Kursk"taki 118 deniz er ve subayının listesi halkın tepkisi üzerine 48 saatlik gecikme ile yayınlandı.
       Rusya totaliter sistemden demokrasiye geçiş döneminde bazı ileri adımlar attı, ama hala eski zihniyetinden kurtulamadı. Özellikle artık fazla bir şey ifade etmeyen "askeri sır" kavramı eskisi gibi devam ediyor. Ancak şimdi ortaya çıkan tepkiler, sivil yönetim kadar askerlerin de bu gizlilik huyundan vazgeçmek zorunda kalabileceği umudunu veriyor.
       * * *
       BU olay, Rusya'nın ve Rus Silahlı Kuvvetleri'nin içinde bulunduğu durumu da yansıtıyor. Rusya modern bir askeri güç bulundurmak için gerekli paraya sahip değil. Zayıf ekonomisi yüzünden askeri bütçesi daraltılmıştır. Deniz kuvvetlerinin gemileri eskimiş, bir kısmı hurdaya çıkmıştır. Personel çok düşük maaşla çalışıyor ve bazen bu parayı da alamıyor. Modern sayılan savaş gemileri de bakımını yaptıramıyor... "Kursk" faciası bu gerçeği de yüzeye çıkarmıştır.
       Bu olayda, Vladimir Putin de büyük bir yara almıştır.
Rus liderinin denizaltı battığı zaman Karadeniz sahillerinde tatilini geçirmesi ve Moskova'ya ancak her şey bittikten sonra (olayın beşinci gününde) dönmesi, onun popülaritesine ağır bir darbe indirmiştir. Şimdi Putin'in "güçlü lider" imajı da, "Kursk" faciasının kurbanları arasında yer alıyor...


Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr