Bu illerde başta köy korucuları, şehit ve gazi aileleri olmak üzere bazı sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği "terörü telin" yürüyüşlerine gösterilen ilgi, Güneydoğuda yaşayan vatandaşların ayrıma ve şiddete ne kadar karşı olduklarını, birliğe ve huzura ne kadar susadıklarını ortaya koydu.Gerçi Kürt kökenli yurttaşların ağırlıklı olarak oluşturduğu kuruluşlar, bu gösterileri düzenleyenlerin arasında yer almadı. Ama Van Valisine karşı girişilen terör eyleminin gerek DEHAP merkezi, gerekse Leyla Zana ve diğer 3 eski DEP milletvekili tarafından kınanması, şiddete karşı artık ortak bir tavrın sergilenmekte olduğunun işareti sayılabilir. Dün Ankarada, AB büyükelçileriyle yemekte Leyla Zananın bu doğrultuda yaptığı konuşma da, bu yeni yaklaşımı bir kez daha sergilemiş bulunuyor...* * *BU son gelişmeler bize, Türkiyeden farklı özellikler taşımakla beraber, İspanyada ETA terörizminin izlediği seyri çağrıştırdı.Bask bölgesinin İspanyadan tamamen kopup bağımsız olması için "silahlı mücadeleye" girişen ETAnın yıllar boyu sürdürdüğü kanlı terör kampanyası, sonunda yalnız İspanya halkını değil, Bask toplumunu da bezdirdi. Oldukça geniş bir özerkliğe sahip olan ve yaşam düzeyi diğer bölgeleri de aşan Bask halkı, ETAnın eylemlerine bizzat tepki göstermeye başladı. Bazı saldırılardan sonra Baskın Bilbao veya San Sebastian kentlerinde, çoğunluğunu Basklıların oluşturduğu geniş halk kitlelerinin ETAyı lanetlemek için sokaklara döküldüğü görüldü. Sonuçta bu örgüt ve onu destekleyenler, marjinal hale geldiler, yalnızlaştılar, güç ve etkinliklerini kaybettiler. Onun arkasındaki siyasi kuruluş Batasuna da, yasadışı ilan edilince, politik veya ideolojik bir varlık olarak da silinmiş oldu...Bugün ETA tamamen yok olmuş değil. Bazen bir saldırı düzenleyip var olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Ama gerçekte ETAnın artık Bask halkı nezdinde hiç itibarı, güveni - ve yeri - kalmadı...* * *ETNİK kökenli terörle mücadelede İspanyanın elde ettiği başarıda birçok faktörün payı var. İspanyada Francodan sonra hükümetlerin, ülkenin bölgesel veya yerel yönetimlere yer veren siyasal yapısı çerçevesinde Bask bölgesine geniş haklar tanıması bunlardan biri... Ancak bu, ayrılıkçı ETAnın, teröre başvurmasını ve çok kan akıtmasını engellememiştir. Devlet teröristlere karşı gerekli güvenlik önlemlerini almış, onları destekleyen siyasi kuruluşlara karşı da yasal otoritesini kullanmıştı.Ancak, bir İspanyol gözlemcisinin deyişiyle, ETAya karşı mücadelede kilit rol oynayan bir faktör de, Bask halkının, bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının, teröre karşı gösterdiği kararlı tepki olmuştur. Her saldırıdan sonra, Basklıların - İspanyol halkının tümü ile birlikte - "Yaptıklarınızı lanetliyoruz. Biz barış ve huzur istiyoruz. Bizi rahat bırakın" gibi mesajlar veren gösterileri, ETAya bir darbe daha indirmiştir. Destek beklediği yerden böyle ters tepkiler alan teröristlerin - can çekişseler bile - varlıklarını sürdürme şansı kalmaz... skohen@milliyet.com.tr VAN Valisi Hikmet Tanı hedef alan bombalı saldırıyı kınamak için Van, Diyarbakır ve Batmanda yapılan gösterilerin dikkat çekici yanı, sloganlarda ve pankartlarda (ki bunların bir kısmı Kürtçe yazılı idi) barış ile birlikte kardeşlik, beraberlik mesajlarının verilmiş olmasıdır.