Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’nin, Suriye’de İdlib bölgesinde rejim güçlerinin son zamanlarda ele geçirdikleri mevzilerin gerisine çekilmeleri için verdiği sürenin dolmasına sadece saatler kaldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen günkü açıklamasından tekrarladığı ültimatoma göre, Esad yönetiminin Soçi Mutabakatı’nda öngörülen hattın gerisine çekilme emrini en geç şubat ayının sonuna, yani cumartesi gece yarısına kadar vermesi şart. Bu koşul yerine getirilmediği takdirde, Türk Silahlı Kuvvetleri “gereğini yapacak”, yani harekâta geçecek.

Haberin Devamı

Ankara’nın, sahada Suriye askerlerinin geri hatlara çekilmek niyetinde olduklarına dair bir işaret görmediği takdirde, operasyonu başlatmakta hiç tereddüt etmeyeceği çok açık. Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin bu konuda taviz vermeyeceği uyarısını da tekrarladı.

Ancak Rusya ile sürdürülen diplomatik görüşmeler ve bu arada 5 Mart’ta gerçekleşmesi beklenen Erdoğan-Putin buluşmasının sonucu belli oluncaya kadar (yani önümüzdeki perşembe gününe kadar) ek bir süre tanınması da mümkün. Bu da herhalde önümüzdeki saatlerde kesinleşecektir.

Rusya’nın rolü

Türkiye’nin İdlib cephesinde ‘büyük taarruz’a geçip geçmemesi, Esad ordusunun geri hatlara çekilip çekilmemesine bağlı görünmekle beraber, bunu asıl belirleyecek olan, Rusya’nın nihai kararı olacaktır.

Putin’in bu konuda zor bir seçim yapmak durumunda olduğu ortada. Kuşkusuz Rusya kendi çıkarlarını da hesaba katarak şimdiye kadar bu meselede bir orta yol bulmaya çalışmış, ama iki tarafın da kabul edeceği bir formül bulamamıştır. Şimdiki son dakika diplomasisinden de bir sonuç alınmazsa, özellikle Erdoğan’ın sergilediği kararlılık karşısında Putin’in nasıl bir tavır alacağı hâlâ bir soru işareti: Rus lideri Ankara’nın “olmazsa olmaz şartlarını” Esad’a empoze edebilecek mi?

Diplomasi satrancında usta sayılan Putin’in bu konuda nasıl bir performans göstereceği merakla izlenecektir. Aslında Rusya, Suriye krizinin daha başında, kendi çıkarlarının gereği, Esad’ı desteklemiş, yani bu meselede taraf olmuştur. Türkiye ise Esad’a karşı kesin bir tavır almış ve kendi güvenlik kaygıları nedeniyle askeri alanda da bu ihtilafa angaje olmuştur.

Haberin Devamı

Özellikle İdlib krizi, sadece Türk ve Suriye askerlerini değil, Ankara ve Moskova’yı da karşı karşıya getirmiştir. Türkiye Esad’ın arkasında Putin’in bulunduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak, Rusya’nın bu arabuluculuğuna önem vermiştir.

Türkiye’nin ısrarı

Türkiye İdlib ile ilgili stratejisini, Rusya’nın da taraf olduğu Soçi Mutabakatı’nın esaslarına dayandırıyor. Buna göre, Esad güçlerinin Türk gözlem noktalarının bulunduğu bölgelere hâkim olmasına karşı çıkıyor ve çekilme şartı üzerinde ısrarla duruyor.

Bu ısrarın nedeni, Türk yetkililerin ifadesiyle, gene ulusal güvenlik ve beka tezine dayanıyor. Tıpkı daha önce gerçekleşen üç askeri operasyon için söz konusu olduğu gibi. Şubat sonu süresinin dolmasını izleyecek olan olaylar nasıl gelişirse gelişsin, bu karmaşık mesele daha çok uzun zaman siyasi ve askeri gündemin başında sıkıntı yaratan bir madde olarak kalacaktır.