Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       DÜNKÜ "Financial Times" gazetesi, "Euro"nun Türkiye'yi nasıl etkileyeceğine ilişkin bir yazısına şöyle giriyor: "Yıl 2006. AB'nin desteğinde yapılan görüşmelerde, Kıbrıs sorunu çözüme kavuşmak üzere. Türk askerleri AB'nin kurduğu yeni savunma gücü ile tatbikatta. Türkiye AB üyesi olmasa da, enflasyonla ve bütçe açığı ile mücadelesinde, Euro uygulamasına katılabilecek hale gelmiş durumda... Eğer Türkiye'nin AB ile sorunlu ilişkilerinde her iki tarafın da yeni yaklaşımına inanıyorsanız, bunlar fantezi sayılmaz"...
Ünlü İngiliz gazetesi bu senaryodan sonra, Ankara'da yetkililerin Euro'nun yürürlüğe girişini Türkiye için büyük bir fırsat olarak değerlendirdiklerini belirtiyor ve bunun şeffaflık ve rekabeti artıracağına, makro - ekonomik politikalarda yüksek standartların belirlenmesine yol açacağına inandıklarını bildiriyor. Yazıda, AB'nin de bu olayı Türkiye ile ilişkilerinde olumlu bir atmosfer yaratmasını beklediği kaydediliyor, ancak Ankara'daki siyasal istikrarsızlığın bir engel olarak görüldüğü de vurgulanıyor.
FT'nin sunduğu 2006 yılına ilişkin senaryonun ne ölçüde gerçekleşebileceğini bilemiyoruz. Dileriz iki taraf da yeni bir yaklaşım sergiler ve şu anda hayal gibi görünen olasılıklar hakikat olur.
Tabii bunun için, gazetenin de üzerinde durduğu bir hususun, yani siyasal istikrarsızlık engelinin ortadan kalkması şart...
* * *
UZMANLARIN kanısınca, Türkiye bu yeni durumdan birtakım avantajlar sağlayacak.
Başlıca avantaj, AB ülkeleri ile ticarette görülecek. Unutmamalı ki Türkiye dış ticaretinin yarısını bu ülkelerle yapıyor. Geçen yılki ekonomik krize rağmen, Türkiye'nin bu ülkelere dış satımında yüzde 6.7 oranında bir artış oldu (tekstilde bile yüzde 4). Bir yetkilinin hatırlattığı gibi, bu tablo Gümrük Birliği'ne karşı atıp tutanların ne kadar yanıldığını, bu anlaşma sayesinde Türkiye'nin dünyayı saran krizden diğer birçok ülkelere göre nasıl daha az etkilendiğini gösteriyor...
Şimdi tek para birimi, "Euroland" ile ticareti kolaylaştıracak. Artık mark, frank, liret vs. farkının yarattığı parasal zorluklar ortadan kalkacak. Bir analistin deyişi ile "kur istikrarı, ticarette Türk firmalarının, önlerini daha iyi görebilmelerini", hesaplarını daha iyi tutturabilmelerini sağlayacak...
Tabii 2002 yılına kadarki geçiş döneminde, bazı bilinmeyenler ve teknik sorunlar var. Merkez Bankası bunun üzerinde çalışıyor. Hatta Euro'nun kullanılmasını disipline etmek için bazı mali ve idari önlemler içeren bir yasa tasarısı hazırlanmış. Tabii bunları hayata geçirmek için "siyasi karar" gerek. Ama hükümet nerede? Meclis ne ile meşgul?
* * *
UZMANLAR, Euro'ya geçişin Türkiye'ye sağlayacağı avantajlardan bahsederken bir de dış ticaret ve yatırım gelirlerinin bu yeni güçlü dövizle yapılacağını, bir kısım dış borçların da zayıflama trendi gösteren dolarla ödeneceğini anımsatıyorlar.
Ama asıl kazanç, bu sayede Türkiye'nin AB ile ekonomik entegrasyonunun yeni bir ivme kazanması olacaktır. Bir yetkili Türkiye'nin yeni sisteme ayak uydurmak için, bankacılık başta olmak üzere birçok sektörde yeni düzenlemeler yapmak zorunda kalacağını, bunun da Türk ekonomisinin standartlarını yükselteceğini söylüyor. Onun deyişi ile, Gümrük Birliği nasıl bizi AB'ye daha yakınlaştırdı ise, bu yeni sistem de bize entegrasyon yolunda bir adım daha atmak olanağını verecektir.
Tabii ekonomik alanda beklenenler bunlar. Ya siyasal alanda?
Ekonomi siyasetin itici gücüdür. Belki ilerde (FT'nin senaryosundaki gibi) siyasal bütünleşmede de bazı olumlu gelişmeler olur. Şu anda bu yönde fazla bir hareket yok. Türkiye'nin adaylığı konusundaki tartışmalar da durmuş durumda. Bir diplomat, "Ankara beklemede" diyor.
Neyi? Yeni hükümetin kurulmasını mı? Ya sonra?..




Yazara E-Posta: s.kohen@milliyet.com.tr