Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dün Türk donanmasının TCG Gaziantep firkateyni, 222 kişilik denizci personeliyle Marmaris'in Aksaz üssünden hareket etti... Haftaya 274 kişilik bir kara birliğinin Lübnan'ın güneyinde Sur bölgesinde konuşlanmak üzere, Türkiye'den ayrılması bekleniyor... Bu arada gene Deniz Kuvvetleri'ne mensup iki korvet de, Lübnan kıyılarındaki Türk deniz birliğine katılacak...Hepsinin yolu açık olsun...Bu birlikler, BM Güvenlik Konseyi'nin 1701 sayılı kararına göre, Lübnan'daki çokuluslu barış gücü (UNIFIL) çerçevesinde görev yapacak.Daha önce varılan mutabakat uyarınca, Türk askerleri istihkâm ve insancıl yardım alanında katkıda bulunacak, örneğin yıkılan köprü ve yolların onarımına yardım edecek. Resmi beyanlarda da belirtildiği gibi, Türk birliklerinin Hizbullah'ı silahsızlandırması veya taraflardan herhangi biriyle çatışmaya girmesi söz konusu değil. Diğer bir deyişle, Mehmetçik öz savunması için zorunlu olmadıkça, silah kullanmayacak.Dileriz ki böyle bir ihtiyaç hiçbir zaman duyulmasın. Mehmetçik, Lübnan'daki misyonu için yola çıktı... Türk askerinin bu yeni görevini üstlendiği şu günlerde Lübnan'da durum ne?Şimdilik nispi bir sükûnet var. İsrail geçen hafta sonu Güney Lübnan'dan son askerlerini de çekti. Şimdi Lübnanlılar yaralarını sarmaya ve normal hayata dönmeye çalışıyorlar.Bu arada savaş, Lübnan'daki siyasi dengeleri bir hayli değiştirdi. Hizbullah bugün ülkenin en popüler ve etkin gücü. Hizbullah lideri Nasrallah geçenlerde, örgütün elinde hâlâ 20 bin füzenin bulunduğunu öne sürdü ve silahları kesinlikle bırakmayacaklarını söyledi.Güvenlik Konseyi kararı, pratikte Hizbullah'ın silahsızlandırılmasını öngörüyor. Bu, Güney Lübnan'da konuşlanan Lübnan askerlerinin görevi sayılıyor. Ne var ki, Lübnan hükümeti ve ordusu, çatışmaya yol açabilecek öylesine riskli bir işe girişmek niyetinde değil. UNIFIL de böyle bir misyon üstlenmeyeceğine göre, Hizbullah silahlarını depolarda tutacak demektir.Şu sırada Hizbullah'ın bu silahları İsrail'e karşı kullanacağına dair bir işaret yok. Savaş yorgunluğu ve BM Barış Gücü'nün bölgede bulunması, en azından şimdilik sınır boyunca yeni çatışmaların çıkması olasılığını zayıflatıyor.Ancak meselenin başka bir yönü var: Hizbullah'ın silahsızlandırılmasının zorluğu -veya imkânsızlığı- kabul ediliyor, ama örgüte dışarıdan silah sevkıyatının kontrolü ve engellenmesi şart sayılıyor. Bu sevkıyat kara veya deniz yoluyla yapılabilir. Bu durumda UNIFIL, müdahale edecek ve gerekirse silah kullanacak mı? Bu, Türk deniz birliğini de yakından ilgilendiren bir sorun.Kısacası, Lübnan'da durum sakinleşmiş olsa da, tehlike potansiyeli hâlâ yüksek görünüyor... Durum sakin, ama... Dünyanın saygın hükümet dışı örgütlerinden Uluslararası Kriz Grubu (ICG) dün yayımladığı "Arap-İsrail Anlaşmazlığı: Kalıcı Barışa Ulaşmanın Yolu" başlıklı raporunun sonunda, "küresel liderler"in bir çağrısını yayımladı. Jimmy Carter'dan Mihail Gorbaçov'a, Butros Gali'den Carl Bildt'e kadar 136 ünlünün imzaladığı deklarasyon, Filistin ve Lübnan sorunları dahil, Ortadoğu uyuşmazlıklarının halli için acil bir uluslararası konferans öneriyor.Deklarasyonu imzalayan isimler arasında -tek de olsa- bir Türkün bulunması bizi sevindirdi. O da, eski Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu...Bu önemli raporun içeriğini önümüzdeki günlerde ele alacağız... skohen@milliyet.com.tr Liderlerin çağrısı