Sami KOHEN
TÜRK diplomasisi Ortadoğu'da "ikili" bazda, bozuk ilişkileri düzeltmeyi ve mevcut dostlukları geliştirmeyi, "çok yanlı" olarak da bölgede barış ve işbirliğini sağlamayı hedefleyen bir atılımı başlatmış bulunuyor.
Dışişleri Bakanı
İsmail Cem'in Irak'ı ve Ürdün'ü, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı
Korkmaz Haktanır'ın İran'ı, Bakanlık İkili İlişkiler Dairesi Başkanı
Aykut Çetirge'nin de Suriye'yi ziyareti, dış politikadaki bu yeni hamlenin unsurları.
Bu girişimleri, önümüzdeki günlerde Suudi Arabistan'ı ve Körfez ülkelerini ziyaretler izleyecek.
Türkiye'nin geçmişte ihmal ettiği veya geri plana ittiği Ortadoğu ülkeleri ile ilişkileri gündeme getiren bu yeni atak, önemli bir gelişme.
* * *
DIŞİŞLERİ Bakanlığı Müsteşarı Haktanır'ın deyişi ile, Türkiye şimdi Ortadoğu'daki tüm ülkelerle "kanalları açmış bulunuyor".
Bu yeni açılımın amacı, bir yandan ikili ilişkileri normalleştirmek ve geliştirmek, bir yandan da "Komşuluk Forumu" adı verilen girişim çerçevesinde bölgede barış ve güvenliğin kurulmasına katkıda bulunmak...
Haktanır, geçenlerde belirttiğimiz gibi, Tahran ziyareti ile İran'la bozuk ilişkilerin düzelmesi yolunda ilk adımın atılmasını sağladı. İki ülke arasında büyükelçi teatisi Mart ayında gerçekleşecek, ayrıca güvenlik ve ekonomik işlerle ilgili ortak çalışmalar başlayacak.
Rusya'dan AB camiasına kadar çeşitli ülkelerin İran'la ilişkileri normalleştirdiği bir sırada, Türkiye'nin bunun gerisinde kalmaması, kuşkusuz doğal ve gereklidir.
* * *
ORTADOĞU'daki komşularımız arasında "en sorunlu ülke" durumundaki Suriye'ye uzun süreden beri ilk kez üst düzey bir Dışişleri yetkilisinin gitmesi Türkiye'nin Şam ile bir diyalog başlatmak konusundaki iyi niyetini ortaya koymuştur.
Çetirge'nin deyişi ile, "buzları kırmayı amaçlayan" bu girişimin Şam'da iyi karşılanması ve Suriye Dışişleri Bakanı Faruk Şara'nın ülkesinin Türkiye ile dostluğa önem verdiğine ilişkin sözleri, iyi bir başlangıç sayılabilir.
Bütün iş, bunun devamını getirmektir. Türk diplomatı, Suriyeli meslektaşı Adnan Omran'ı Ankara'ya davet etmiştir. Bu ziyaretin gerçekleşmesinden sonra, umarız görüşmelerde ilişkilerin soğumasına yol açan esas meselelere inilir. Türkiye açısından başlıca anlaşmazlıklar Suriye'nin teröre (PKK'ya) desteği, su sorunundaki talepleri ve uluslararası platformda Türkiye'ye karşı davranışlarıdır.
Şimdilik Suriye bu meselelerde bilinen pozisyonunu koruyor. Ne var ki, bu sorunlar küskünlükle halledilemeyeceğine göre, doğru olan şey diyaloğu başlatmak ve anlaşmazlıkları yeni bir yaklaşımla halletmeye çalışmaktır...
* * *
DIŞİŞLERİ Bakanı Cem'in Ürdün'deki temaslarında ikili ilişkilerin geliştirilmesi kadar (veya bundan çok) bölgesel konular ve ileriye dönük kollektif girişimler ele alınmıştır.
Bu vesile ile, Ankara'nın iki alanda yeni bir atağa kalktığı görülüyor: Birincisi, son zamanlarda aksayan Ortadoğu barış sürecinin yeniden başlatılması, ikincisi de "Komşuluk Forumu" projesinin devreye sokulması ile ilgili.
Ürdün'ün de desteği ile, Türk diplomasisi şimdi İsrail - Filistin barış sürecine yeni bir ivme kazandırmayı üstlenmiş bulunuyor. Ankara tüm ilgili taraflarla iyi ilişkilerini de "manivela" olarak kullanarak, barış çarkını yeniden harekete geçirmeye çalışacak. Bu hem bölgenin, hem de Türkiye'nin yararına.
Zor bir iş; ama üstünde çalışılmaya değer...
"Komşuluk Forum"u, Türkiye'nin diğer 6 bölge ülkesi ile birlikte, Körfez krizinden sonraki dönemde, bölgenin siyasal ve ekonomik durumunun ve çok yanlı ilişkilerin normalleştirilmesini öngörüyor. Daha uzun vadede düşünülen AGİT tipi bir güvenlik ve işbirliği sistemi, şimdilik ütopik bir fikir.
Ama Irak'ın toprak bütünlüğüne ve ambargonun kaldırılmasına ilişkin fikirler, "yedi komşu" arasında ortak girişim zemini oluşturabilir. Nitekim Ürdün dahil, şimdiye kadar temas edilen ülkeler bu projeye sıcak bakıyor.
Evet, bu da zor bir iş; ama üstünde çalışılmaya değer...
Yazara EmailS.Kohen@milliyet.com.tr