Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin'in Tahran ziyareti, işte böyle tarihi bir önem taşıyor.Bundan önce bir Sovyet liderinin İran başkentine gidişi, ta 1943'te gerçekleşmişti. İkinci Dünya Savaşı'nın en hareketli günlerinde Stalin, iki müttefiki, Roosevelt ve Churchill ile Tahran'da buluşmuş ve onlarla Hitler Almanya'sına karşı izlenecek ortak strateji üzerinde anlaşmıştı.Uzun yıllar sonra şimdi Putin çok farklı koşullarda İran'ı ziyaret ediyor.Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ciddi sarsıntılar geçiren Rusya Federasyonu, hızlı bir toparlanma döneminin ardından şimdi yeniden güçlü bir devlet olarak uluslararası arenada kendini gösteriyor...Şah rejiminin devrilmesinden ve İslam devriminin gerçekleşmesinden sonra yeni bir yola giren İran da, giderek güçleniyor ve bölgesel bir aktör olmaya çalışıyor...Rusya ve İran'ın rejimleri, kültürleri, dünya görüşleri birbirinden çok farklı olmakla beraber, bugünkü konjonktürde benzer veya ortak çıkarlar, onları birbirine yaklaştırıyor. BİR devlet başkanının komşu bir ülkeyi ziyareti 64 yıldan beri ilk kez gerçekleşiyorsa, bunun özel bir önemi var demektir... Rus liderinin Tahran ziyaretinin gündeminde, İran'ın nükleer programından enerji politikalarına ve Hazar havzası ülkeleri arasında işbirliğine kadar, bütün dünyayı ilgilendiren güncel konular yer alıyor.Bu konularda yapılan görüşmelerin önemli yanı, Rusya'nın son zamanlarda geliştirdiği yeni politikaların daha belirgin olarak ortaya çıkmasına vesile olmasıdır.Örneğin, İran'ın nükleer programı konusunda, Moskova giderek Batılı ülkelerden daha bağımsız hareket ediyor, İran'a karşı güçlü yaptırımlar uygulanmasına karşı çıkıyor, Tahran ile diyaloğun sürdürülmesi gerektiğini savunuyor.Ruslar İran'ın nükleer silahlara sahip olmasını istememekle beraber, Tahran'daki yönetime daha anlayışlı ve esnek bir tavır sergiliyor. Nitekim Putin, hafta başında Şansölye Merkel ile yaptığı görüşmeden sonraki bir demecinde, İran'ın nükleer silah üretme peşinde olmadığı izlenimini taşıdığını açıkça söyledi...Aynı şekilde, Rusya enerji alanında ve Hazar havzası ülkeleri arasında işbirliğinde, "Batı'yı uzak tutma" stratejisinde İran'la aynı çizgide. Putin'in Tahran'a varır varmaz katıldığı 5 Hazar ülkesi (Rusya, İran, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan) zirvesindeki konuşmaları, bunu açıkça ortaya koydu. Rus liderine göre, Hazar bölgesi ülkeleri topraklarının başka ülkeler tarafından askeri amaçlarla kullanılmasına karşı çıkmalı. (Bu, bölgede üs bulundurmak isteyen ABD'ye bir göndermedir). Aynı şekilde Ahmedinecad da dış müdahalelere izin verilmemesi gerektiğini savundu... Bölgesel aktörler Putin'in Tahran ziyareti, Rusya'nın kendi bağımsız politikalarını geliştirdiğini, Batı karşıtı güçlerle işbirliğine girişmekten çekinmediğini, giderek uluslararası platformda aktif bir rol oynamaya başladığını ortaya koyuyor. Bu, bugün için değilse bile, ilerisi için, "birden fazla kutuplu" bir dünyanın sinyalini veriyor...Bu ziyaret, İran'la da izolasyonu kırmak, Batı'ya karşı doğal -ve güçlü- bir müttefik bulmak ve bölgesel aktör olarak etkinliğini artırmak olanağını veriyor.Moskova'daki "Siyasi Araştırmalar Merkezi" Başkanı Vladimir Orlov'a göre, Rusya ile İran arasında artık bir "stratejik ortaklık" var... Bu da bölgedeki ve dünyadaki dengeler açısından önemli bir gelişme... skohen@milliyet.com.tr Birden fazla kutup...