Başika iddialarına Ankara’nın yanıtları

7 Ekim 2016

Suriye’de Halep, El Bab, Menbic ve Rakka üzerindeki tartışmalar küresel ölçekte sürerken, Irak ve ülkenin en büyük ikinci kenti Musul’un DAEŞ’ten temizlenmesi için yapılacak operasyon gündemin ilk sırasına oturdu.

ABD ve koalisyon güçlerinin Irak merkezi hükümeti ve kuzeydeki Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile bu ay içerisinde operasyona başlamayı tasarladığı biliniyor.

Türkiye de uzun bir süredir bu gelişmeleri yakından izliyor.

Türkiye, Başika’da Bağdat yönetiminin çağrısıyla kurulan askeri kampta uzun bir zamandır askeri eğitim veriyor.

Irak Meclisi’nin Musul operasyonundan hemen önce Türk askerini işgalci olarak niteleyerek Başika’dan çekilmesini istemesi tartışmaların fitilini ateşledi.

ABD makamları, bu çıkışa, kararın Irak Meclisi’ne ait olduğunu belirterek destek verdi.

Ankara ise Başika’da kalacağını kesin bir dille dünyaya ilan etti.

Başbakan Binali Yıldırım, dün, “PKK’ya karşı Irak merkezi yönetimi bugüne kadar hiçbir tedbir almazken, DEAŞ’la mücadele adı altında askeri unsurlar bulunurken, Türkiye’nin varlığına takılması abesle iştigaldir” mesajını verdi ve “Başika’dan Türk askerini çekmeyeceğiz” dedi.

Yazının Devamı

OVP’nin iki altın anahtarı

5 Ekim 2016

2017-2019 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) dün Başbakan Binali Yıldırım tarafından açıklandı.
Başbakan, programı kamuoyuna açıkladıktan sonra Ak Parti grup toplantısı için TBMM’ye geldi.
Bir grup meslektaşımla birlikte kuliste Başbakan’la tokalaştık, program için, “Hayırlı olsun” dileklerimizi ilettik.
Programı açıklarken kullandığı terminolojiyi kastederek, “Biraz bilimsellik dışı bir açıklama oldu” dedi.
Bu sözleriyle, anlı şanlı ekonomistlerin değil halkın anlayacağı bir dili tercih ettiğini vurgulamak istedi.
Zaten, OVP’nin sunumunu tamamladığında, “Ben vatandaşa açıklamalarda bulundum, çokbilmiş ekonomistlere de açıklamayı bakan arkadaşlarımız yapacak” diyerek Binali Bey, farkını espriyle karışık ortaya koymuştu.
Başbakan’ın açıkladığı OVP’nin genel çerçevesi net.

Yazının Devamı

‘Örgüt, en ağır darbeyi yedi’

3 Ekim 2016

15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı muhtemelen hiçbirini göremeyeceğimiz tüm siyasetçiler önceki gün yeni yasama yılının açılışı nedeniyle Meclis’teydi.

Cumhur-başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının damga vurduğu açılış töreninde elbette tüm konuşmaların ve sohbetlerin odak noktasında 15 Temmuz vardı.

Zaten bombalanan Meclis’in yıkıntıları arasından geçerek gidilen Genel Kurul ve tören salonu söz konusuyken aksi olması da beklenemezdi.

Yasama yılı açılışlarının en ilgi çekici yönü elbette TBMM Başkanı’nın verdiği resepsiyon.

MHP lideri Devlet Bahçeli ve HDP’lilerin gelmediği resepsiyonda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da kısa bir tur attıktan sonra salondan ayrıldı.

Kırmızı beyaz sohbet

“Basın ihmale gelmez” sözleriyle gazetecilerin yanına gelen Başbakan Binali Yıldırım’a, beyaz gömleği ile kırmızı kravatını anımsatarak, “kırmızı beyazsınız” dediğimde, “Kırmızı-Beyaz başka renk var mı?” yanıtını verdi.

Başbakan Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım da bu diyaloğu gülümseyerek izledi.

Yazının Devamı

İçeriye kucaklayıcı, dışarıya sert mesajlar

2 Ekim 2016

15 Tem-muz darbe girişiminin hedefindeki TBMM dün yeni yasama yılına başladı.
Darbe girişimi sırasında bombalanan, taranan, Meclis Başkanı ve milletvekillerinin sığınakta her an ölüm tehlikesi altında 15 Temmuz gecesini geçirdikleri Meclis’te dün renkli görüntüler vardı.
15 Temmuz’u dayanışmayla atlatan, hemen ardından darbe girişimine karşı ortak bildiri yayımlayan tüm partiler, yasama yılının başlayacağı 1 Ekim’i bekliyorlardı.
Yasama yılının açılışında en çok Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın vereceği mesajlar merakla bekleniyordu.
Son dönemde Yenikapı ruhunun korunması konusunda iktidardan ve muhalefetten gelen açıklamalar, buna karşılık her iki kesimin bu ruhu aşındıran davranışlarla bulunulduğunu belirterek birbirlerini suçlamaları, Cumhurbaşkanı’nın son konuşmalarına yönelen tepkiler, verilecek mesajları daha önemli kılıyordu.
Bir o kadar da muhalefetin özellikle de CHP ve HDP’nin Erdoğan’a Genel Kurul’da verecekleri tepki, konuşmasına yönelik müdahalede bulunup bulunmayacakları konuşuluyordu.
Ancak dün Genel Kurul’da Yenikapı ruhu bütünüyle hakimdi.

