İlk bakışta, anlaşma tamam: Aylardır süren bir iç savaştan sonra, Makedonya'da iki taraf barışıyor.
Ama bütün mesele, Makedon (Slav) liderlerle Arnavut temsilcilerin, NATO ve AB yetkililerinin huzurunda imzaladıkları anlaşmanın gerçekten uygulanıp uygulanamayacağıdır.
Doğrusu bundan kimse emin değil. Makedonya, bu anlaşmadan sonra da, barış ile savaş arasında bocalıyor.
İyi niyetle ve tüm güçlerin desteği ile kalıcı bir barış sağlanabilir; veya bazı militanların tahriki ile yeniden savaş haline dönülebilir...
* * *
ANLAŞMAYA göre Arnavutların istediği gibi, Anayasa'da önemli bazı değişiklikler öngörülüyor: Devlet gene üniter yapısını koruyor, ama Arnavutlara parlamentoda ve poliste daha geniş katılım hakkı veriliyor. Arnavutça ikinci dil olarak kabul ediliyor, Arnavutların çoğunlukta olduğu bölgelerde yerel yönetimlere daha geniş yetki tanınıyor.
Buna karşılık, Arnavut güçlerin silahlarını teslim etmesi, ateşkese tam uyması da öngörülüyor. Bunun gerçekleşmesinde NATO'nun bölgeye sevk edeceği (ve aralarında 150 Türk askerinin de bulunacağı) 3500 kişilik bir Barış Gücü yardımcı olacak.
* * *
ŞİMDİ esas soru şu: Önce silahların teslimi ve sonra anayasal reformlar mı? Yoksa önce reformların gerçekleşmesi ve sonra silahların teslimi mi?
NATO - AB ikilisinin çabası, bunun eş zamanlı olarak gerçekleştirilmesi yönündedir. Yeter ki, (1) "Resmi" taraflar birbirine güvensin, (2) "Aşırı" kesimler (hem Arnavutlardan, hem de Slav Makedonlardan) olay çıkarıp, uzlaşmayı sabote etmesin...
Bu kırılgan anlaşmayı başarı ile yaşama geçirmeyi çok isteyen NATO'nun elindeki olanaklar da sınırlı. Genel Sekreter Robertson'un deyişi ile, Barış Gücü'nün görevine başlaması, ancak etrafın sükunete kavuşması ve isyancıların silahlarını "gönüllü" olarak teslim etmeye yanaşması ile mümkün olacak. Yeni, NATO askerleri bu işi kuvvete başvurarak yapmaya yeltenmeyecek.
* * *
BU gelişmeden çıkarılacak ilginç bazı sonuçlar var.
* Bu dışarıdan gelen müdahalelerle gerçekleşen bir "zoraki barış"tır. Ama uluslararası girişimler ve baskılar olmasaydı, Arnavutlarla Makedonların kendi inisiyatifleri ile anlaşmaları pek mümkün olmayacaktı...
* Bulunan çözüm, bir "orta yol" formülüne dayanıyor. Dolayısı ile iki taraftaki "uçlar" bundan hoşlanmayacak ve hatta ters tepki gösterecektir...
* Bu uzlaşmada, daha çok Makedon tarafı taviz verdi. Örneğin Arnavutların dil ve eğitim alanındaki taleplerine razı oldu...
* NATO ve AB birlikte çalışıp Balkanlar'da "çatışmayı önleme" alanında iyi bir performans gösterdi...
Evet, anlaşma tamam: "Şimdi sıra bu "zor barış"ın hayata geçirilmesinde...