Dün sabah saat 6’da, Irak’taki ABD muharip güçlerinin son askerleri, bu ülkeden çekildi. Güvenlik nedeniyle 6.30’da yapılan açıklamada, 440 askeri personeli taşıyan son konvoyun, komşu Kuveyt’e geçtiği bildirildi.
Böylece Başkan Obama’nın geçen yılın başlarında ilan ettiği “çıkış stratejisine” göre Amerikan muharip güçleri 7 yıllık bir işgalden sonra, belirlenen tarihten yaklaşık iki hafta önce geri çekilme operasyonunu tamamlamış oldu.
ABD televizyonları dün son Amerikan askerlerinin Irak’ı terk ediş görüntülerini yayınlarken bu olayı “Irak Savaşı’nın sonu” olarak nitelendirdiler.
Bu gerçekten öyle mi?
“Çekil kurtul” anlayışıyla hareket eden ABD için bu bir ölçüde doğru olabilir. Yani Irak’ta muharip -yeni savaşan- bir güç kalmadığına göre, savaş bitmiş sayılabilir. Ama, bu ABD’nin Irak’ta askeri varlığı son buluyor demek değildir. Geride 56 bin asker kalıyor ki, bunların geri çekilmesi ancak 2011’in sonunda gerçekleşecek. Bunların 50 bini, Irak’ın yeni oluşmakta olan Irak ordusunu ve polisini yetiştirecek...
Evet, bir bakıma Amerikalılar için savaş bitmiş sayılır. Dolayısıyla ABD’de -özellikle kamuoyunda- büyük bir rahatlama var.
Bush’un savaşı...
Ama şimdi şu iki soruyu sormak zamanıdır: Birincisi, “Bush’un Savaşı” diye de bilinen ABD müdahalesinin neye yaradığı, ikincisi de, “Obama’nın barışı”nın başarı şansının ne olduğudur.
Bu savaşın sonuçta kimseye yarar sağlamadığı, tam aksine ABD dahil, herkes için çok kötü sonuçlar yarattığı açık. ABD’nin bu savaşta trilyonlarca dolarlık kaybının yanı sıra siyasal itibarı ve nüfuzu tamamen sarsılmıştır. Saddam rejiminin devrilmiş olması da güdülen amaçlara hizmet etmemiş, ABD Irak’ı enkaz yığınına dönüştürmenin sorumluluğu ile karşı karşıya kalmıştır.
ABD’nin son muharip askerlerini çekerken Irak’taki 7 yıllık işgalin bu ülkeyi ne hallere düşürdüğü ortada: Siyasi bakımdan Irak istikrarsızlık içinde yüzüyor. Çeşitli etnik ve mezhep grupları, birbirine düşmüş vaziyette. Ulusal birlik ve toprak bütünlüğü tehlikede... Güvenlik açısından Irak’ta terör giderek bir iç savaşa dönüşüyor. Devlet otoritesi diye bir şey kalmadı. Yeni örgütlenmekte olan Irak güvenlik güçleri “güçsüz” durumda... Ekonomik bakımdan Irak halkı perişan. Yoksulluk had safhada. Irak doğal kaynaklarını (petrol gibi) değerlendiremiyor. Yaşam seviyesi, eskisine göre çok düşük...
Kısacası “Bush’un Savaşı” işte Irak için böyle trajik bir sonuç yaratmış bulunuyor. Peki “Obama’nın barışı” neyi amaçlıyor ve neyi değiştirecek?
Obama’nın barışı
Yukarıda belirttiğimiz gibi Irak’tan son Amerikan muharip birliğinin çekilmesi, ABD’nin bu ülkedeki “askeri varlığı”nın sonu demek değil. Ülkede görevleri değişik olsa da, geride 56 bin asker kalıyor. Bunların gelecek yılın sonunda çekilmesi söz konusu. Ama şartlar elvermezse, çekilmeyebilir de. Nitekim daha şimdiden bazı Iraklı liderler (son olarak genelkurmay başkanı) “aman çekilmeyin, biz toparlanıncaya kadar kalın” diye mesajlar veriyor...
Washington’un Ortadoğu’daki stratejik çıkarları ve hedefleri -bu arada özellikle İran’ın kıstırma politikası- Irak’ı daha uzun yıllar bir şekilde kendi nüfuzu ve kontrolü altında tutmayı gerektiriyor. Bunu ABD stratejistleri açıkça söylüyorlar.
Yani ABD’nin Irak’ta başkalarının (hele İran’ın) doldurmaya çalışacağı bir “güç boşluğu” bırakma lüksü -ve de niyeti- yok. Böyle bir boşluk, bölgesel dengeleri de altüst edebilir ki, bu da Türkiye’yi ilgilendirir. Olayın bu yönünü yarın ele alacağız.