07.02.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
İktidar miletvekillerinden bile saklanan (!) "Petrol Piyasası Kanunu ve Petrol Kanunu Değişiklik Tasarısı" hakkında edindiğim bazı notları aktaracağım; TBMM’ye bir hizmetim olsun.
Büyük bir olasılıkla Doğazgaz Kanunu’nda olduğu gibi, Petrol Kanunu da birileri tarafından hazırlanıp oylama için TBMM’ye getirilecek, miletvekilleri de "IMF istiyor" diye imzalayacaklar.
Petrol Piyasası Kanunu; petrol dışalımı, rafinajı, depolanması, dağıtımı ve inşaat işlerini hedefliyor. Arama ve üretim işlerini, mevcut Petrol Kanunu ve ona getirilmek istenen Petrol Kanunu Değişiklik Tasarısı’na bırakıyor. Petrol Piyasası Kurumu; Enerji Grubu (Rafinaj, İşletme, Umumi Depolama, İletim), Dağıtım Grubu (Akaryakıt Toptan Satışı, Bayilik), Hizmet Grubu (Hizmet Sağlama, Tesis ve Proje Yüklenimi, Tesis Yapım Yüklenimi, Tesis Kontrollük Yüklenimi) faaliyetlerinin her biri için lisans veriyor.
Petrol Kanun hakkında enerji konularında uzman, jeofizik mühendisi Tufan Erdoğan tasarıyı şöyle yorumluyor:
"Hizmet Grubu’nun tümü, inşaat işleri. Bu kadar tesisin ne olacağı, nelerin ‘tesise’ girip, bu lisansı alan inşaat firmaları tarafından yüklenileceği belli değil. Pratikte tüm enerji işleri Bayındırlık Bakanlığı tarafından yürütülebilir. Kanun tüm IMF dayatması kanunlarda olduğu gibi, teslimatlarda "serbest piyasa koşulları" nda oluşacak fiyatları getiriyor. Ancak rafinajcı, işletmeci, umumi depocu, iletimci ve akaryakıt toptan satıcısı lisans sahipleri, kurumun tavan ve taban fiyatları saptamasında yardımcı olmak amacıyla, "tarife" düzenlemek zorundalar. Buna karşılık "Hizmet Grubu" lisans sahiplerinin (yani inşaatçıların) böyle bir zorunluluğu yok.
"Ağır Kusur" ve "Birinci Dereceden Kusur" durumlarında bile, lisans sahiplerine uygulanacak cezalarda (sırası ile 500 milyar ve 200 milyar TL) inanılmaz eşitsizlikler var. Söz konusu bu kusurlar, eğer bayilerce ya da Hizmet Grubu lisans sahipleri tarafından işlenirse, yüzde 80 azalıyor. (Madde 18)
Ayrıcalıklar bitmedi. Hizmet Grubu lisanslarına kurum gelirlerinin ilk kalemi olan "Katılma Payı" ödettirilmiyor (Son Hükümler). Kısacası, "Rakı şişesindeki balık olmak" artık demode. Onun yerine "enerji işlerinde inşaatçı olmak" geçerli!"
Erdoğan tasarıyı hazırlayanların enerji konusundaki uzmanlıklarını da şöyle sorguluyor:
"Tanımlar bölümünde "ham petrol" yeraltından çıkartılan doğal haldeki petrol, ham petrol de dahil tüm petrol ürünleri olarak tanımlayan kanun, "üretici"ye "petrol" (ham petrol değil!) üretip, bunu rafineriye kadar taşıyan tüzel kişi diyor. Daha da ileri gidip, üreticiye, "Akaryakıt Toptan Satış Lisansı" alamayacağını bile bile, "akaryakıt" sunum hakkı veriyor (Madde 6). Kısacası, kanunu hazırlayanlar, süper benzin, mazot, gazyağı gibi ürünlerin, yeraltından "doğal rafinaj(!!)dan geçip üretilebileceğini zannediyor.
Enerji Dağıtım Grubu lisanslılar, yapmaları gereken tesisler için mülk sahipleri ile anlaşmazlarsa, kurum bu tüzel kişilere yardımcı olmak amacıyla, "kamulaştırma" için "lüzum" kararı alabiliyor (Madde 7). Bu karar, doğrudan "kamu yararı" kararı sayılıyor. Kamulaştırılacak bu yerler, lisans sahibi adına tapu siciline kaydediliyor. Tesis olarak anılan işler belirsiz olduğu için, bu tür lisans sahipleri, tesis adı altında, diledikleri yeri kamulaştırıp, eski sahiplerini her yönden mağdur edebilecekler."
Erdoğan tasarıda farklı noktalara da dikkat çekiyor, örneğin:
İmar alanlarında, doğal ve tarihi koruma alanlarında, arkeolojik merkezlerde eski kanunda petrol faaliyeti yasaklanmışken, yeni değişiklikte durum, bakan iznine bırakılıyor.
Petrol faaliyetinde bulunan şirketlerin eski kanundaki, olası zarar ve ziyan için teminat zorunlulukları kaldırılıyor.
Yerli petrol ve doğalgaz üretiminde "memleket ihtiyacı" için kullanım ve paylar kalkıyor. Üretici tüm üretimini yurtdışına satabiliyor. Buna karşın, bu koşullarda nasıl uygulanacağı belirsiz ve her durumda tahkime takılıp kalacak bir "ulusal stok" getiriliyor.
Petrol hakkı sahipleri, ürettikleri petrol ile ithal etmiş bulunduğu malzemeyi, her türlü ihraç vergi ve resimlerinden muaf olarak ihraç edebilecek. Bunun yanında, ithal edilmek zorunda olunan sondaj, üretim, araştırma vs. malzemelere uygulanmakta olan muafiyet de kaldırılıyor.
Yabancı şirketlere, belli oranda Türk mühendis ve işçi çalıştırma, eğitim, staj zorunlulukları kaldırılıyor.
Umarım Petrol Kanunu tasarısı TBMM’ye gelmeden tartışma olanağı bulur ve iddia edilen sakıncalar giderilir.