Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD’nin ünlü dergisi “Time”ın, sosyal paylaşım sitesi “facebook”un kurucusu Mark Zuckerberg’i “Yılın Kişisi” seçmesi, birçok çevrede şaşkınlığa ve tartışmalara yol açtı.
Hemen bir parantez açarak şunu hatırlatalım ki, “Time” uzun yıllar boyunca bu geleneksel seçimine “Yılın Adamı” (Man Of The Year) derken, şimdi bu başlığı kadın-erkek eşitliğini dikkate alarak “Yılın Kişisi” (Person Of The Year) olarak değiştirmiş bulunuyor.
Ama şaşkınlık ve tartışma konusu bu başlık değişikliği değil. Bunu herkes çok doğal karşılıyor.
Bu kez sebep, “Time” editörlerinin veya derginin seçici kurulunun, dünyanın çeşitli yerlerinden yüz binlerce kişiden gelen mesajlara ters düşen bir tercih yapmış olmasıdır.
Finale kalan ilk 10 arasında Zuckerberg, sadece 18 bin oyla son sırada. Buna karşılık “Wikileaks”in kurucusu Julian Assange, 382 bin oyla ilk sırada. İkincisi 273 bin oyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hemen ardından Lady Gaga, vesaire... Listenin dibindeki Zuckerberg’in, aynı listenin başındaki Assange’ye tercih edilmesi, birçok kimse tarafından yadırganıyor...
Ne var ki, “Time”ın editörleri, yıllardan beri uyguladıkları kıstaslara bu yıl en uygun düşen adayın Mark Zuckerberg olduğu kanısındalar.
Bu tercih yapılırken, gözetilen başlıca kriter “Yılın Kişisi”nin etkinliğini dünya çapında hissettirmesi ve yaptığı işin insanlık üzerinde derin bir iz bırakmasıdır. Bu etki olumlu veya olumsuz da olabilir. Nitekim “Time” geçmiş yıllarda Hitler’den Stalin’e kadar birçok “aykırı” lideri “Yılın Adamı” seçmekten çekinmemiştir...

İki internet adamı
BU kez derginin seçici kurulunun özellikle Zuckerberg ile Assange arasında bir hayli tereddüt geçirdiğini tahmin ediyoruz.
Böyle bir seçimin yapılmasının zorluğunu bilenlerdeniz.
“Milliyet” 1970’lerden itibaren uzun bir süre “Türkiye’de ve “Dünyada” “Yılın Adamı”nı ve “Yılın Olayı”nı seçmiş, çıkan sonuç da yabancı ajanslar tarafından (“Time”ınki gibi) dünyaya duyurulmuştur. O yıllarda seçici kurul çalışmaları sırasında çok tereddüde düştüğümüz ve tercihte zorlandığımız zamanlar olmuştur. İlan edilen sonucun bazı çevreleri memnun etmediği veya rahatsız ettiği durumlar da yaşanmıştır.
“Time” üstelik kendi kararından önce bir nevi halkoylaması yaptığı için, hele bu yıl, daha da güç bir duruma düşmüş bulunuyor.
Belirleyici kriter “o kişinin dünyayı güçlü biçimde etkilemesi” şeklinde formüle edilince, bu yıl tesadüfen iki “internet adamı” arasında yapılan tercihin hararetli tartışmalara yol açması doğal.
Ama editör Richard Stengel’in Zuckerberg lehinde öne sürdüğü şu gerekçe önemli: “facebook, şimdiye kadar yapılmamış bir şekilde, 500 milyondan fazla kişiyi birbirine bağlayıp toplumsal ilişkilerin haritasını çıkarıyor, bilgi değiş tokuşu ile ilgili yeni bir sistem yaratıyor, günlük hayatın biçimini değiştiriyor.”

İki farklı devrim
İŞTE “Time” bu bakımdan (yani insanların yaşam tarzı üzerindeki etkileri açısından) 26 yaşındaki Zuckerberg’i Assange’ye tercih etmiştir.
Kuşkusuz bunun lehinde ve aleyhinde söylenecek çok şey var. Gerçekten “facebook” bütün dünyada insanların günlük yaşamına girmiş durumda. Bu, sosyal ilişkilerde bir devrim yaratıyor. İyi mi oluyor, kötü mü, o ayrı bir mesele...
“Wikileaks” devlet politikalarının şeffaflaşmasına yol açıyor. Bu da uluslararası diplomaside bir devrim. Ama “Wikileaks” “facebook” kadar halkın günlük yaşamını değiştirmiyor veya etkilemiyor. En azından şimdilik...