Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TERÖR nasıl sona erdirilebilir?.. Demokratik düzen nasıl korunabilir?.. Sosyal bilimcilerin şimdi çalışmalarında örnek olarak ele alabilecekleri iki ilginç olay var: Biri, Sri Lanka, diğeri de Hindistan ile ilgili.
Bu iki ülke de bizden çok uzakta. Ama orada olup bitenler, konu olarak, bize çok yakın.
Gerçekten her iki olaydan herkesin çıkarabileceği önemli sonuçlar, alabileceği anlamlı dersler var.
Terörün sonu
SRİ Lanka’dan başlayalım. Bu ülkenin 20 milyon nüfusunun büyük çoğunluğu Sinhaliz etnik grubuna ve Budist dinine mensup. Daha çok kuzey ve doğu bölgesinde yaşayan Hindu dinine mensup Tamiller ise halkın yüzde 15’ini oluşturuyor.
1948’de bağımsızlığa kavuşan Sri Lanka’da çoğunluktaki Sinhaliz kadrolar hâkim olunca, Tamiller arasında ayrılıkçılık hareketi yayılmaya başladı. Bu arada, kuzey’de “Tamil Kaplanları” adı altında bir örgüt (LTTE) faaliyete geçti.
Tamil Kaplanları, şiddet yoluyla amaçlarına varabileceklerine inanarak, ülke çapında terör saldırılarında bulundular, pek çok lideri öldürdüler. İntihar saldırıları yöntemini “keşfeden” örgüt de LTTE oldu...
Çeyrek yüzyıl devam eden ve 70 bin kişinin ölümüne yol açan bu terör dalgası, son zamanlarda ordunun daha yoğun operasyonları sonucunda eski hızını kaybetti. Nihayet bu hafta LTTE pes etti, Bin Ladin’e benzetilen lideri Probakaran ve diğer elebaşları öldürüldü.
Başbakan Rajapaksa, terörle karşı savaşın kazanıldığını ilan ederken, artık Sri Lanka’nın tek bayrak altında birlik içinde yaşayan bir millet olacağını belirtti. Bunu söylerken de, Sinhala dilinin yanı sıra, Tamil dilini de kullandı...
Sri Lanka’nın terör belasından kurtulmasında kuşkusuz ordunun tedhişçilere karşı giriştiği amansız mücadele esas rolü oynadı. Bu savaşta hükümetin de zaman zaman sınırsız şiddet kullandığı, bu yüzden pek çok sivilin ölümüne ve insanlık dramlarına sebep olduğu da bir gerçek...
Şimdi bütün bu yaşananlardan sonra, Sri Lanka acaba iç barışa ve huzura kavuşacak mı? Eğer Tamillerin haklarını dikkate almayan, onları ikinci sınıf vatandaş sayan eski zihniyet devam ederse, Tamil Kaplanları tekrar ortaya çıkabilir. Şimdi Başbakan Rajapaksa’nın tüm halkı kucaklamak ve Tamil veya Hindu kökenli vatandaşlarını entegre etmek konusunda verdiği sözü tutması gerekecek...

Demokrasinin zaferi

HİNDİSTAN, komşularının kargaşaya sürüklendiği bir sırada seçimlere gitti. Nüfusu 1.2 milyarı bulan Hindistan bu seçimlere (tabir caizse taksit taksit) gitmesi 5 hafta sürdü!
Sonuç, Hintlileri olduğu kadar dünyada tüm “demokrasiyi sevenler”i sevindirdi. Gayet düzenli ve dürüst bir şekilde cereyan eden bu seçimleri, Kongre Partisi kazandı. Sağda milliyetçi (ve Hindu tabanlı) BJP ile solda komünistler yenilgiye uğradılar.
Böylece Başbakan Manmohan Singh’in başkanlığında kurulacak hükümetle, Hindistan istikrarlı bir döneme giriyor.
Dünyanın en kalabalık demokrasisi sayılan Hindistanın -komşularının aksine- demokrasiyi nasıl sürdürebildiği sorusunun yanıtı açıktır: Bu ülkede asker ve din siyasetin dışındadır. Halk, özgürlüğe ve uzlaşmaya önem vermektedir.
Bu seçimlerde Hintliler siyasal, ekonomik ve sosyal soruların çözümü için en iyi yolun demokrasi olduğu inancını taşıdıklarını bir kez daha göstermiş oldular...