11 yıldır tamamlanamayan 23 kilometrelik yol: Bolu Tüneli ve viyadükleri.1992de İtalyan Astaldi firmasına 277.2 milyon dolara ihale edilen projenin, 2006 yılında bitirilebilmesi için, Hazine 22 yabancı bankadan toplam 305 milyon dolar kredi getirdi.30 milyon doları Amerikan Eximbankından alınan kredinin geri ödeme şartları ise ilk 52 ayı ödemesiz, 13.5 yıl vadeli olarak belirdi.Bolu Tüneli ve bağlı viyadükleriyle 23 kilometre uzunluğundaki yolun, yüzde 76sı bitirildi. İki ülke bir oldu, bir tüneli yapamadı. Bu sözler Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezene ait. Haksız da sayılmaz. Bu projenin başından çok işler geçti. 12 Kasım Düzce depremi yıkıcı olanıydı ve bundan dolayı Türkiyeye 105 milyon dolar sigorta bedeli ödendi. Deprem kadar olmasa da, 1998 yılında Bayındır İnşaatın Astaldiye ortak olarak eklemlenmesinin tahrip gücü de az değildi.İtalyan Başbakanı Berlusconinin devreye girmesi ile çözülen Astaldi sorununu düğümleyen Bayındırın patronu Kamuran Çörtüktü.Çörtük, sahibi olduğu Bayındırbankın Fona geçmesiyle, Astaldi ortaklığından doğan hak-edişini istiyordu.Geçtiğimiz günlerde mahkemeler tek yüklenici firma olarak Astaldiyi tescil ettiler. Böylece Bayındırın Astaldiden bundan
Bu acımasız satırları Tunustan yazıyorum. Magic Life Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kınay ile Büyük Sahra Çölünün ortasında olmasa da başlangıcına kurulan kıl çadırda yaptığımız sohbette tartıştık doluluk oranlarını ve turizm vizyonunu."Kınay neden burada yatırım yapıyor" sorusuna cevap ararken geldik doluluk oranlarına. Magic Lifeın Djerba Adasında bu sezon hizmete açtığı Mare Imperial Oteli, grubun Tunustaki 4üncü tesisi. Türkiyede 9 otelleri, 3 bin 500 çalışanlarını var, Tunusta çalışan sayısı da bin 500 civarında. Turizm sektöründe ortalama yıllık doluluk oranı yüzde 37 - 38. Bakmayın siz her yaz Antalyaya inen uçakların bolluğuna; hepsinin havası toplasan üç ay sürüyor. Sonbahar, kış, ilkbahar; turizmci eli böğründe seyrediyor Akdeniz çanağında yüzde 75lerin üzerine çıkan turizm hareketliliğini... Magic Lifeın ürün, istihdam ve ciro bazında Türkiyeden sonra ikinci büyük pazarı Tunus. Ondan sonra Yunanistan, Mısır ve Bulgaristandan sonra yine Akdeniz çanağında yeni girdikleri ülke İspanya geliyor. Toplam 140 milyon dolar ciro gerçekleştiriyorlar. Kınayın deyimi ile Magic Life tesislerinde yılda "350 bin misafir tatil yapıyor".Türkiyede turizmde pazara sunulan ürün çeşitliliği
Enginin yanında Amerikalı bir kadın meslektaşımız, onun yanındaysa İspanyol kadın meslektaşımız oturuyordu. Bense, hayranlıkla Enginin en güzel biçimde, Anadoluda pide yapmak için hamurun nasıl kulak memesi kadar yumuşadığını, memleketi Ulada tarhanayı nasıl güneşte kuruttuklarını anlatışını dinliyordum. Engin tıpkı benim ninem, Marianın dediği gibi, ekmek kırıntılarını atmanın günah sayıldığını anlatıyordu.Onun "Kapamanın lezzetli olması için soğanın sesi gelmeli" deyişini, kurabiyelerin "iyi" tereyağından yapılması gerektiğinin altını çizmesini dinliyordum....Engin ülkesine döndü. Aradan koskoca dört ay geçti ve bu yeni bir kitap fikri, itiraf etmekten korktuğum, gerçekleşmemiş bir tutku gibi yüreğimi kemirmeye başladı. Bir salı günü, telefonu açıp, sözü fazla uzatmadan Engine, birlikte kitap yazmayı önerdim. Hemen kabul etti....Kitabın Küçük Asyalı ninemizin her Paskalya Yortusunda Türk komşusuna sunduğu bir sepet kırmızıya boyalı yumurta kadar, içtenlikle, doğal biçimde, iyi niyet ve samimiyetle yazıldığının farkına varıyorum.Samimi ve insanca; Türk kadınlarının, İstanbuldaki Rum komşularına aşure dağıtmaları gibi..."Mirsini Lambrakinin, yemek yazarı Engin Akın ile kaleme
