Gazetenin Telaferden bildiren muhabiri Steve Fainarunun ayrıntılı olarak anlattıkları, özetle şöyle bir tablo ortaya koyuyor: Amerikan askerleri yoğun bombardıman ardından Telafere girip bölgeye hakim olunca, son zamanlarda buralarda faaliyet gösteren direnişçileri bulmak için "Kaynak" kod adını taşıyan bir ajanı kullanıyor... Telafere yakın Tolelhar köyünde Amerikalılar bazı şüphelileri sorguya çekiyor. Sonra birlik komutanı "Kaynak"tan, "terörist"leri göstermesini istiyor. O da başta "hepsi" diyor, sonra da bazılarını işaret ediyor. "Görevi"ni tamamlayınca da komutana dönüp, parasını istiyor!.. Bu arada "Post" muhabiri ajana, işaret ettiği kişilerin terörist olduğunu nasıl anladığını soruyor. Yanıt şöyle: "Burada (köyde) bir muhbirim var, o söyledi"!..* * *SON günlerde Amerikan güçlerinin Telafere karşı giriştiği (ve sonuçta pek çok Türkmen sivilin ölmesine yol açan) harekatın ışığında, bu röportajdaki ayrıntılar, ABDnin bu tür operasyonları nasıl yürüttüğü hakkında, doğrusu kaygı verici bir fikir veriyor."Kaynak" diye adlandırılan ajanın ne kadar bilgi sahibi, güvenilir biri olduğunu, ayrıca ABD makamlarının da operasyonları için böyle bir "istihbarat kaynağı"nı esas almalarının ne derece sağlıklı olduğunu ciddi olarak sorgulamak lazım. Ama bilinen o ki, Iraktaki Amerikan işgal güçlerinin devam eden şaşkınlıkları içinde yer yer böyle hareket ettikleridir.Nitekim havadan bombardıman operasyonları da öyle. Çeşitli eğilimli eylemcilerin gerek Amerikan, gerekse yeni kurulmakta olan Irak güçlerine kan kusturdukları ve ülkede istikrarın kurulmasını engelledikleri bir gerçek. Halen direnişçiler Bağdatın bazı kesimlerinde, Felluce, Samara gibi önemli bölgelerde cirit atıyorlar. ABD, önemli direniş odaklarını, hava bombardımanıyla vurmaya çalışıyor. Ne var ki, bu hava operasyonları - ya yanlış hedef seçilmesi veya hedeflerin sivil halkın yoğun bulunduğu yerlerde olması sonucunda - pek çok masum insanın ölmesine neden oluyor. Bu ise, halkın büsbütün Amerikalılardan nefret etmesine yol açıyor. Diğer bir deyişle, ABD bir avuç "düşmanı" yok edeyim derken, geniş kitleleri karşısına almış oluyor.* * *TELAFERe karşı girişilen operasyon için de aynı şey söylenebilir.Teröristlerin peşine düşen Amerikan komutanlığının Telaferi havadan vurması, yüzden fazla Türkmen sivilin ölmesi, 50 bin kişinin kenti terk etmesi gibi trajik bir durum yarattı. Ayrıca çeşitli spekülasyonlar ve komplo teorileriyle beslenen bu olay, hem yerel Türkmenlerin ABDye ateş püskürmesine, hem Ankarayla Washington arasında yeni bir gerginliğin çıkmasına, hem de bölgedeki kuşku ve güvensizliğin (özellikle Kürtlerin niyetleri konusunda) artmasına yol açtı.Kısacası, ABD işgal güçleri Irakın birçok bölgelerinde olduğu gibi son olarak kuzeydeki Telafer bölgesinde de "sorun çözen" değil, aksine "soruna sorun katan" bir duruma düştü. Şimdi Washingtonun "Telafer" krizini "telafi" etme, yani "hasarı giderme" çabasında olduğu görülüyor. Bunda tabii Ankaranın tavrı da önemli bir etken olacak... skohen@milliyet.com.tr DÜNKÜ "Washington Post"ta yayımlanan Telaferdeki durumla ilgili bir röportaj, Amerikan askeri güçlerinin Irakta nasıl hareket ettiklerine ve beklenmedik gelişmelere nasıl yol açtıklarına ışık tutuyor.