Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Meclis Başkanlığı seçiminin ilk iki tur oylaması için dün toplanan Parlamento, ufuktaki sağlam bir koalisyonun provasını yansıtmaktan hayli uzaktı.
Güne Başbakan Ahmet Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantılarında yaptıkları konuşmalarla başlayan Meclis’te koalisyon hesaplarının yorgunluğu hakimdi.
Başlayamadan kendini tüketen koalisyon sarmalının yarattığı bezginlik, hem iktidar hem de muhalefet kulislerinde, hükümet senaryolarının esprili ifadelerle sohbet konusu yapıldığı bir atmosfer yaratmış durumda.
Başbakan’a yakın bir isim, son durumu, “evlenmeye gönlü olmayan kızla erkeği başgöz etmek için var gücüyle çalışan hısım akrabanın telaşıyla” izah etti mesela.

‘Önce kurmaya çalışalım’
Başbakan Davutoğlu’nun dünkü konuşması, AK Parti’nin 7 Haziran’dan bu yana yaşanan süreçte farklı bir yerde konumlandığını kamuoyuna deklare etmeye odaklıydı.
CHP ve MHP koalisyon senaryoları üzerinde gereğinden fazla ve köprüleri yıkan tarzda yoğunlaşmasından dem vurdu Başbakan.
Kimseye kapıyı kapatmadıklarını ancak Cumhurbaşkanı’nın koalisyon pazarlıklarının konu başlığı haline dönüşmesine asla izin vermeyeceklerini söyleyen Davutoğlu’nun yeni hükümet konusunda hala “yapıcı” bir noktada yer aldığı izlenimini edindik.
Bir erken seçimi son seçenek olarak sunan Davutoğlu cephesinde hakim olan bu hava, Başbakan’la kuliste karşılaştığımızda yaptığımız mini sohbette de vardı.
Bir meslektaşımın, “Erken seçim olacak mı, olmayacak mı?” sorusunu, “Durun bakalım, önce hükümeti kurmaya bir çalışalım, ne gösterecek bakalım” diye yanıtlayan Başbakan, sürecin kamuoyu önünde gerçekleşeceğini vurguladı.
Konu, önceki günkü Milli Güvenlik Kurulu toplantısının da ana gündem maddesi olan Suriye sınırında olan bitenler ve Türkiye’nin tartıştığı müdahale seçeneğine geldiğinde de aynı telaşsız yaklaşımını sürdürdü.
“Daha sert bir MGK bildirisi bekliyorduk” denildiğinde, “Vaka ortada. Yüksek tansiyona gerek yok. Bütün seçenekleri değerlendiriyoruz” dedi.

Bugünü görmek lazım
AK Parti kanadında Meclis Başkanlığı’na aday olan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın bugün ipi kesin olarak göğüsleyeceği inancı yüksek olmakla birlikte, muhalefet bloğunun, hükümet etme konusunda kuramadığı koalisyonun Başkanlık için oluşabileceği düşüncesinde olan bir azınlık da vardı.
“Adayımız yarın Meclis Başkanı, bakan sıfatının ortasına bir ‘ş’ harfi koyacak, başkan olacak” diyenler de vardı, ihtiyatlı bir iyimserlik yansıtan da, “Yarını (bugünü) görmek lazım” diyen de.
Ancak dünkü atmosfer Meclis Başkanlığı seçimi ile hükümet kurma çalışmaları arasında AK Parti ile CHP’yi buluşturan bir ortak paydanın olmayacağını ortaya koydu.
Buna karşın, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “HDP son turda destekleyeceği adayı açıklamasın” diye tercüme edilebilecek sözleri ile HDP’den gelen “Sonuna kadar kendi adayımızı destekleyeceğiz” yanıtının, Deniz Baykal’ı Meclis Başkanlığı’na taşıma stratejisinin bir parçası olup olmadığını bugün anlayacağız.

Not edilen açıklamalar
Meclis Başkanlığı seçiminin ardından başlayacak koalisyon pazarlıkları konusuna gelince...
Erken seçimin bir hafta önceye göre daha çok dillendirildiği Davutoğlu cephesinde, MHP ile de CHP ile de koalisyon seçeneğinin zorlanması tercihi hala ilk sırada görünüyor.
Bahçeli’nin son dönemde artan sertlikteki açıklamaları Başbakan’ın yakın çevresinde, “Eninde sonunda iş AK Parti-MHP seçeneğine dayanabilir düşüncesiyle bütün olmazları gösteriyor. Erken seçim kararı alınacaksa da, MHP’nin şartlarında esnemediği imajı pekiştiriliyor” diye analiz ediliyor.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun son dönemde yaptığı bazı açıklamaların tepki yarattığını da not edelim.
Kılıçdaroğlu’nun AK Parti’ye dönük “Bir yerde takiye kültürü olduğu sürece sizin güven duyma şansınız çok zayıf” sözü epey alınganlığa neden olmuş.
Buna karşın, Davutoğlu’nun koalisyon turlarının nihai belirleyici olacağı ısrarla vurgulanıyor.