Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Eğer şimdiye kadar ısrarla sürdürülen süreçte ve yöntemde bir değişiklik olmayacaksa, bundan sonra dördüncü ve "son aşama"ya girilmesi, yani Annan planının 20 Nisanda referanduma sunulması gerekiyor.Dün akşama kadar gelen haberler, Rum tarafının planın dördüncü versiyonuna karşı tavır aldığı, hele Rum halkının referandumda büyük çoğunlukla (yüzde 74) "hayır" diyeceği yönünde idi. Türk tarafında ise Bürgenstockta "son nokta" konmadan, Rauf Denktaşın çok sert çıkışları, KKTCyi - ve de Türkiyeyi - zor günlerin beklediğini gösteriyor.BM, AB, ABD başta olmak üzere uluslararası camianın "son fırsat" diye nitelendirdiği çözüm şansını kaybetmemek için baskılarını yoğunlaştıracağı açık. Ancak - adanın iki kesimindeki havaya bakılırsa - planın kabulü ve çözümün gerçekleşmesi, hiç de bazılarının başta tahmin ettiği gibi "cepte keklik" görünmüyor... BU satırlar yazılırken, Bürgenstockta, tam bir kargaşa ve belirsizlik hüküm sürüyordu. İsviçre kasabasında günlerdir yapılan çetin pazarlıkların sonunda, BM Genel Sekreteri Kofi Annanın, daha önce New Yorkta belirlenen takvime göre, gün içinde kendi adını taşıyan planına "son nokta"yı nasıl koyacağı dahi belli değildi... AVRUPAda siyasetin belirli akımların etkisine girdiği, bazen sağa, bazen de sola yöneldiği dönemler vardır.Son olarak iki ülkede yapılan seçimlerde sağ iktidarların yenilgiye uğraması, yaşlı kıtanın "sola kaymakta" olduğunun işareti sayılıyor.Bu iki ülke İspanya ve Fransadır. Birincisinde genel seçimler sonunda Sosyalistler iktidara geldi. İkincisinde ise bölgesel seçimler "sol ittifak"ın zaferi ile sonuçlandı, ancak merkez - sağ iktidar, Millet Meclisindeki çoğunluğu sayesinde, yerinde duruyor.Kuşkusuz Avrupanın çeşitli yerlerinde solun başarısını - veya sağın başarısızlığını - aynı nedene (veya nedenlere) bağlamak mümkün değil.İspanyada Aznar hükümetinin dış (özellikle Irak) politikası, terör şokunun etkisi altındaki seçmenleri, muhalefetteki Sosyalistleri işbaşına getirmeye itti...Fransada ise, seçmenlerin sola meyletmelerinde dış değil, tamamen iç nedenler rol oynadı. (Chirac Irak konusunda başından beri İspanyadakinden tamamen farklı, ABD karşıtı bir politika izliyor)...* * *BUNA karşılık Avrupada solun gerilediği ve sağın işbaşına geçtiği yerler de var. Örneğin Yunanistanda, Sosyalistler (uzun süre iktidarda kalmanın bedeli olarak) yenilgiye uğradı.Türkiyede son yerel seçimler, siyasal akımın sağın lehinde olduğunu ortaya koydu. Üstelik sol da ciddi bir sarsıntı geçiriyor.Bu konuda Fransadaki seçimlerden alınacak dersler var. Fransada Sosyalistler zaferini önemli ölçüde diğer yakın partilerle kurduğu "sol ittifak"a borçlu... Ayrıca Başbakan Reffarin, partisinin uğradığı yenilgiden sonra, Batı demokrasilerinde yaygın olan anlayışa uygun olarak, istifasını verdi. (Ancak Chirac daha bir süre işbaşında kalmasını istedi)...Kazanan veya kaybeden (sağ ya da sol) kim olursa olsun, Avrupada demokrasi böyle işliyor... skohen@milliyet.com.tr Örnek alınsa...