Sözde sosyal demokrat olan CHP'nin Olağanüstü Kurultayı'nda dün Deniz Baykal'ı dinlerken, onca yıl o kadar insan için Türkiye'nin "çağdaş uygarlık kapısı" olarak görülen bir partinin içine düştüğü zavallı durumu düşünmeden edemedim.
Ses tonunu, alışılagelmiş yaklaşımıyla, efekt olarak ne kadar yükseltirse yükseltin, Baykal'ın artık kendi delegelerini bile fazla ikna etmediği, aldığı coşkusuz ve heyecansız alkışlardan belliydi.
Uygar insanlar için CHP'nin nihayet bittiği noktayı temsil eden İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ı açıkça kınayamaması ise Baykal'ın parti içinde ne denli "iki arada bir derede kaldığını" sergilemeye yetti.
Baykal'ın altını çizerek, "Bizim için kimsenin dini ve kökeni önemli değildir" demesine rağmen takındığı bu tavır, Arıtman'ı kuşkusuz memnun etti.
Yoksa, Cumhurbaşkanı'na karşı takındığı saygısız tutumdan ve bunu yaparken sarf ettiği çirkin sözlerden dolayı, "sosyal demokrat" olduğunu iddia eden bir parti tarafından, Sedat Ergin'in de önceki gün işaret ettiği gibi, anında ihraç edilmesi gerekirdi.
CHP, bir yere gidemez
CHP bunu yapabilseydi, anlamsız olan son "kara çarşaf açılımı"nın da katkısıyla iyice yitirdiği saygınlığını bir nebze olsa geri kazanabilirdi. Oysa, Baykal, CHP'nin belki de bugüne kadar gördüğümüz en çirkin yüzünü temsil eden Arıtman'ı rahatlatmayı yeğledi.
Arıtman'ın, bu durumda, çamur sözler sarf etmeye devam ederek CHP'deki "uygarlık açığını" iyice ortaya koyması beklenebilir. Ancak, bir yanda "kara çarşaf açılımı", diğer yanda "Arıtman olgusu" derken, bu partinin bir yere gidemeyeceği de belli oldu.
Bu açıdan bakıldığında, partinin gerçek yüzünü sergilediği için Arıtman'a, tersten bile olsa, teşekkür dahi borçluyuz. Zira, kendilerini, nesnel ve evrensel tanımlara göre "uygar" sayan iyi niyetli ve hoşgörülü insanlar arasında, bu parti hakkında, en küçük bir beklenti kaldıysa, herhalde bu da artık yok olmuştur.
AKP ile MHP’ye yarar
Bu arada - tümüyle zıt nedenlerden dolayı olsa bile - Arıtman'ın yaklaşımının AKP ve MHP'ye yarayacağı da kesin. Arıtman'ın Cumhurbaşkanı'na saldırılarından dolayı infial içinde olan bir çok kişi, sırf bu nedenle, tekrar AKP'ye meyledecektir.
Arıtman gibi düşünenler ise, "Aslı varken kötü suretine niye itibar edelim" diye - tutarsız olan CHP'ye değil-kendi içinde tutarlı olan MHP’ye yöneleceklerdir.
Bu arada, aydınların "Ermenilerden özür diliyoruz" bildirisine sırf Arıtman yüzünden imza atan insanlar tanıyoruz. Bunu yapıyorlar, çünkü, Arıtman’ın, "Ogün Samast'ların TBMM'deki temsilcisi" olduğunu görüyorlar ve bu gibi kişilerle hiçbir ilgilerinin olamayacağını güçlü bir şekilde ortaya koyma ihtiyacını duyuyorlar.
Üzüldüğüm CHP’liler
Burada şahsen üzüldüğüm kişilere gelince, bunlardan biri TBMM AB Uyum Komisyonu ve AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu üyesi, CHP Adana Milletvekili, sevgili Gaye Erbatur dostumdur.
Kendisi, CHP'nin gerçekten uygar ve güzel yüzü olarak iyi niyetle çalışıyor ve partisini "can havliyle" Avrupalılara anlatmaya çabalıyor. Üzüldüğüm diğer kişi ise, CHP’nin Avrupa’da "daha iyi anlaşılması için" Brüksel'de tutulan ve aylardır bizce boş yere çabalayan sevgili dostum, uygar ve güzel insan Kader Sevinç'tir.
Ne yazık ki, bugün "CHP" dendiğinde akla bu güzel simalar gelmiyor. Canan Arıtman geliyor. Türkiye için bundan daha üzücü bir durum olamaz.