İş çevrelerinden duyduğum sözler anlamlı; bunları sizinle paylaşmak istiyorum.TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhanın konuşması, Basın Bürosundan yapılan açıklamaya göre kurumu bağlıyor olsa da, üyeler arasında görüş farklılıkları korunuyor.Asker polemiği TÜSİADda kurumsal iletişim sorununu alevlendirdi. TÜSİADda bundan sonraki tartışma içeride yaşanacak, gündem belli oldu.Divanda düzenlenen acil yemek ve Özilhanın tele görüşmelerinin ardından ortaya dökülen dikkat çekici vurgular...Ekonomik krizi aşmaya başladık, yeniden bir istikrarsızlığa gitmemeliyiz.Türkiyenin Iraka asker göndermesi, ABDnin Kuzey Irakta PKKya karşı net tavır almasına bağlı. Uygulanan ekonomi programının arkasında IMF, siyasi paketin arkasında da AB var. ABnin tezkere oylamasından sonra Türkiyeye yakınlaşması da bir durum. Sivil toplum örgütlerinin "asker gönderilmemesi" yönündeki baskısı hükümeti ABD karşısında rahatlatır. Türk sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ile Dışişleri Bakanı Abdullah Gül arasında medya üzerinden tekziplerle yaşanan "Iraka asker gönderme - me" gerginliği ortaya çıktı. Türkiye ABD ile bölgede stratejik ortaklığını koruyor. Ortadoğu haritasında ABDnin karşısında bir tutum, Türkiyenin
"Meclis tezkereyi onaylamadığı için mahvolduk diyenler, gördüler ki, tezkerenin geçmemesi Türkiyenin hayrına oldu. Özellikle Türk iş dünyası gereksiz yere olumsuz hava estirmişti."Türkiye Arzuyu aynı günlerde teyid ediyor, TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, "Görüşümüz değil, Irakta koşullar değişti" sözleriyle, Iraka asker gönderilmesine karşı olduklarını açıklıyor.ABD savaşa çağırırken "Evet", tartışmalı da olsa adı "istikrar" olan bir harekata çağırırken "Hayır" demek, TÜSİAD açısından kolay açıklanacak bir durum değil. Patronlar kulübünden uzak görüşlü olmasını beklerdik.Hazinenin Amerikadaki en yüksek düzeydeki bürokratı, Dünya Bankası (DB) Kıdemli Danışmanı Emin Dedeoğlu, buradan ekimde ayrılıyor ve Ankaraya dönüyor. Bundan 4 yıl önce Dedeoğlu ile birlikte Washingtona gelen IMF ekonomisti Selim Çakır derece atladı, ondan boşalan yere de Levent Veziroğlu geldi.Dedeoğlu ile Veziroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile Dubaide düzenlenen IMF toplantısına doğru yola çıktılar. Yolculuk öncesi buluştuk: Nerede? 18. Cadde Pensilvanya üzerinde birbirine bakan DB ile IMF binalarının ortasında. Washingtonda halkla ilişkiler şirketi
