Ben de "neden olmasın" dedim!Meslektaşımın esprisi ne kadar ince ise, benim yanıtım da o kadar gerçek...Evet, deprem b"lgesinde vatandaşlarla, yetkililerle çok şey konuştuk. ™ncelikle deprem sonrası sorunlar ve ekonomik krizin yarattığı yeni sıkıntılar. Bunlarla ilintili şikayetler, eleştiriler, istekler, beklentiler... Ve bu arada politika. Hem iç, hem de dış politika...* * * MİLLİYET ekibi olarak Kocaeli - Sakarya b"lgesindeki turumuz esnasında birçok vatandaşın çıkıp dış politika hakkında sorular soracaklarını veya düşüncelerini aktaracaklarını hiç tahmin etmemiştik doğrusu...Sevgili Hasan Pulur' un kırk yıl "nceki MİLLİYET Kervanı ile ilgili yazısındaki esprisinde olduğu gibi "Siyam İskan Bakanı'nın istifası"ndan s"z etmedik elbet! Türkiye - AB ilişkilerinden Kıbrıs'a, Irak politikasından IMF'nin şartlarına kadar, birçok "dış sorun"u tartıştık. Bir dış politika yazarı olarak halkın bu kadar dertli olduğu bir b"lgede, vatandaşların dış sorunları tartışmak istemelerinden çok zevk - hatta zevkin "tesinde - toplum hesabına büyük memnunluk duydum.* * * GERÇEKTEN toplum dünyaya açılmış bulunuyor. Kırk yıl "ncesine g"re, şimdi Türkiye'nin dış ilişkilerine ve dış politika sorunlarına büyük ilgi var. ™zellikle genç kuşakta. Bunun "rneklerini bu gezimizde g"rdük. MİLLİYET TIR' ında bizleri ziyarete gelenlerin dış politika alanında merak ettikleri konuların başında AB ile ilişkiler geliyor. İlginçtir, bu konuyu açanların hepsi Türkiye'nin mutlaka AB'ye girme yolunda ısrarla ve hızla yürümesinden yana. İzmit'te bir üniversiteli genç ş"yle dedi: "Türkiye'nin geleceğini AB içinde g"rmesi için pek çok neden var. Şimdi bizler için bunlara bir neden daha ekleniyor: Yaşadığımız sıkıntılardan kurtulmanın en pratik yolu, Avrupa ile bütünleşmektir"...Bir "ğretmenin şu tespiti de anlamlı: "Eskiden Türk'ün Türk'ten başka dostu yok derlerdi. Son felakette çok dostumuz olduğunu g"rdük. Batı'dan buraya çok yardım geldi. AB üyesi olursak, daha çok destek alırız, Yunanistan gibi oluruz"...* * *DEPREM sonrasında yardım elini uzatanlar arasında Irak da vardı. Saddam Hüseyin'in g"nderdiği 10 milyon dolar ile, Arızlı b"lgesinde, 264 konut inşa edildi. Bunlara halk "Saddam evleri" adını takmış. Şimdilik boş duruyorlar, ama yakında depremde evleri tamamen yıkılanlara dağıtılacak.G"lcük'te bir emekli memur, Ankara'nın Irak'a karşı politikasını eleştirirken ş"yle konuştu: "Amerika kendi çıkarlarına g"re bir politika güdüyor. Bizim menfaatimiz, Irak'la ticaret yapmak, sınırları açmaktır. Hükümet buna cesaret edemiyor, ama faturasını da biz halk olarak "düyoruz"...Konuştuklarımız arasında Türkiye'nin artık savunma masraflarını kısması gerektiğini s"yleyen, "ulusal güvenlik" konularının da açıkça tartışılmasını isteyen epey insan var.Hararetli bir tartışma konusu da, IMF ile ilişkiler - daha doğrusu Türkiye'ye kabul ettirilen şartlar. "Bu yüzden işsiz kaldım" diye yakınan bir işçiye, "Türkiye eğer ekonomik ç"küntünün eşiğine gelmeseydi, IMF'den yardım istemek zorunda kalmazdı" dediğimizde ses tonunu yükselterek verdiği karşılık şu oldu: "Peki, abi, ama bunu ben mi yaptım, bunun sebebi ben miyim?.." skohen@milliyet.com.tr BİR gazeteci dostum, "Adapazarı'nda da dış politika mı konuştun" diye takıldı.