Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Macaristan'a resmi ziyareti, Süleyman Şah Türbesi'ndeki askerlerin ve kutsal emanetlerin nakline yönelik operasyon nedeniyle sıcak bir tartışma ortamında gerçekleşti.
Bu nedenle Budapeşte'den dönüş yolundaki sohbetimizde soruların büyük bölümü operasyona ilişkindi.
Davutoğlu'nun açıklamalarına geçmeden önce, sembolik değeri de yüksek olan bir bilgiyi paylaşmak istiyorum.
Operasyonunun gerçekleştiği, 9.5 saat süren uzun geceden önemli bir ayrıntı.
Öğrendik ki Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile birlikte, kendi ifadesiyle, "gözünü bir saniye kırpmadığı" o gece iki kez harekâtın yönetildiği merkezden dışarı çıkmış.
İkisinde de komutan için ayırılan özel odaya geçmiş. Merkezde üç operasyon odası bulunuyormuş.
Özel odaya ilk geçişi Orgeneral Özel'le birlikte olmuş. Harekât merkezinden ikinci çıkışı ise operasyonun tamamlandığı dakikalara denk gelmiş.
Sabah namazı için odaya geçerken, operasyonu tamamlayan askerlerin oluşturduğu konvoyun sınırdan Türkiye'ye geçtiğini görüp rahatlayan Başbakan, bir de şükür namazı kılarak dua etmiş.
Genelkurmay karargahında bir Başbakan'ın ilk kez şükür namazı kıldığı dakikalar da böylece tarihe geçmiş.
Davutoğlu'nun uçakta yaptığı açıklamalar ise şöyle:
Gördüğüm düşmandan korkmam
Hani 'PYD yardım etti' deniyor ya? Bilmiyordu kimse. Müdahale başladığı anda sivil kayıp olmasın diye taraflara bildirildi. En kolay baş edilebilecek düşman, görülen düşmandır. Gördüğüm düşmandan korkmam. Onun gücünü hesap edip ona göre hazırlarsın. Onun için konvansiyonel savaşta şu an bizim orduya meydan okuyabilecek hiçbir ordu yok, bu coğrafyalarda. Ama 'proxy war' denilen savaşlarda düşmanı görmeniz mümkün değil. Belki IŞİD görüntüsü altında bir başkası, belki IŞİD'in kendisi, belki rejimin IŞİD'in ya da PYD'nin içine soktuğu unsurlarıdır, bilemezsiniz. O nedenle görebileceğim bir yerde düşmana hazır olup orada onu karşılamak doğru olan stratejidir.
Bahçeli’ye bu utanç yeter
Kılıçdaroğlu'nun açıklaması sadece Suriye rejimi ajansı Sana'da manşet oldu. Bu ayıp, bu utanç, bu zillet Kılıçdaroğlu'na yeter. Meclis'te HDP ile işbirliği yapıp sonra PYD'nin bulunduğu bölgeden geçti diye bizi eleştirmeye, Genelkurmay Başkanı'nı da eleştirmeye kalkan Bahçeli'ye de Meclis'te HDP ile yaptığı ilişkinin getireceği maliyet ve utanç yeter. Açık söylüyorum, bu engelleme devam ederse ve en ufak bir olayda molotof sebebiyle tek bir vatandaşımızın başına bir şey gelirse seçim şartlarında, bunun sorumlusu Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'dir.
- EMRİMİZDEKİ BÜROKRATA KİMSE LAF EDEMEZ: Bahçeli, son derece onurlu ve vakur şekilde vazifesini mükemmelen yapmış Genelkurmay Başkanı'na dil uzatacağına HDP ile hangi işbirliği içine girdiğinin hesabını versin. Genelkurmay Başkanı'na talimat veren benim. Bana söyleyebilirsin. Genelkurmay Başkanı'na dil uzatmak senin hakkın da değil muhatabın da değil. (Genelkurmay Başkanı'nın yanıt vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?) Burada önemli olan siyasetçinin bürokrasiye öyle hitap etmesi. (Genelkurmay Başkanı açıklama yapmadan önce size sordu mu?) O sırada ulaşamadı çünkü ben Budapeşte'de sürekli toplantıdayım. Sonra aradım. Açıklamayı yolladılar. Vakur, kendini anlatan bir açıklama. Tabii gördüm. Tabii görüştüm bunu Genelkurmay Başkanımızla iki kere. 'Biz gerekeni söyleyeceğiz' dedim. Gayet memnun oldu. Bizim emrimizdeki bürokratlara kimsenin laf etmesine izin vermeyiz. Burada suçlu Genelkurmay Başkanı değil. Bakın söylediği şeye; 'Bunlar Allah muhafaza yarın Erzurum'u, Edirne'yi peşkeş çeker. Ey Özel Paşa senin için vatan nedir?' Bunu sormaya kimin hakkı var?
