ANKARA Türk askerinin Irak'a gönderilmesi konusunda Bağdat ve diğer bölgelerden gelen çatlak sesleri ne kadar ciddiye alıyor? Bu tür tepkiler Türk hükümetini sonunda Mehmetçiği Irak'a göndermekten vazgeçmeye kadar götürebilir mi?
Bu soruları yönelttiğimiz yetkililerin söylediklerinden şu sonuçları çıkarmak mümkün:
1) Irak'ın çeşitli kesimlerinden gelen tepkiler ciddi bir incelemeye tabi tutuluyor. Kimlerin, neyi, hangi neden veya amaçla beyan ettiği iyice araştırılıyor. Verilen demeçlerin bir kısmının daha çok iç kamuoyuna yönelik, yani siyasal amaçlı olduğu tespiti de yapılıyor. Üst düzey bir Dışişleri yetkilisinin deyişi ile "şu anda sadece birkaç çatlak sese bakarak doğru bir değerlendirme yapmak zor. Ancak bu, hazırlıkları ve müzakereleri engellemeyecektir"...
2) Ankara Iraklı yetkililerle ve toplumun çeşitli kesimleri ile temas halinde. Onlara Türkiye'nin asker gönderme kararının amaçlarını anlatma ve onları ikna etme çabasında. Bu arada Kürt liderliği ile de temaslar yapılıyor ve Celal Talabani de Ankara'da bekleniyor. Bir yetkili de şöyle diyor: "Biz niyetlerimizi anlatmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak Türk askerine karşı çıkanların da anlayış göstermesi, gerçek çıkarlarını sezmesi lazım. Bir de tabii, ABD ve de onları ikna etmek düşüyor"...
3) Türk askerinin gönderilmesi - yani Meclis kararının yaşama geçirilmesi - ABD ile devam eden müzakerelerin seyrine bağlı görünüyor. Halledilmesi gerekin birçok "teknik" konu var: Türk askerinin görev yapacağı "sektör", o bölgeye "intikal güzergahı", gücün büyüklüğü, komuta koordinasyonu, vs... Ankara'da resmi ağızlar bu konularda tam mutabakat sağlanmadan asker gönderilmesinin söz konusu olmayacağını söylüyorlar.
Yani kararın uygulamaya konmasını belirleyecek esas faktör, Amerikalılarla mutabakata varılıp varılmayacağıdır. Ya varılamazsa? O zaman konu baştan yeniden gözden geçirilebilir...
* * *
BU arada Türkiye, askerini en kısa zamanda (belki de kasım ayında) gönderecekmiş gibi hazırlıklarını yapıyor ve dış dünyaya da gerekli mesajları vermeye çalışıyor.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül önceki gün Ankara'da yabancı büyükelçilere kapsamlı bir brifing verdi. Ardından Antalya'da Euro - Med Konferansı'na katılan bazı Arap ülkeleri Dışişleri bakanlarına da, asker gönderme kararının gerekçelerini anlattı, "Türk askerinin sivil bir misyon" ile gideceğini vurguladı.
Aslında Irak'ın belirli kesimlerinden (bu arada Geçici Konsey'den) gelen bazı çatlak seslerin dışında, başka ülkelerden hükümet ve Dışişleri düzeyinde olumsuz bir beyan pek duyulmadı. Antalya'da bulunan Mısır ve Cezayir Dışişleri bakanları Türkiye'nin kararına saygı gösterdiklerini söylediler. İspanya Dışişleri Bakanı da bu kararın Irak'ın istikrarına katkıda bulunacağını belirtti.
* * *
MEDYAYI bir yana bırakırsak (ki o da bölünmüş durumda) Batı'da olsun, Doğu'da olsun, resmi ağızların Türkiye'nin kararına karşı çıkmaması önemli bir gelişme.
Dışişleri Bakanı'nın brifingine katılan büyükelçilerin bir kısmı ile yaptığımız görüşmelerden de çıkan sonuç Türkiye'nin pozisyonunun şimdi daha iyi anlaşıldığıdır. Mart tezkeresinin reddine sevinen bir ülkenin temsilcisinin şu sözleri anlamlıdır: "Meclis'in Türkiye'nin çıkarına uygun bir karar almasına olumsuz bakamayız... Herhalde Irak'ta Türk askeri, Amerikan askerinden daha iyi bir görev yapabilecektir"...