Yorum Sonuç, ikinci akımın galip geldiğini ortaya koydu. Türkiye'nin -dışarıdan-, Bush yönetiminin de -içeriden- var gücüyle savunduğu "stratejik argüman", Demokrat ağırlıklı Komite üyelerinin "iç politika" ilintileri karşısında belirleyici etkisini gösteremedi.Bu ne demek? Türkiye'nin "stratejik kartı"nın yeterince güçlü olmadığı veya stratejik ağırlığının pratikte hafif kaçtığı mı?Washington'daki yönetim çevrelerinde, yani hükümette, Dışişleri'nde, Pentagon'da, ayrıca siyaseti etkileyen kuruluşlarda ve basının önemli bir kesiminde, tabii ki durum öyle değil.Ama, Kongre çevreleri için durum farklı. Burada politikacılar iç politika çıkarlarını ve kendilerine göre bazı düşüncelerini ön planda tutuyorlar. ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'nde Ermeni soykırımı karar tasarısı üzerindeki dört saatlik tartışmalarda iki güçlü cereyan çatıştı: Biri, Türkiye'nin jeostratejik konumu ve bunun ABD'nin çıkarları açısından önemi (yani dış politika faktörü), diğeri ise ABD'deki Ermeni lobisinin çabaları ve bunun Kongre'deki etkisi (yani iç politika faktörü) ile ilgili... Aslında dış politika konusunda yeterince bilgili ve bilinçli olması gereken Dışişleri Komitesi üyelerinin yarısından fazlasının bu mülahazalarla, Ermeni yanlısı tasarıyı onayladıkları açık.Bunun en önemli sebebi, Ermeni lobisinin (geniş Ermeni kökenli seçmen kitlesiyle birlikte) uyguladığı baskılar ve taktiklerdir. Ama sadece bu değil. Bazı üyeleri rahatça bu tasarı lehinde oy kullanmaya iten başka nedenler de var: Kimine göre bu, bir "moral ilke" ve ABD'nin "tarihi sorumluluğu" meselesi... Bazısı için, son zamanlarda çeşitli olaylarda ABD'nin yanında yer almayan (mart tezkeresinden İran'la anlaşmaya kadar) Türkiye'ye karşı duyulan güvensizliğin sonucu...Bu arada, Demokrat temsilci Brad Sherman'ın "Ankara'dan öfkeli laflar gelebilir ama sonra bunlar kesilir" şeklindeki ifadesi, Türk yetkililerinin son zamanlarda yaptığı uyarıların sadece bir "blöf"ten ibaret sayıldığını gösteriyor...Gerçekten öyle mi? Türkiye yeni durum karşısında hareketsiz mi kalacak?Bütün işaretler, Ankara'nın tepkisini sadece sözle değil, fiilen de göstermek niyetinde olduğunu gösteriyor. Ama nasıl ve ne zaman? Birden fazla neden var Zamandan başlayalım: Komite'den çıkan karar, şimdi Meclis Genel Kurulu'na gidecek. Giderse, onaylanacağı muhakkak. Şimdi bütün çabaların amacı, Meclis Başkanı Nancy Pelosi'nin bunu genel kurula getirmesini önlemek veya onun başka taktiklerle bu kararı çıkarmamasını sağlamak...Eğer bu öyle olursa, 2005'teki gibi bir durum olur, yani karar Meclis'ten çıkmaz. Ama tersinin olması ihtimali daha büyük. O halde, Türkiye karşı tedbirleri o zaman mı, yoksa "caydırıcı" veya "inandırıcı" bir eylem olarak, şimdiden mi almalı?..Ne gibi tedbirler alınabileceği konusunda İncirlik'in kapatılmasından askeri işbirliğinin asgariye indirilmesine kadar birçok seçenekten söz ediliyor.Ancak kamuoyundaki öfkeye rağmen mesele duygusal olarak değil, Türkiye'nin çıkarları geniş açıdan dikkate alınarak değerlendirilmeli. Yani atılacak adımlar bize fazla zarar vermeden ve temel dış bağları koparmadan, etkili olacak ve sonuç sağlayacak cinsten olmalı.Türkiye "stratejik kart"ını bu yönde oynamak olanağına hâlâ sahiptir... skohen@milliyet.com.tr Seçenek çok, ama...