Bu yıl 30uncu kuruluş yıldönümünü kutlayan MAMı anlatmak isteyen Prof. Görür ve ekibi ile uzun bir akşam yemeği yedik. Seçim, ekonomik kriz, ABDnin Iraka müdahalesi, Marmarada deprem riski, siyasetçi ve bilim adamının taşıması gereken etik değerler gibi konuları konuştuk. Hepsinin buluştuğu yer, MAMdı; oysa biz bunun hiç farkında değildik. Herhangi biri başlıktaki saptamayı yapsa, "Kendi yorumu" deyip geçebilirsiniz, ancak bu sözün sahibi Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkanı Prof.Dr. Naci Görür ise üzerinde durup, uzun uzun düşünmeniz gerekir. Toplum da aç değil 700 elemanından, 400ü araştırma görevlisi olarak çalışan MAMa para akıyor, sanayi bakıyor. MAMın 2002 yılı bütçe hedeflerine göre; geliri 10 trilyon, gideri 21 trilyon lira. Gelire giren kalemler, kamu ve özel sektöre yaptıkları Ar - Ge çalışmaları veya sattıkları patent. Gider denince, personelden elektrik parasına kadar herşey. MAMı besleyecek tek kaynak toplumun bilgi açlığı, maalesef toplum da aç değil! Naci Görürü çok ama çok dertli buldum. Görür, sanayi devrimini ıskalayan Türkiyenin ABye üyelik ayracı önünde, bilgi toplumu olma yolunda attığı cılız adımlara tepki gösteren bir bilim adamı hezeyanı içindeydi. Asker meraklı Sanayi MAMla uzak ara... MAMa en yakın kuruluş Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK). MAMın müşterileri arasında birinci sırayı askerler alıyor. Askerler; Iraka müdahale riski artınca, araştırma yaptırıyorlar, herhangi bir gerginlikte veya teröre karşı donanırken, güvenlik ve hız peşinde koşarken, askerin can güvenliğini artırırken Ar - Geye koşuyorlar. Sanayi dediğin, üretim demek. Teknoloji üreteceksin, üretim maliyetini düşürüp uluslararası alanda rekabet edeceksin, yakaladığın pazar gücünü refaha yansıtacaksın; zengin olacaksın! Siyasetçi de sormuyor Görür, örneklerle sanayinin bilgiye küskünlük derecesini anlatıyor. Fındık meselesi gibi... Fındıkta küf çıktığını AB tespit edince, üreticinin aklına MAM geliyor. Oysa MAMın bu alanda kurul laboratuvarı iki yıldır hizmette. Tekstil desen yine öyle, Merterde Ar - Ge kurmuşlar, kapılarını çalan olmayınca kapatmışlar.Devlet çok mu farklı? İçişleri Bakanlığına "Coğrafi Bilgi Sistemleri" projesi sunmuşlar; deprem riski var, onlardan ses yok. Daha da vahimini söyleyeyim mi? Bugüne kadar deprem ile ilgili tek bilimsel araştırmayı yapan MAMın, Marmarada 7 gemi ile sürdürdüğü çalışma sonuçlarını soran bir tek siyasetçi çıkmamış. Sanayinin kendi ayakları üzerinde durmaya ihtiyacı yok mu? Ne biçim var. Ar - Ge çalışmalarının; Arçelik, General Elektric, Erdemir, Fiat, Kibar Holding gibi kuruluşlarla sınırlı olması yeterli değil. ABye uyum sağlamak Burada bile ne yaptığımızı bilmezlik içindeyiz. Projelerin organizasyonu TÜBİTAKta olmasına karşılık, henüz DPTmi bunu yapsın tartışmasını bitiremedik.Bu pazar günü kendi kendimize şu soruyu soralım mı? Herhangi bir olay karşısında fikir belirtmeden önce, o konu hakkında bilgi sahibi olmak için ne kadar çaba sarfediyoruz? Bize bilgi diye sunulanları ne kadar sorguluyoruz?Üfürmeye devam kararı aldıysanız, hodri meydan! syilmaz@milliyet.com.tr ABnin hazırladığı 6. Çerçeve Programına katılma kararı alan 57. Hükümet, Avrupanın bilgi bankasına 200 - 400 milyon dolar arasında kaynak aktarımı kararını imzaladı. AB, imza atan ülkelere 17 milyar dolar kaynak aktaracak, biz de üye olduğumuz için bu paradan pay isteyebiliriz, tek şartla elimizde proje olursa.