- BİR SANİYE UYUMADI: O gece 9 saat 45 dakika Genelkurmay Başkanı bir saniye uyumadı. Ben de. O gece ne yaşadığımızı biz biliyoruz. En ufak bir karartıda acaba teröristler mi geliyor, acaba haberleri var mı, bir şey mi oldu diye ne kadar şey yaptık. İstihbaratlar, bütün telefon görüşmeleri bizim önümüze geliyordu. Yani o çileyi, Genelkurmay Başkanı vazifesini o kadar titizlikle yapacak, Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri Komutanı hepsi... Bahçeli, oturduğu yerden bu soruyu soracak. Hakkı yok.
Kriterim liyakat ve ehliyet
('Ak Parti'de 7000 aday adayı var. Listelerde kriteriniz ne olacak' sorusu üzerine) Budapeşte’de olmaz zannediyordum ama üç kişi yanıma yaklaştı ve aday olduklarını söyledi. Benim için tek tercih sebebi var; ehliyet, liyakat. Sadece devlet tecrübesi anlamında değil, teşkilat tecrübesi anlamında da ehliyet ve liyakat. Geçmiş döneme göre daha fazla kadın temsili düşünüyorum. Başörtülü, başörtüsüz diye bir ayırım yok.
İstişare edeyim dediğinde eder
('Beştepe'deki ikinci Bakanlar Kurulu toplantısı bu olaylar üzerine mi gündeme alınıyor' sorusu üzerine) Hayır. Perşembe günü Sayın Cumhurbaşkanımız ile konuşmuştuk. Bunlardan falan herhangi bir sonuç çıkarmaya gerek yok. Sayın Cumhurbaşkanımız, arkadaşlarımla istişare edeyim dediğinde oturur istişare eder. Haftalık toplantılarda zaten Cumhurbaşkanı'na bilgi verilir ama MGK'da tabii daha detaylı olarak sunum yapılacak.
Tereyağından kıl çeker gibi
('Türbeye yönelik bir provokasyon istihbaratı aldınız mı? sorusu üzerine) Tabii istihbaratımız da var. Orada yapılan görüşmeler, kendi aralarındaki görüşmeler, telefon görüşmeleri... Çünkü Suriye rejimi de burada bir provokasyon yapmaya kalktı daha önceki dönemde. Onun için biz provokasyona yönelik olarak teenni ve teyakkuz halindeydik. Tereyağından kıl çeker gibi aldık, yeni yeri tanımladık.
- ESAD'IN TEMSİLCİSİ BİLE BUNU YAPMADI: ('Bahçeli, TSK'yı PKK ile aynı seviyeye düşmekle suçladı sorusu üzerine) Kendisi HDP ile işbirliği yapıyor. Dostlukları daim olsun. Birisi TSK'ya, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne zarar vermek isteseydi Bahçeli'den daha fazla zarar veremezdi. Esad'ın BM'deki temsilcisi bile Türkiye'ye dönük bu kadar ağır ifadelerle konuşmadı. Her şeyin bir sınırı var. Ak Parti düşmanlığı artık vatan, millet, devlet düşmanlığına, bütün kutsallara düşmanlığa dönüştü.
- HESABI BOZDUK: (Ege Üniversitesi ve diğer üniversitedeki olaylar) Çoğu belli bir tahrik unsuru. Bizim için önemli seçim güvenliğinin sağlanması, 6-7 Ekim gibi olaylarla karşılaşmamamız ve sınır boyları da dahil olmak üzere hassas coğrafyada Suriye'den Irak'tan yeni bir provokasyonla karşı karşıya kalmamamız. Oradan bir provokasyon gelsin de hükümet itibar kaybetsin, kaos ortamının içine çekilsin; hesap buydu. Biz bu hesabı bozduk. Başka birçok risk var ama askerlerimizin orada arzu edilmeyen bir durumla karşılaşması riski en azından yok.
- ELİMİZDE CİDDİ BİLGİLER VARDI: ('Suriye'de karakola yönelik herhangi bir bilgi var mıydı? Suriye füze atabilir miydi?' sorusu üzerine) Elimizde ciddi bilgiler olduğu için belli riskleri hesap ettiğimiz için. Düşünün, aslında bir gecede 9 saat içinde 572 personeli Suriye sathına göndermek bir risk hesaplamasıyla olur. Kolay değil konvoyun bir ucu ile diğer ucu arasında 12-13 km var. Bunlar Murat 124 değil, maşallah her birisi dozeri var. Şimdi orada birisi bu konvoya dönük bir saldırı yapabilir, yola bubi tuzağı kurabilir. Onun için o müdahale saatini kimse bilmiyordu.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025