IRAK'a asker göndermenin lehinde ve aleyhinde pek çok argüman öne sürülebilir. Zaten Türkiye'de haftalardan beri bu karşıt argümanlar tartışılıyor. Ve herhalde Meclis'in dünkü kararından sonra da tartışılmaya devam edilecek.
Asker göndermeye karşı çıkan görüşte, şimdiye kadar daha çok bunun yol açabileceği zararlar öne çıktı. Nitekim bu bağlamda ileri sürülen başlıca olumsuzluklar, Irak'taki Türk kuvvetlerinin Amerikan askerlerinin yanında "işgalci" olarak görüleceği, direnişle karşılaşabileceği, hatta kayıplar verebileceğidir.
Asker göndermenin lehindeki görüşte ise, bunun neden olabileceği zararlardan çok, sağlayabileceği kazanımlara ağırlık verildi. Ancak bu arada asker gönderilmemesinin olası zararlar listesine de şu maddeler alındı: ABD ile ilişkiler büsbütün bozulur, Türkiye Irak'ın ve özellikle Kuzey Irak'ın geleceği üzerinde etkin olamaz, siyasi, ekonomik bir rol alamaz, Kuzey Irak'ta PKK'yı çökertemez, yerel Kürt yönetimini de denetleyemez...
***
ASKER göndermenin lehindeki argümanlarda üzerinde durulan başlıca üç kazanım var ki, bunun ne ölçüde gerçekleşeceği konusunda bazı kuşkular var. Hatta diyebiliriz ki, asker göndermenin 'yanlısı' veya 'karşıtı' olanların dışında, üçüncü bir grup olarak "şüpheciler" de yer alıyor.
Gerçekten Türkiye'nin bundan kazancı ne olacak? Siyasi bakımdan Türkiye Irak'ın geleceğinde söz sahibi olabilecek ve bölgede bir rol oynayabilecek mi? Ekonomik bakımdan Irak'ın yeniden yapılanması sürecinde çeşitli projelerde hatırı sayılır bir pay alabilecek mi? Ve nihayet güvenlik alanında da Kuzey Irak'ta PKK / KADEK'in saf dışı edilmesinde etkin olabilecek mi?
Ankara'nın resmi görüşü, bu beklentilerin Irak'a asker gönderilmesi ve ABD ile sıkı işbirliği kurulması sayesinde, gerçekleşeceği yönündedir.
Washington'un resmi görüşü de aynı paraleldedir. Yani Amerikalılara göre de sözünü ettiğimiz üç alanda, Türkiye'nin Irak'ta askeri varlığının bulunması, bulunmamasına oranla çok daha avantajlı olacaktır. Şöyle ki:
1) Siyasi bakımdan ABD (yönetimi, Kongresi ve medyası ile) Türkiye'ye güvenilir bir ortak olarak bakacak, onunla güçlü bir diyalog kuracak ve böylece Türkiye'nin bölgede etkisini hissettirmesi mümkün olacaktır.
2) Ekonomik alanda Ankara'da olduğu gibi Washington'da da şimdi iki ülkenin birlikte Irak'ın yeniden imarına çalışacağı umudu ifade ediliyor. Ama Türkiye büyük projelerde ne kadar yer alacak? ABD şirketleri Türk firmalarını bu gibi projelere sokacak mı? Bunun garantisi yok tabii. Ancak deneyimli bir Türk işadamının deyişi ile "Türkiye ve Türk özel sektörü işi sıkı tutarsa ve dinamik atılımlar yaparsa, şimdi daha avantajlı duruma gelebilir..."
3) Güvenlik açısından ABD ile kurulacak yeni işbirliği Kuzey Irak'ta PKK / KADEK'e karşı mücadelede ABD'nin daha aktif yer almasını sağlayacaktır. Amerikalılar PKK'lıları ele geçirip Türkiye'ye teslim etmeye veya gerekirse onlara karşı savaşmaya kadar gidecek mi? ABD'nin verdiği sözün bu yönde olduğu belirtiliyor.
Bütün bu olasılıklar gerçekleşebilecek mi? Zor bir soru bu. Ancak soruyu bir de şöyle sormak gerek: Türkiye'nin asker göndermeyip kendisini bu işin dışında tutması ile bu üç temel koşulun gerçekleşmesi mümkün mü?