Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Aynen böyle oldu, Özdilekten kiralanan uçakla İstanbuldan Kayseri DYP mitingine giden DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ile konuşmamızda...Çiller, ekonomi yönetiminin son 3.5 yıldır Türkiyeyi Arjantinden beter hale getirdiğini anlatıyor ve bu gidişatın baş sorumlusu olarak da Kemal Derviş ile arkasındaki hükümeti gösteriyordu.Evet... Türkiye düze çıkmadı. Kriz duvarına öyle çarptı ki, açlıkla yüzleşti. Gazetecilerin başına sık gelen olaylardandır; öyle olur ki içinden kaçan bir soru vardır ve sen onu sorduğunda neler olacağını hissedersin, hatta olası gelişmeler beyninde dalgalanır. Tüneli tarife gerek yok İçinden geçilen tüneli tarife gerek yok; ha Çiller söylemiş, ha Ali, ha Fatma... Çillerden duymak istediğim Türkiyenin bu hale nasıl geldiği... Soru ansızın geliyor. O anda Çilllerin kafasında ekonomi kurmaylarıyla hazırladığı programını, hükümetin "devletçi ve sol" yaklaşımını anlatmak var.Soruyu biraz daha açıyorum: "Derviş Türkiyeye geldiğinde karşılaştığı tablonun Arjantine benzediğini söylemişti, Türkiye bu batağa nasıl sürüklendi?"Çiller arkasına yaslanıyor, iç çekiyor ve anılarından bir demet çıkarıyor. Dün Kayseri notlarında okuduğunuz anıya...Dönemin Gelirler Genel Müdürü Zekeriya Temizelin kendisine üç saat boyunca "nereden buldun yasası"nı çıkartması yönünde verdiği brifingi anlatıyor Çiller ve ardından ekliyor: "Bizim çıkartmadığımız bu yasayı Mesut Yılmazın içinde olduğu hükümet çıkarttı ve Türkiye bu hale geldi."Açıkçası bu açıklamayı beklemiyordum. Türkiye vergi gelirleriyle ayakta duran bir ülke değil, bunu hepimiz biliyoruz. Demeç demeçtir yazdım. Tabii içime doğan telefon çaldı, arayan Maliye eski Bakanı Zekeriya Temizeldi. Temizel, söze şöyle girdi:"Çillerin demokratik sol anlayışla aynı görüşte olmamasını anlayışla karşılıyorum. Ancak servetini, annesinin yastığı altından çıkmış çıkınla açıklayan bir başbakanın nereden buldun yasalarını çıkartmayacağını çok iyi biliriz."Nasıl yani bu görüşme olmadı mı?Temizel, "Olmadı, Sayın Çiller karıştırıyor" diyor ve ekliyor: "1993 Eylül ayında, yani 1994 krizinden 6 ay önce görevimden ayrıldım. Çiller ile üç ay çalıştım, kendisiyle yalnız bir kez toplantıda karşılaştım."Temizelin hassas olduğu konu bu nereden buldun yasası. O nedenle sözü bitmiyor: "Çillere vergi düzenlemesi sunan Gelirler Genel Müdürü ben değilim. Ancak, servet kıyaslamasından vergi salmaya olanak tanıyan, 4008 sayılı yasada yer alan Vergi Usul Kanununun 30uncu maddesinin 7. fıkrası kendi döneminde çıktı."Temizel çocuğu gibi bağrına bastığı "mali milad"ı kolay kolay kimseye yedirmeye niyetli değil, devam ediyor:"Türkiyeden bu yasayla para çıkışı olmadı, tam tersine 5.5 milyar dolar döviz girişi oldu. Kayıt dışını kayıt içine almaktan dolayı da 25 milyar dolar gelir artışı sağlandı. Türkiye, Uzakdoğudan Amerikaya kadar dünyayı etkisi altına alan krizden bu yasa sayesinde fazla etkilenmedi." Faizler yüksek, kapanan işyerleri açılmıyor, yeni yatırımı ağzına alan yok. Resmi işsizlik sayısı kimseye bir şey ifade etmiyor, herkesin istatistiği kendine yetiyor; her evde bir işsiz! Siyasi köklere dönüş "Bir başbakanın krizin nedenini bilmemesi çok endişe verici. Son 10 yılda 190 milyar dolar borç faizi ödendi. Krizin asıl nedeni kamu finansman açığını kapatmak, doğrudan borçlanmayı sürdürmekte. 1986 yılında Prof. Gülten Kazgan bu gidişe işaret etmişti. Tüketimle büyüyen Türkiyenin, Körfez Savaşıyla daha da kırılgan bir hale geldiği biliniyordu. İSOnun 1999 yılında çıkardığı 500 büyük firma bilançolarına bakıldığında sanayi gelirlerinin yüzde 215lere varan oranda faiz kaleminden sağlandığı görülür."Bu seçim dönemini sevdim.Bakın nasıl merkez, liberal, demokratik ve sosyal demokratik sol analizler yapılır oldu. Siyasiler köklerine kavuşuyor ve seçmen nereye oy atacağını daha iyi görmeye başlıyor. syilmaz@milliyet.com.tr Temizel, Çillere bu polemik sayesinde bir kez daha yüklenme fırsatı buluyor: