Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Olay bütün sınırları aştı: Atina’daki gösteriler kanlı bir isyana dönüştü... Yunan krizi bir virüs gibi yayılmaya ve Avrupa ülkelerini tehdit etmeye, hatta dünya piyasalarını da sarsmaya başladı...
Bu artık bir “Yunan sorunu” olmaktan çıktı, bir “AB sorunu” (hatta bir “dünya sorunu”) olmaya yüz tuttu...
Uluslararası topluluk geç farkına vardı ama, sonunda AB ve IMF Yunanlılara 110 milyar euro’luk bir cankurtaran simidi atmaya karar verdi.
Yunanistan bununla kurtulabilecek mi?
Bu, Yunanistan’ın kendini kurtarmak için nasıl davranacağına bağlı. Papandreu yönetiminin aldığı borç, ülkenin birikmiş toplam borçlarının üçte biri. Yunan hükümetinin bu destek paketini iyi kullanması, Yunan halkının da eski rahat yaşam tarzını bırakıp kemerlerini sıkması gerek.

Acı ilaç
Hükümet bu konuda kararlı. Kendisine empoze edilen şartları yerine getirmekten başka çaresi yok. Aksi halde devlet batar...
Halk ise öfkeli. Hemen hemen herkes gelmiş geçmiş tüm politikacılara, yanlış politikaları uygulayan bürokratlara, ayrıca şimdi yardım elini uzatan AB’ye ve IMF’ye de kızgın...
Ne var ki sokaklara yansıyan bu öfke (ve şiddet) Yunanistan’ın ağır hastalığına çare değil.
Kuşkusuz işçisiyle, memuruyla halk yığınları için bu acı ilacı alıp daha da sıkıntıya katlanmak çok zor. Ama bu bataktan kurtulmanın da başka yolu yok.
Ülkenin kaderi sonuçta devletin bu krizi ne kadar iyi ve kararlı bir şekilde yöneteceğine, halkın da bu zor dönemde alışılagelen yaşam tarzından ne kadar fedakârlık yapacağına bağlı...

Tatlı hayat
Olaya bir de Türkiye açısından bakalım.
Komşunun düştüğü hale bakıp “Çok şükür, biz onlardan çok daha iyiyiz” demek mümkün.
Gerçekten bugünkü tablo da bunu gösteriyor. Yunanlılar (AB üyeliğinin sağladığı olanaklarla) bizden daha yüksek bir yaşam standardına kavuştular, daha iyi bir hayat sürdüler. Türkiye bu arada ciddi krizler, sıkıntılar yaşadı. Ama makro düzeyde bugün durum farklı: Türk ekonomisi büyüyor, ilerliyor, Yunan ekonomisi çöküyor. Türkiye üretken, dinamik bir ülke. Yunanlılar hizmet sektörü dışında fazla bir şey üretmeyen ve imkânlarının üstünde yaşamak isteyen bir millet...
Bu kriz yüzünden Yunanistan’ın özellikle AB’deki itibarı ve güvenirliği sarsıldı. Bu belki de Türkiye’de bazılarına “Oh olsun, şimdi bizim değerimizi anlasınlar” dedirtecektir.
Ne var ki, AB yöneticileri (veya Avrupa ülkeleri liderleri) şu sırada böyle bir kıyaslama yapmak eğiliminde değiller. Onların şimdi büyük derdi, Yunanistan’ı iflastan kurtarmak olduğu kadar, İspanya, Portekiz gibi ülkelerin “virüs’e yakalanmasını önlemektir.
Bu bakımdan, Yunan krizinin Türkiye’yi iki alanda olumsuz etkilemesi ihtimali var:
1) Virüsün yayılması ve krizin dünya piyasalarını sarsması, Türk ekonomisine de zarar verecektir. Borsalardaki hareketler bunun sinyalini veriyor.
2) AB üyelik süreci zaten çok ağır ilerliyor. Ama şimdi AB içinde “genişleme” fikrine daha soğuk bakılacak, kendi bünyesindeki sorunlar ön plana geçecektir.
Dolayısıyla, Yunanistan’daki krizin en kısa zamanda kontrol altına alınması, Türkiye açısından da önem taşımaktadır.