Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Rahmetli Turgut Özal’ın cumhurbaşkanı seçileceği belli olduktan sonra, “Peki, başbakan kim olacak?” sorusu Türkiye’yi günlerce meşgul etmişti.
O kadar ki başbakanlık için adı geçen veya adını geçirenlerin sayısı 18’e kadar çıkmıştı.
O dönem başbakan aday adayları siyasi tarihe, “18 Türk büyüğü” diye geçmişti.
Fakat rahmetli Özal, bu 18 Türk büyüğünden birini değil, dönemin Meclis Başkanı Yıldırım Akbulut’u işaret etmişti.
Diğer adaylara ise başbakanlık koltuğuna oturan Akbulut’u tebrik etmek kalmıştı.
Bugünlerde yine, “Başbakan kim olacak?” sorusu Türkiye gündeminin ilk sırasında.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun çekileceğini açıklamasından sonra benzer bir süreç yaşanıyor.
Bazı önemli farklılıklarla.
Aday adayı sayısı Özal dönemine göre çok az...
Adı telaffuz edilenler bir elin parmaklarını geçmiyor.
Binali Yıldırım, Bekir Bozdağ, Berat Albayrak, Numan Kurtulmuş, İsmet Yılmaz...
Bu sayı, eğilim yoklamalarının başladığı iki gündür daha da azaldı...
Başbakanlığın Binali Yıldırım ile Bekir Bozdağ’dan birine nasip olacağı hakim beklenti haline geldi.
Yıldırım’ın şansının Bozdağ’a göre daha fazla olduğu da artık çok yaygın görüş...
Binali Bey’in isminin önde gitmesinin birkaç nedeni var...
Kuşkusuz birincisi; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Binali Yıldırım’ı tercih ettiğine dair kulislere düşen güçlü duyumlar.
İkincisi de parti kademelerinde yapılan eğilim yoklamasında Yıldırım’ın diğer adaylara göre daha fazla oy aldığı yolundaki haberler.
Bu iki neden birbirini besliyor.
Ahmet Davutoğlu’nun genel başkan seçildiği kongre öncesinde, ne olur ne olmaz düşüncesiyle, 900 Ak Parti delegesinin imzasının Binali Yıldırım’ın cebinde olması bu kez, “sıra Yıldırım”ın tezini de güçlendiriyor.
İcraatçı başbakan
Başka nedenler yok mu?
Elbette var...
Binali Yıldırım’ın imzası, 13 yıllık Ak Parti iktidarında hatta öncesindeki projelerin hepsinde var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemden bugüne kadar denizde, havada, karada hangi proje hayata geçirilmişse hepsinin başında Yıldırım var.
1994’te İDO Genel Müdürü olarak görev aldıktan sonra 2000 yılına kadar, İstanbul’a kazandırdığı 29 iskele, 22 deniz otobüsü ve dört feribot, Yalova ve Bandırma hatlarıyla başlayan projeleri en son 3. Boğaz Köprüsü ve dünyanın en büyüğü olacak 3. havalimanına kadar uzandı.
28 yeni havalimanı, 4,5G teknolojisi, bölünmüş yollar, Marmaray, hızlı trenler, Avrasya Tüneli, Osman Gazi Köprüsü...
Liste uzayıp gidiyor.
Ak Parti’nin, “Biz yaparız, onlar seyreder” sloganının, “Biz yaparız” hanesinin başında Binali Yıldırım var.
Başkanlık veya partili başkanlık modeli projesi açısından bakıldığında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi liderliğine, Binali Yıldırım’ın “icraatçı başbakan” konumu eşlik edecek gibi görünüyor.
Tabii siyaset bu. Erdoğan, rahmetli Özal gibi bir sürpriz yapmazsa.
Yeni hükümet jet hızıyla
Dün, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin anayasa değişikliğinin ilk tur oylaması için Meclis’teydim.
Bakanlar, Ak Partili yöneticiler ve milletvekilleri de bir sürpriz beklemiyordu.
Bir kabine üyesi, “Bizde o kadar büyük sürpriz olmaz. Kimin ismi öne çıkmışsa önce o isme bakmak gerekir” dedi.
Buna karşın soru işaretli cümleler kuran kabine üyeleri de vardı.
Ak Parti’de iki gündür devam eden eğilim yoklamalarına ilişkin zarfların kapalı tutulduğunu belirten bir bakan, sonuçlara ilişkin mutlak bir gizliliğin hakim olduğunu vurgulama ihtiyacı hissetti. “Son söz Cumhurbaşkanımızın” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret ettiği ismin önümüzdeki pazar günü Ak Parti genel başkanı seçilmesinin ardından yeni hükümetin kurulmasına ilişkin takvimin en kısa tamamlanması bekleniyor.
Kongrenin yapıldığı gün Davutoğlu’nun başbakanlıktan istifasının ardından aynı gün yeni ismin Cumhurbaşkanı tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilmesi sürpriz olmaz.
Ardından yeni hükümetin oluşumu, programın okunması ve güven oylaması prosedürünün bir hafta içinde tamamlanması planlanıyor.
Yani mayıs ayı sonuna kadar.
Yüksek profil, yüksek uyum
Dokunulmazlık görüşmelerinin başlamasını beklerken geçtiğimiz haftaya damga vuran, “düşük profil” tartışması da iktidar kulisinin hararetli gündem maddelerinden biriydi.
Önceki kabinede yer alan bir bakanın şu sözlerini not ettim:
“Düşük profil ifadesinin yarattığı algıyı değiştirmek gerekiyor. Yeni Ak Parti genel başkanı ve yeni başbakanla birlikte başlayacak dönemin tarifi, ‘yüksek profil, yüksek uyum’dur.”
Yüksek profil, yüksek uyum...
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğini de Binali Yıldırım ismini de tarif eden iyi bir özet.