Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Talat, Başbakanlıkta yaptığımız söyleşide, Eroğlunun kuracağı bir hükümetin "Ne KKTCye, ne TCye hiçbir yararı olmayacağını" belirtti ve "halkın genel eğilimine karşın" Serdar Denktaşın başında bulunduğu DPnin de böyle bir koalisyona katılmayacağı inancını taşıdığını söyledi.Bu durumda Eroğlunun en geç 15 gün içinde görevini Cumhurbaşkanına iade edeceğine işaret eden Talat, ocak ayı sonlarında seçimlerin düzenleneceğini ve CTPnin bu seçimlerden çok daha güçlü çıkacağını, hatta tek başına iktidar bile olabileceğini öne sürdü. Talata göre, "Referandumda çözüm yanlısı yüzde 65lik oran bu kez sandığa yansıyacak ve yeni Meclisin aritmetiği, istikrarlı, kalıcı bir hükümetin kuruluşuna imkan verecek"...* * *TALATın CTP - DP koalisyonu, Kıbrıs sorununun en kritik dönemlerinin birinde işbaşında bulundu. Bu 9 aylık dönem içinde Başbakanın ifadesiyle, KKTCnin (ve TCnin) lehinde bazı gelişmeler oldu; buna karşılık Kıbrıs Türk halkının bazı beklentileri de gerçekleşmedi. Şöyle ki: Referandumdaki "evet" sayesinde uluslararası camiada olumlu bir imaj yaratıldı, izolasyonun kaldırılması yönünde ilk adımlar atıldı, turizm hareketlendi, ulusal gelir arttı (halen fert başına gelir 7500 dolar)... Ancak ambargonun tamamen kaldırılması konusundaki beklentiler henüz karşılanmadı. Bu halkta giderek düş kırıklığı yaratıyor. Öte yandan AB üyeliği avantajını kullanan Rum tarafı, Türkiye - AB ilişkilerini engellemeye ve kendi yeni şartlarını empoze etmeye çalışıyor.Talat, bu kritik noktada Türkiyenin pozisyonunu koruması ve geri adım atmaması gerektiğini vurgulayarak şöyle diyor: "Papadopulosun AB çerçevesinde Türkiyenin Kıbrıs Cumhuriyetini tanıması, askerlerini adadan çekmesi gibi şartları şimdiden kabul etmesi düşünülemez. Bunlar ancak Annan planı temelindeki bir çözüm ile gerçekleşebilir."Türk tarafının da Annan planı konusunda bazı hoşnutsuzluklar duyduğunu belirten Talat, "Ancak Rumların bu planı sulandırmasını kabul edemeyiz" demekten çekinmiyor.* * *CTP lideri olarak Talat, hep "statüko"ya karşı "çözüm"den yana çıkmış, geçen ocakta başbakan olduktan sonra da, adanın birleşmesini hedefleyen Annan planını hararetle desteklemiştir. Ne var ki referandumda "Hayır" diyen Rumların tavrı, ayrıca ABnin, ABDnin ve BMnin Türklere "Evet" demelerine rağmen yardımcı olmadaki tereddütleri, pek çok Kıbrıslı Türk gibi, Talatı da düş kırıklığına uğratmıştır.CTP lideri, Annan planı zeminindeki "birleşme"nin gene de ideal çözüm olduğu kanısında; ama şimdi bunun "gerçekleşme şansları" konusunda onun da kuşkuları var.Şöyle diyor Talat: "Rumlar bugünkü tutumlarını sürdürürse, Türk halkının birleşme umudu kaybolur... Biz sonsuza kadar bekleyemeyiz. O zaman her şey yerli yerine yerleşir; birleşme de hayal olur gider"...Talat gibi ılımlı çizgide, çözümü hep savunmuş bir siyasi liderin şimdi bu şekilde düşünmesini ve değişmesini özellikle Papadopulos yönetimi bir uyarı olarak algılamalıdır... skohen@milliyet.com.tr HAFTA içinde istifa eden Başbakan Mehmet Ali Talatın, yeni hükümeti kurmakla görevlendirilen UBP Başkanı Derviş Eroğluna, önümüzdeki salı günü yapmaları beklenen görüşmelerinde vereceği yanıt "Hayır" olacak. Mecliste ikinci büyük parti durumundaki CTPnin, tamamen zıt görüşlere sahip Eroğlunun başkanlığındaki bu koalisyona katılmaya niyeti de yok.