Yazının Devamı

Meclis açılırken Anayasa’da son durum

1 Ekim 2016

15 Temmuz’da darbecilerin hedefinde olan TBMM, bugün törenle açılacak.

1 Ekim’de, bir başka deyişle Anayasa’da belirtilen tarihte Meclis’in açılması sembolik açıdan da tarihi açıdan da değerli.

Görülüyor ki bu dönem yapılacak çalışmalar, bu değeri daha da önemli ve anlamlı kılacak.

En önemli başlıklardan biri kuşkusuz anayasa.

15 Temmuz’dan sonra bir araya gelen Ak Parti, CHP ve MHP temsilcileri, mini bir anayasa paketi üzerinde çalıştı.

Ak Parti’den Genel Sekreter Abdülhamit Gül, CHP’den Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ve MHP’den Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak’tan oluşan üçlü komisyon, çalışmalarına 23 Eylül’de nokta koydu.

Komisyon yedi madde üzerinde mutabakata vardı.

Kritik değişiklikler var

Yazının Devamı

OHAL niye uzatılıyor?

30 Eylül 2016

nceki gün yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısından, 3 ay süreli olağanüstü hal (OHAL) uygulamasının uzatılması yönünde tavsiye kararı çıkması içeride eleştiri konusu. Henüz Avrupa’dan ses çıkmadı ama çıkarsa sürpriz olmaz. 16 Temmuz sabahından itibaren, doğal olarak demokratik değerler ve sivil siyaset önceliğine ilişkin açıklama sırasına girmesi beklenirken buna yanaşmayan Batılı devletlerin yaklaşımı değişmiyor, değişmez.

AECR heyetinin ilginç soruları

Bakın, geçtiğimiz hafta Ankara’ya bir ziyaret gerçekleştiren Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular İttifakı (AECR) heyetinin temasları sırasında yönelttikleri bazı sorular ne kadar da ele verici. Ben, Demokrat Parti’yi (DP) ziyaretleri sırasındaki soruları duydum.

İttifakın 5 temsilcisi; İngiltere Milletvekili Geofrey Clifton-Brown, AECR Başkanı Richard Milsom, Almanya Temsilcisi Lucas Jakob ve Benjamin Hayelock ile Hırvatistan Temsilcisi Mate Mujic’den oluşan heyet, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında neler yaşandığını anlamaya çalışıyorlar ama bunu yaparken çok ilginç sorulara yanıt arıyorlar.

Şöyle özetleyebilirim:

“AKP’siz Türkiye nasıl olur? Darbe sonrası iktidara destek veriyor musunuz, neden? Tayyip

Yazının Devamı

Karayılan sınırda TSK kış üslenmesinde

28 Eylül 2016

Suriye’deki Fırat Kalkanı Harekâtı sürüyor.

TSK, harekât nedeniyle kara ve hava güçlerinin önemli bir bölümünü sınırda teyakkuz halinde tutuyor.

Ancak harekâtın terörle mücadelede zaafa yol açmaması için de bütün tedbirler alınmış durumda.

Üstelik bu önlemler, Başbakan Binali Yıldırım’ın, “Savunmada değil taarruzda olacağız” sözleriyle kamuoyuna yansıyan yeni konsepte uygun biçimde yürütülüyor.

Aslında konsept çok yeni de değil.

7 Haziran seçiminin hemen ardından PKK’nın saldırılarıyla çözüm sürecinin sonlanması, bu konseptin de başlangıcı.

Terör örgütünün çözüm süreci devam ederken yığınak yaptığı kentlerden sökülüp atılmasında öncü rol oynayan TSK, operasyonların ikinci ayağını örgütün kırsaldan da temizlenmesi olarak belirlemişti.

Bu hedef, PKK militanlarının bulundukları her yerde vurulması, her yerde aranması ve üslenmelerinin önlenmesi olarak özetleniyordu.

Yazının Devamı

‘FETÖ’cülerin kaçacak delikleri kalmamalı’

25 Eylül 2016

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Zirvesi çerçevesinde gerçekleştirdiği ABD ziyaretinin ardından Türkiye’ye dönerken uçakta beraberindeki gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Ana gündem maddeleri FETÖ lideri Fetullah Gülen’in iadesi ile Fırat Kalkanı ve Rakka operasyonları ile kuzey Suriye konularıydı. Erdoğan, Gülen’i iade etmekte direnen ABD’yi Rıza Sarraf konusu üzerinden sert bir dille eleştirdi. Uçakta harita üzerinden Fırat Kalkanı’na dönük açıklamalar yapan Erdoğan, Rakka operasyonu konusundaki askeri şartları ABD’yle paylaştıklarını açıkladı. Erdoğan’ın değerlendirmeleri şöyle:

- ABD VE TÜRKİYE EL ELE VERSE İŞ BİTER: Fırat Kalkanı operasyonu, sınırlarımız terörden arındırılana kadar devam edecek. DEAŞ’la mücadele koalisyonunda 65 ülke var. 65 ülkenin yer aldığı koalisyonla netice alamamak ancak netice almak istememe mantığıyla mümkün olabilir. Gerçekten netice almak isteniyorsa ABD ve Türkiye el ele verse bu iş biter. Suriye’deki DEAŞ’lı sayısı 10 bin. Bir o kadar da Irak’ta olduğunu kabul edelim. Tüm bunlarla ABD ve Türkiye başa çıkamıyorsa, yazıklar olsun. İmkânlarımızı ortaya koyarsak bu işi bitiririz.

- BENİM TANKIMI DEĞİL PYD’Yİ VURSUN: Bu işin bitmesi için koalisyon

Yazının Devamı