Bu toplantı, TBMMnden bir de arzın merkezi(!) Masum Türker geçti dedirtecek türden bir konuşmaya sahne olması nedeniyle, yıllar geçse de akıllarda kalacak. Türkerin konuşmasından örnekler vermek zor olacak ama, deneyeyim: Bundan 500 yıl önce Sancak Beyi olarak Mardine gelen ailenin bir çocuğu olmaktan, 17 yaşında gözlük takmaya başladığında gözlük numarasının üç buçuk numara olmasından, Deniz Gezmiş ile okul arkadaşı olmaya kadar.Özilhanın kaderleriyle ilgili sözleri karşısında, böylesine ateşli bir konuşma yapan Türkerin yaklaşımını gören KKTCden gelen SİADların başkanları, söz almamayı tercih ettiler.İstanbuldan toplantıya gelen tek işadamı ise Genpanın patronun Mardinli Zeynel Abidin Erdem olması da şaşırtmadı. Taşın ve inancın kenti diye tanımlanan Mardine geliş nedenimiz; Türkiye SİAD Platformu, Başkanlar Kurulu Toplantısı. 29 ilin Sanayici ve İşadamları Derneği (SİAD) başkanlarını dinlemeye zamanın kalmadığı bir toplantı... Tek TÜSİADlı Akyıl Akyılda ekonomiyi, TÜSİADı konuşuyoruz en çok da siyaseti. Malum, Özilhan siyasilerin her birine bir çivi çaktı. Asıl yapılması gerekenler ise yolda; bir ucu Kıbrıs, öbür ucu Brüksele uzanıyor.Ankara ise şimdilik TÜSİADa çok uzak.Bu arada erken bir haber de vereyim; Özilhan TÜSİAD Başkanlığını iki yıl daha uzatmak niyetinde değil. SİAD Platformu devam ederken; Özilhan ile Diyarbakıra yola çıktım. TÜSİADın Türkiyenin en doğusundaki tek üyesi Mustafa Akyılın, fabrikasına konuk olduk. TÜSİADın, Akyılın yanı sıra, Gaziantepte Abdülkadir Konukoğlu ile birlikte Güneydoğulu yalnızca iki üyesi bulunuyor. Özilhan TÜSİADa Güneydoğudan en az iki yeni üye bekliyor. Akyılın beklediği ise TÜSİAD rozeti. Yılda 8 bin dolar aidat ödeyen TÜSİAD üyelerinin bir rozetinin bile olmadığına şaşırıyorum. Berivan evinde çekildi Bu evde gün oluyor ki 30 kişi kalabiliyor. Karaboğanın dediğine göre yorganlar annesinin çeyizi.Sibel Canın oynadığı Berivan dizisinin üç bölümü bu evde çekilmiş. Dizideki yorganlar da Karaboğa ailesinin...Karaboğa evine geldiğimizde, eşini de tanışmamız için salona davet etti. Eşi yöresel giysiler içinde; uzun açık renk desenli bir elbise, başında beyaz yazma ve yazmanın üzerinde siyah poşi. Güneş değmemiş yüzünde iki ela göz mavi kalemle sabitlenmiş. Alnında üç nokta döğme, tablo gibi duruyor yüzü, sessiz ve değişmeyen bir ifadeyle...Erkekler hanımla sohbette güçlük çekmiyor, dilleri Kürtçe. Ben konuşamıyorum, tek kelime bile; ortak bir lisanımız yok.Kadınlar milletvekili olarak Meclise gidemiyorlar diye yakınıyoruz haklı olarak. Ya Kızıltepede kadın belediye başkanı çıkarken, bir kadının 200 kilometre ötede lokantaya gitse ayran ısmarlayamayacak olması ne?Köy kokulu dağ ceylanını, duymuş muydu evin sahibesi? Mardin Kızıltepede gittiğim evden sözetmeliyim. Bedrettin Karaboğanın 1993de, yani terör döneminde yaptırdığı bir malikane burası. Yerel olmaktan çok, modern bir bina. Evin yöreyi anlatan bölümü, yatakların ya denk edildiği, ya da sıra sıra serildiği odalar. Allı, yeşilli; altın sarısı işlemeleri, kadife yüzleri ile yorganlar, yastıklar... Diyarbakırda Nispet Açılıştan iki gün önce başladı rezervasyon talepleri, ilk müşteriler küçük masalara kuruldular.Sahne önü müşterilerinin masalarında şampanyalar. Barın ilk gelini geldi, ilk şampanyası patladı, ilk göbek atanı kameralara poz verdi. Koruma, asker, polis bilirlerdi de; badigard bilmezlerdi, onu da gördüler. Diyabakırda eller havaya kalktı. Nispet Barın bulunduğu Mardin Kapıda sokakların çöpüyle oynayan çocuklar hayatlarına devam ettiler. Nispet, kişi başına geliri 1500 doların altında olan Diyarbakıra nisbet yaparcasına coşacak. syilmaz@milliyet.com.tr Diyarbakırın gece hayatı da vardı, gündüzü de; tek eksiği televizyon programlarında izlenen televoleydi, cumartesi gecesi o da ete kemiğe büründü. Bir yanında eski Diyarbakır evini restore ettiren, öbür yanında modern bir otel inşa eden Class Otel bunu başardı (!) ve İstanbulda ünlenen Nispet Barı açtı. Artık Diyarbakırın da kameralı gece hayatı olacak. Sahnede mahalli sanatçı yok, Demet Akalın var.
