Başlama vuruşu

29 Ocak 2016

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün 300 sivil toplum örgütünün desteklediği Türkiye Anayasa Platformu tarafından düzenlenen “Yeni Anayasa İçin Hep Birlikte” konulu programda konuştu.

Erdoğan, yeni anayasa ve başkanlık sistemi konusunda bugüne kadarki en net konuşmalarından birini yaptı.

Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının ana ekseni üç başlık altında toplanıyor.

Birincisi; Türkiye’nin yeni bir anayasa yapma zorunluluğu ve bunun, “Yerli, milli yani Türkiyeli bir anayasa” olması gerektiği.

İkincisi ise yeni anayasanın parlamenter sistemin miadını doldurduğu noktasından hareketle başkanlık sistemine uygun olarak şekillenmesi.

Bunlar anayasa ve yeni sistem arayışının esasına ilişkin başlıklar.

Cumhurbaşkanı’nın ana ana mesajı ise usule yönelik.

Erdoğan, başkanlık sistemini de içeren yeni anayasanın referandumla kabul edilmesinde ısrarlı.

Yazının Devamı

Afrin oyunu

27 Ocak 2016

Olağan koşullarda 2 ayda bir toplantı yapan Milli Güvenlik Kurulu, bugün sürpriz bir biçimde 1 aylık aradan sonra toplanacak.

MGK’nın “olağan dışı” toplanmasının elbette gündemle yakın ilişkisi var.

Ancak asıl neden Ağustos ayındaki Yüksek Askeri Şura’yla ilgili tarih ayarlamasının daha şimdiden yılın başında yapılması.

Şu andaki periyotlara göre MGK, 2 ayda bir toplandığında Ağustos ayı içerisinde de toplantı yapılması gerekiyor.

Bu durumda, Ağustos başında görev süresi biten Genelkurmay Başkanı ya da kuvvet komutanları da toplantıya katılıyor, yerlerine atananlar ise bir sonraki toplantıyı beklemek zorunda kalıyor.

Bu nedenle MGK, Ocak ayında yapılarak tarih ayarlaması gerçekleştirilecek.

Görev süresi sonlanacak olan komutanlar, halen görevde oldukları Temmuz ayında, yeni komutanlar ise atanmalarından hemen sonra Eylül ayında MGK toplantısına katılabilecek.

MGK’nın bugün yapacağı toplantının gündemi ise yoğun.

Yazının Devamı

YPG’ye verdiğiniz silahlar Türkiye’ye doğruluyor

25 Ocak 2016

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın Türkiye ziyareti, örneğine az rastlanır bir hareketlilikte geçti.

Perşembe gecesi Türkiye’ye gelen Biden önce sürpriz bir görüşme trafiği gerçekleştirdi.

Biden, CHP ve HDP’li vekillerle, bazı gazeteci ve akademisyenlerle, tutuklu gazetecilerin yakınlarıyla görüştü.

Bu görüşmelerden kamuoyuna yansıyan bilgiler, Biden’ın gazetecilerin tutuklu yargılanmasını, bildiri yayımlayan akademisyenlere yönelik tutumu, operasyonların sürdüğü bölgelerdeki sivil ölümlerini sert biçimde eleştirdiği yönündeydi.

Kamuoyuna yansıyan bu haberlerin ardından Biden’ın önce Başbakan Ahmet Davutoğlu sonra da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yapacağı görüşmelerin gergin bir atmosferde geçeceği beklentisi oluştu.

Ancak hemen aktaralım, aldığımız bilgiler, beklenenin aksine her iki görüşmenin yapıcı bir atmosferde geçtiği yönünde.

Görüşmelerin perde arkasına gelince.


Yazının Devamı

HDP Kongresi

25 Ocak 2016

HDP’nin 2. Olağan Kongresi’nin yapıldığı salona girerken, Haziran 2014’te gerçekleşen Olağanüstü Kongre’deki atmosferi hatırlamaya çalıştım.

Cumhur-başkanlığı seçimine yaklaştığımız günlerdi.

Kongre salonundan solda yaşanan arayışa cevap olabilecek bir dil yansıyor; en genç, en renkli, özgürlükçü, halkçı, demokratik, barışçı, emekçi ve ekolojist parti tanımı yapılıyordu.

Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyan Selahattin Demirtaş, Kürtlerin partisini Kürt milliyetçiliği çizgisinin dışına taşırabilmek ve mümkün olduğunca ülke partisi olabilmek hedefiyle projelenen HDP’nin kongresinde ilgiyle karşılanıyordu.

O günden bugüne çok şey oldu.

Karşılıklı güvensizlikle yürüyen çözüm süreci baş aşağı gitmeye başladı.

6-7 Ekim Kobani eylemleri bunu hızlandırdı.

7 Haziran’da HDP’nin yüzde 13 oyla kendi rekorunu kırması, AK Parti’nin tek başına iktidarı kaybetmesi, Suruç, Ankara patlamaları, art arda gelen şehit haberleri arabayı devirdi.

Yazının Devamı

Göbeklitepe Marx’ı mezarında çevirirken

23 Ocak 2016

Göbekli-tepe’ye vardığımda, kafamda kurguladığım görüntü ile karşılaştığım manzara birbirinden çok uzaktı.

Arkeologlara, “Bütün bildiklerinizi unutun” dedirten tarih öncesi kalıntılarının en gelişmiş teknolojilerle koruma altına alındığı uzay üssü vâri bir açık hava müzesi bekliyordum.

Oysa, girişi olay yeri inceleme ekiplerinin cinayet mahallini çevirdikleri kırmızı-beyaz şeritle ayrılmış bir çadır yeriyle karşılaşmıştım.