Dünyada, 1946dan bu yana 250 bin öğrenciye burs veren Fulbrighta ABD hükümet bütçesinden 120 milyon dolar ödendi. 140tan fazla ülkede yer alan Fulbrightın Türkiyede temsilciliği bulunuyor.Bu genel bilgilerden sonra Harriet Fulbright ile Irak savaşı ve barış üzerine yaptığımız görüşmemizden çıkan en taze haberi vermeliyim:ABD, ülkesinde yaşayan Iraklıları Bağdata göndermek istiyor. Onların aracılığı ile Irakta bir uzlaşma meclisi kurma amacı taşıyor. Ancak bu projenin hükümetin bütünü tarafından benimsenmesinde zorluk çıkıyor, Savunma Bakanlığının itirazları sürüyor. Fulbright, Irak sorunu konusunda Türk kamuoyunda yerleşik düşüncelerin çok da dışında bir görüş taşımıyor.Söze "Irak savaşına olarak karşıydım. Savaş çıktıktan sonra da kısa sürsün istedim. Hem barış, hem de demokrasinin Iraka gelmesini ümit ettim. Şimdi endişeliyim. Savaş sonrası yanlış planlar yapılmış, çok iyi düşünülmemiş" diyerek başlıyor.Fulbright ABDnin bulunduğu noktayı oldukça riskli buluyor "Öyle bir durumdayız ki, durup çekilirsek facia olacak..."Fulbrighta "Iraktan çıkış var mı" diye soruyorum: "Oraya gitmememiz gerekiyordu. Vietnamda en kötü çıkışı yaptık. Vietnama gitmemeliydik. Irak halkının kendi
Yeniseyin ABDdeki akademik yaşamı, öğretim üyesi olduğu Bahçeşehir üniversitesinin de önünü açıyor. Bu durum yalnızcaYeniseyin akademik kariyerine bağlanamaz elbette; diğer etkenlerle de ABD Türkiyedeki yükek öğrenim kurumlarına kucağını açıyor; yararlanmasını bilenler varsa.Bahçeşehir üniversitesi Rektörü Prof. Süheyl Batum, Prof. Yenisey, Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı ve gemi sanayicisi Kenan Torlak ile Washington Büyükelçisi Faruk Loğoluna yaptığımız ziyarette, Yücel, Amerika ile oluşan yüksek öğrenim işbirliği iklimini özetledi: "Özellikle 11 Eylül sonrası Türk kültürünü yakından tanımak ve ilişki kurmak istiyorlar. Bizden çok daha fazla proje ile karşımıza çıkıyorlar" sözleri yeterince açık.Büyükelçi Loğolu ise ABDde öğrenim gören 15 bin Türk öğrencisinin yılda 1 milyar dolar bıraktığını anımsattı. Türkiye ABDde öğrenim gören yabancı öğrenci sıralamasında 10. sırada yer alıyor. Ceza Hukuku Profösörü Ferudun Yenisey ilk kez bir Türk hukukçunun Amerikan üniversitelerinde ders veriyor olmasının örneği. Prof. Yenisey William Michell Collage of Lawda "mukayeseli hukuk" derslerine giriyor. Amerikalı hukukçular için de biraz "ilginç" geliyor olmalıyız ki, Prof.Yenisey ve
Tütün, çay, fındık, pancar, mısır üreticisi halinden memnun mu?Bakalım...Hükümete rağmen Fiskobirlik Karadenizde yaşayan 10 milyon insanın tek tarımsal ürünü fındığa beklenen fiyatı verdi. Bu pazartesi günü Fatsada meydana çıkacak olan DYP, fındık üreticisine "Bizim sayemizde 2.5 milyon brüt fiyat verildi" diye bağıracak.DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Bayar, sorumluluğunda yürüyen partinin fındık politikasını meydana indirecek ve "Fındık üreticisi muhalefetimizin gücüyle ilave 500 bin lira fiyat aldı, bu da Karadenize 400 milyon dolar girdi demek" diyecek.İşe bakın ki, AKPnin önemli kadrolarından, işlenmiş fındık ihracatçısı Cüneyt Zapsu gibi Dünya Fındık Konseyi (Merkezi ABD) Başkanı bir uzman varken, açıklanan fiyat üzerinden Karadenizde siyasi rantı DYP kapma peşinde.Mitinge Bayar beni de davet etti; bu hafta Washingtonda olacağım için gelemeyeceğimi bildirdim.Bayardan cevap:"Biz Amerikadan siyaset yapmadığımız için Orduda olacağız."Önceki gün, Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği (Pankobirlik) gazetelere verdiği ilanlarda; Bakanlar Kuruluna sevkedilen nişasta bazlı şeker kotasının yüzde 50 arttırılmasını öngören Şeker Kurulu kararının, 50 bin çiftçinin pancar ekim