VAAT edilen bağışların tutarı beklentilerin çok üstünde... İsrail saldırıları sonucunda yıkılan Gazze’nin yeniden inşası için, Mısır’ın Şarm el Şeyh kentinde toplanan 75 ülkenin liderleri, yaklaşık 4.5 milyar dolarlık bir yardım taahhüdünde bulundular.
En büyük bağış sözü, ABD’den geldi: Tam 900 milyar dolar... Suudi Arabistan’ın da içinde bulunduğu 6 Körfez ülkesinin toplam bağış vaadi 1.6 milyar dolar...
Şimdiye kadar çok sayıda ülkeden, bu kadar büyük miktarda bir yardım görülmemişti doğrusu.
Demek ki, Gazze’deki insanlık dramı, tüm dünya ülkelerini, bu ekonomik kriz döneminde dahi, kendi bütçelerinden hatırı sayılır paralar ayırmaya sevk edecek kadar sarsmış...
İyi de, bu paralar evleri yıkılan, perişan duruma düşen Gazzelilere hızla ulaşılabilecek mi?
Gerçek şu ki, Gazze halkı için bu sadece bir umut... Veya gerçekleşmesi zor bir beklenti...
Çünkü verilen yardım sözünün yerine getirilmesi yolunda pek çok engel var.
Bir kere bakalım bu “donör”lerin hepsi, sözlerinin eri çıkacak mı? Vaat ettikleri yüksek paraları süratle ödeyecekler mi? Geçmişte benzer yardım sözünün havada kaldığı görüldü. Umarız bu kez öyle olmaz...
Paralar kime verilecek?
ASIL daha önemli bir zorluk var: Bu paralar kime verilecek? Gazze’de işbaşında bulunan Hamas’a mı, yoksa Batı Şeria’da üslenen Filistin Özerk Yönetimi’ne mi?
Şarm el Şeyh’teki Gazze konferansına Hamas -tanımadığı veya birçok ülkenin terörist listesinde yer aldığı için- davet bile edilmedi. “Donör” ülkelerin çoğu bağışların Hamas’a verilmesine karşı. Bir kısmı (ABD dahil) paranın Mahmud Abbas yönetimine ödenmesinden yana. Bir kısmı da, bu yardımlar için tüm Filistinli tarafların ve bazı “donör” ülkelerin temsilcilerini kapsayacak bir “mekanizma”nın kurulmasını öneriyor. Türkiye de bu fikirde.
Ancak böyle bir mekanizmanın kurulması konusunun tartışılması ve fiilen hayata geçirilmesi herhalde zaman alacak.
Zorluklar bununla da bitmiyor. Esas sorun, ateşkesle ilgili. Kalıcı bir ateşkes mutabakatı sağlanmadan Gazze her an yeniden patlamaya müsait. Bu şartlarda, kimse “yeniden imar” için paraları yatırmaz...
Kalıcı bir ateşkes anlaşmasının gerçekleşmesi, sınır kapılarının açılması, yani ablukanın son bulması açısından da çok önemli. Abluka sürdükçe, sınır kapıları açılmadıkça, imar için gerekli malzeme de sevk edilemez. Bu durumda bağışlar da ödenmez!
Alıcılar kavgalı!
GAZZE konferansına katılanlar bütün bu zorlukların farkında kuşkusuz. Bu nedenle birçok ülke temsilcisi, yardımların gerçekleşmesi için, öncelikle Filistinlilerin (yani iki ayrı yönetimin) uzlaşıp birleşmesini, ayrıca Gazze’de kalıcı bir ateşkes anlaşmasının sağlanmasını istediler. Konferans sonunda yayımlanan bildiride de bu doğrultuda bir çağrı yapıldı.
Ancak taraflar bu noktadan hâlâ uzaktalar.
Şu bağış konusu dahi, Hamas ile Filistin Yönetimi yetkililerini ortak bir çizgiye getiremedi. Aksine, bu da, aralarını açan bir soruna dönüştü. İki taraf ta bu yardımlara sahip çıkmak peşinde...
Ateşkesin karşılıklı bir anlaşmayla kalıcı hale gelme olasılığı da, bütün diplomatik çabalara rağmen, hâlâ oldukça zayıf.
Bu şartlarda göz kamaştırıcı 4.5 milyar dolarlık yardım vaadinin pratik değeri, yani Gazzelilerin derin acılarının giderilmesine katkısı ne olabilir ki?...