Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuğuyduk.

1 Kasım seçimlerinden beklediği sonucu alamayan CHP lideri, birkaç gündür basına değerlendirmeler yapıyor.

CHP için fiili bir baraj haline gelen yüzde 30 oranını son seçimde de yakalayamamalarının nedenlerini analiz ediyor.

“Daha ne yapabiliriz?” sorusuna çok boyutlu cevaplar arıyor.

CHP liderinin açıklamalarını haber sütunlarımızda okuyacaksınız.

Ben dünkü görüşmeden kestirme bir izlenimimi aktarayım.

Kılıçdaroğlu, 1 Kasım’ın olağanüstü şartların sonucu olduğu konusundaki düşüncesini daha çok pekiştirmiş.

Haberin Devamı

Bununla beraber, bir sonraki seçime kadar geçecek süreyi partinin hem söylem hem de eylem anlamında sınırlarını zorlayarak geçirmeye karar vermiş görünüyor.

Önümüzdeki dönemin yol haritasını çizmiş.

Bu bağlamda şu cümlelerini not ettim:

“Taban hem Parti Meclisi’nde hem MYK’da değişiklik bekliyor. Bu yapılacak. Zamansızlıktan bugüne kadar örgütlerle ilgili özel bir çalışma hiç yapmadım, hiç fırsat olmadı ki. Seçim, kurultay, yeniden seçim, referandum, Cumhurbaşkanlığı derken... Önümüzde bir süreç var ve bu süreç içerisinde partinin hem kendi içine dönük hem de dışarıya dönük çalışmalar yapması lazım. Tüzük kurultayı ve program kurultayını toplayacağız. Kendi programımızı yeniden yazmamız ve bunu geniş kitlelere anlatmamız gerekiyor. Genç ve kadınlara özel alanlar açmamız gerekiyor. Onların siyasete daha fazla katkı yapması gerekiyor. CHP’nin söylemleri çok değişti. Dünya değişiyorsa paralel olarak çağdaş uygarlık hedefinden sapmadan söylemlerimiz değişebilir.”

CHP lideri, partinin tavan oyunun yüzde 25’te sabitlenmediği inancında. Bu oranın iyi bir çalışmayla rahatlıkla aşılabileceğini belirtiyor.

Bunun sadece genel başkan değil, partinin sıradan üyesine kadar ortak dil kullanılarak yapılması gerektiğinin altını çiziyor:

“Parti örgütlerinin çok iyi eğitilmesi lazım. Altı ok bugün için de geçerli, sürekli değişimi yaşatıyorsanız, o kurallar da zaten kendi içinde değişir. CHP değişimi öngörerek yoluna devam edecek. Değişimden vazgeçmeyecek.”

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu açısından Ak Parti’ye oy vermeyen yüzde 51 hareket noktası.

Muhalefet cephesinin asıl dersi Ak Parti’ye oy veren yüzde 49’luk kesim üzerinden alması gerektiği analizini yapıyor:

“AKP’ye oy veren yüzde 49’luk kesimi düşünelim. Oy verenlerin önemli bir kısmı diğer muhalefet partilerinin 7 Haziran sonrası yaptığı yanlışların bir anlamda faturasını Türkiye’ye ödettiler. 7 Haziran sonrası ortaya çıkan tabloyu muhalefet partileri iyi okuyamadı. Biz, mesajı aldık. Defalarca söyledik. Bunların hepsini yapabilirdik.”

Meclis bugün yemin töreniyle açılıyor.

Hükümetin kurulması ve Meclis Başkanlığı seçiminin ardından tam randımanla çalışmaya başlayacak olan parlamentoda en çok konuşulacak konu kuşkusuz yeni anayasa olacak.

Kılıçdaroğlu, muhalefetin kapısını çalacağını açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu’na, nasıl bir anayasa çerçevesi çizeceğini sorduğumuzda net yanıt verdi:

“12 Eylül darbe hukuku değişmeli. Olayı sadece anayasaya indirgerseniz bu sorunu çözemezsiniz. Seçim barajı, YÖK’ün kaldırılması sadece birkaç başlık. Anayasadan başlayarak darbe hukukunun değiştirilmesi lazım. Kabul edilemeyecek şeylerle bize gelmesinler. Başkanlık ile gelineceğini sanmıyorum. Komisyonda bunu önerdikleri için 60 madde çıkmadı. Türkiye’nin çıkarlarını savunan yasalara destek veririz. ‘Muhalefetiz diye illa karşı çıkacağım’ demeyiz. Amaç, bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirmek.”

Haberin Devamı

Son bir not: Kurultaya hazırlanan ve şimdiye kadar üç rakibi çıkan CHP liderini bu açıdan çok rahat gördüm.