T biçimindeki dikili taşların 12 bin yaşında olduğu gerçeğini hazmetmeye çalışırken derme çatma tahta iskelelerin üzerinde zar zor yürüyordum.

Genişçe bir çukurun içinde birbirine bakan bu “T”lerin insanlık tarihi hakkında bilinenleri altüst edecek bir hazine olduğunu anlamam o gün tam anlamıyla mümkün değildi.

Sonra Göbeklitepe ile ilgili yazılmış, bulabildiğim her şeyi okudum.

Artık Göbeklitepe’nin sadece arkeoloji için değil insanlık tarihi için bir devrim olduğunu bilen şanslılardanım.

Boyları 7, başları 3 metre, ağırlıkları 50 tona kadar varan, insan vücudunu simgeleyen T’lerin ve üzerlerindeki kusursuz hayvan figürlerinin bundan tam 12 bin yıl önce, insanlık henüz yerleşik yaşama tam olarak geçmemişken, kimler tarafından, nasıl yapıldığı, etraftaki taş ocaklarında

Yazının Devamı

Davutoğlu’nun üçüncü ödevi

20 Ocak 2016

Başbakan Ahmet Davutoğlu önceki gün İngiltere yolunda meslektaş-larımızın sorularını yanıtlarken, yönetme ve siyaset yapma bağlamında her adımda kendine bir ödev biçtiğini anlatıyor.

Mesela, Ak Parti’nin oyunun beşte birini kaybettiği 7 Haziran genel seçiminden sonra parti teşkilatlarının özgüvenini yukarıda tutmayı birinci ödev olarak almış.

Kendisine yüklediği ikinci ödev ülkeyi hükümetsiz bırakmama yaklaşımı olmuş.

Başbakan, “1 Kasım seçimlerinden sonraki temel ödevim toplumsal gerilimi, tansiyonu düşürerek yapısal reformların makul şekilde konuşulabileceği ortam hazırlamak” diyor.

Sırayla bakacak olursak; birinci ödev açısından 7 Haziran’ı 1 Kasım’daki zafere taşıyan yolda Davutoğlu çok çalıştı ama kuşkusuz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere en tepeden en aşağıya kadar çok yardım eden de oldu.

Bunun sonuçları sandıktan çıktı zaten.

Ülkeyi hükümetsiz bırakmama ödevi ise yine 7 Haziran’ı bir şekilde 1 Kasım seçimine taşıma strateji çerçevesinde arızi bir süreci ifade ettiğinden işi daha kolaydı.

Sonuçta 1 Kasım’da Ak Parti siyaseti tek başına iktidarla yeniden buluştu.

Yazının Devamı

Teröre karşı milli ittifak

18 Ocak 2016

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Doğu ve Güneydoğu’da yaşayanlar da olmak üzere halkın büyük bir kısmının teröre karşı verilen operasyonlara destek verdiğini, ama bir an önce bitmesini istediğini söyledi ve devam etti: Biz de isteriz ki yarın sabah bitsin

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’la hafta sonu Kızılcahamam’da, Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından organize edilen medya çalıştayında sohbet ettik.

Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesi olan terörle mücadele konusunda açıklamalar yapan, akademisyenlerin bildirisine yaklaşımını anlatan Kurtulmuş, yeni anayasa ve baskın seçim tartışmalarına ilişkin önemli mesajlar verdi. Kurtulmuş’un değerlendirmeleri özetle şöyle:

SİSTEMATİK SALDIRI: Sultanahmet saldırısı 20 Temmuz’dan bu yana karşı karşıya kaldığımız sistematik saldırılardan birisi. Suriye’de devam eden vekalet savaşlarının Türkiye’ye yansıması olarak değerlendiriliyor. Son derece sinsice, haince bir saldırı. Hangi örgüt kullanılırsa kullanılsın, bölgenin biraz daha istikrarsızlaştırılması, yapılabilirse Türkiye’nin kendi içine dönerek siyasi ve iktisadi istikrarsızlığa sokulması gibi bir amaç olduğu görülüyor. Büyük resme bakarak biz de bu terör çevrelerine inat, ekonomik ve

Yazının Devamı

CHP’nin yapması gereken

17 Ocak 2016

Ana muhalefet partisinin 35. olağan kurultayı başladı.

15 yıl 8 ay genel başkanlık yapan Deniz Baykal’dan sonra koltuğu devralan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun partinin başında girdiği 4. genel başkan seçimli kurultay.

Kılıçdaroğlu, Baykal’ın görev süresinin 3’te birini tüketmiş durumda.

CHP’nin siyasetsizlikle suçlandığı, tarihinden taşıdığı “din düşmanı parti” yaftasını yırtmaya çalıştığı, “Alevilerin partisi” algısıyla yoluna devam ettiği çok yazılıp çizildi.

Bu etiketlemelerin kimi tortusuyla kimi ana gövdesiyle hâlâ CHP’nin omuzlarında.

1977’deki yüzde 41’i bir daha hayalinde bile göremeyen, çok partili hayata geçişten bu yana topu topu 6 yıl hükümet edebilen, bunun da 5 yıla yakını koalisyon, 1 yıl civarı da azınlık hükümeti içinde geçen CHP’nin bagajı çok ağır.

Genel Başkan değişikliğinin ardından ise “yeni CHP” vizyonu, statükocu CHP imajını kırmak için uğraştı, hatırı sayılır isimlerle sağa açılma dahil radikal sayılacak birçok adım attı.

Bugün CHP kurultayına bakarken, bu bagaja değil 7 Haziran 2015’ten sonraki sürece fokuslanalım.

Yazının Devamı