Uluslararası düşünce kuruluşu “German Marshall Fund”un (GMF) yeni yayımlanan “Transatlantik Eğilimler” raporunun önsözünde şu satırlar yer alıyor: “Türk kamuoyu, araştırmanın yapıldığı diğer ülkelerden her zaman farklı görüşte olmuştur. Bu yılki sonuçlar özellikle çarpıcıdır ve Türkiye’nin son dönemdeki dış politika yönüne ışık tutmaktadır...”
Rapordaki bulgular, Türk kamuoyunda Batı’dan uzaklaşma ve Ortadoğu’ya yakınlaşma yönündeki eğilimin giderek güçlenmekte olduğunu ortaya koyuyor.
Geçmiş yıllarla mukayese edildiğinde, genel trend veya gidişat, bir “eksen kayması” yönünde kendini belli ediyor. Devlet olarak Türkiye’nin dış politikasında fiilen bir eksen kayması olmayabilir; ama rapordaki bulgulara göre, kamuoyunda böyle bir eğilim var.
* * *
Türkiye çapında yapılan kamuoyu araştırmasındaki rakamlar, çarpıcı bir tablo sergiliyor.
Türkiye’nin hangi ülkelerle en yakın işbirliği yapması gerektiği konusunda halkın yüzde 20’si Ortadoğu’yu tercih ediyor, yüzde 13’ü AB’yi, yüzde 6’sı ABD’yi seçiyor.
AB üyeliğine olumlu bakanların oranı yüzde 38 civarında (2004’te yüzde 78 idi). Bu üyeliğin gerçekleşebileceğine inananların sayısı ise yüzde 26’dan ibaret.
Türk kamuoyu NATO’ya da artık eskisi kadar önem vermiyor. Destek verenlerin oranı sadece yüzde 30,
ABD Başkanı Obama’ya en düşük güven gösterenler, Türkler (yüzde 28)...
Türk halkı İran’ın nükleer programı konusunda Amerikalılardan ve Avrupalılardan çok farklı düşünüyor: Yüzde 48’i, İran’ın atom bombasına sahip olmasından endişe duymuyor. (ABD’de endişe duyanlar yüzde 86, Avrupa’da yüzde 79.)
En anlamlı sonuçlardan biri de şu: Türk kamuoyunun sadece yüzde 30’u, Türkiye’nin Batı ile ortak değerler taşıdığı kanısında.
* * *
Bu araştırmanın ışığında, Türk kamuoyunun dış politika eğilimlerini ve bunun nedenlerini kısaca şöyle değerlendirebiliriz:
-Batı’ya destek ve güven giderek düşüyor. Bu sadece Batılı ülkeler için değil, kurumlar için de (NATO, AB gibi) söz konusu.
-Bu trend, Türk halkının Batı’dan soğumakta ve uzaklaşmakta olduğunu gösteriyor. Buna karşılık, Ortadoğu ile yakınlaşma arzusu giderek güçleniyor, bu arada İran’a ilgi ve destek artıyor. Bununla beraber, bu trendi “Batı’dan kopup Doğu’ya yönelmek” şeklinde algılamak doğru değil. Sayılara bakılırsa, Türk kamuoyu, Ortadoğu’ya da mesafeli duruyor.
-Ve en önemlisi, Türk kamuoyunun, “ne Batı, ne Doğu, sadece Türkiye” der gibi bir hali var. Kimlerle yakın işbirliği yapılmasını istediği sorusuna verilen yanıtın önemli bir unsuru da, çoğunluğun (yüzde 34 oranında) “yalnız kendisi” opsiyonunu tercih etmesidir.
* * *
Bu eğilimlere yol açan nedenlere gelince:
-Türk kamuoyu öteden beri, özellikle Batı’ya ve genelde yabancı ülkelere karşı bir güvensizlik duymuştur. Bazı analistler bunun aslında Türk halkının kendi içine kapalılığından, yabancılara karşı komplo teorileriyle de beslenen bazı korkularından ve hatta kendisine güven eksikliğinden kaynaklandığı görüşünde.
-Buna karşılık, Türkiye’nin ekonomik gücünün ve siyasal rolünün artması, kamuoyunda daha bağımsız, hatta kendi başına hareket edilebileceği kanısını güçlendiriyor. Bu eskiden beri söylenen “Türkün Türkten başka dostu yok” sözü doğrultusunda yaygınlaşan bir duygu.
-Ortadoğu’ya (ve bu arada İran’a) gösterilen yakınlıkta kuşkusuz Türkiye’de İslami eğilimlerde son zamanlarda görülen yükselişin de önemli payı var.
-Batı karşıtı eğilimde önemli bir faktör de, Batılıların Türk kamuoyunu düş kırıklığına uğratan, hatta öfkelendiren davranışlarıdır. Bu özellikle AB’nin tutumu için geçerlidir.
Türk kamuoyundaki bu trendler Ankara’nın dış politikasını nasıl etkiler? Bu da yarınki yazımızın konusu...