Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Partiler öncelikle demografik kriterlere, gelir dağılımına ve yaş grubuna pbaktılar.Türkiye iç göçün etkisi altında siyasallaştığının ilk sinyalini, kapatılan Refah Partisini belediyelere taşıdığı zaman vermişti.O nedenle de kentleşme ve genç nüfus partilerin seçim kampanlayarında ele aldıkları iki önemli veri olarak ele alındı. Seçim anketlerinin ortaya çıkardığı tablo dün akşam Kanal D ekranlarınında finale giden büyük adımdı. Bu büyük adıma gelene kadar partiler hangi değerlendirmelerle yola çıktı, neler yaptılar? Demografik kriter Hızlı kentleşme sürecinin yaşandığı ülkemizde, nüfusun yüzde 67.8i nüfusu 750 bini aşan 28 ilde yaşıyor. Başka bir deyişle geride kalan 53 ilin nüfusu Türkiye nüfusunun yalnızca yüzde 32.2si düzeyinde kalıyor.Nüfus bileşenleri açısından bir başka çarpıcı gerçek ise, nüfusu bir milyonu aşan 18 ilin ülke nüfusuna oranının yüzde 57.6sını oluştırması.Bu 18 ilde kentleşme oranı ise yüzde 74 gibi yüksek sevide.Tüm bu verilere bakıldığında, seçim sonuçları açısından büyük kentlerin artıyor.Buradan bir başka önemli saptama çıkıyor ki, o da göçün etkisi altındaki büyük kentlerdeki sosyo - ekonomik ve sosyo kültürel analizler. Göçün doğurduğu bir başka sonuç ise alt kimlikler oluşturması ve kent bütünlüğünden kopması.İstanbulda uzun yıllar yaşayıp denizi görmeyen insanların sayısı üzerine bir istatistik olsaydı, tahminlerimizi aşan sonuçlarla karşılaşabilirdik. Türkiye nüfusu 2000 yılı geçici sayım sonuçlarına göre 67.9 milyon kişi olarak öngürülmüştü. Bu öngörüye göre nüfusun yüzde 65i kentlerde, yüzde 34.9u ise bucak ve köylerde yaşıyor. Yaş gruplarına göre Yaşı 18 ile 30 arasında değişen seçmenlerin, toplam seçmen sayısına oranı yüzde 35.2 olarak belirleniyor. 18 - 20 yaş arasında oy kullanacak nüfus 2 milyon 525 bin olurken, 40 yaşın üzerinde 16 milyon 670 bin kişi oy kullanacak.Bu verilerin partilere verdiği mesaj da, oylarıyla refahı yakalayamayan kitlenin "kandırılmışlık" duygusu karşısında, "umut" faktörünün ne kadar öne çıktığı... Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre 3 Kasımda ilk kez oy kullanacak seçmen sayısı 4 milyon 265 bin kişi olarak öngörülüyor. Toplam seçmen sayısı 41 milyon 152 bin, ilk kez oy vereceklerin oranı yüzde 10.6ya ulaşıyor. Solun ilk fırsatı Sosyal demokratların 1977den bu yana ilk kez tek başına iktidara gelme olasılıkları üzerine şekillenen seçim kampanlarında, 1999 seçim sonuçları önemli bir gösterge. Bu dönemde Ankarada yüzde 36, İzmirde yüzde 52, İstanbulda ise yüzde 39 oranına ulaşan sol oylar, ilk kez sandıktan Meclise taşınma fırsatını yakalamış olacak. Bu durumda sosyal demokratlar bir yandan "özlerini" bulma, öbür yandan "iktidar olma" baskısını hissederken; sol blokta azalmaktan çok bölünmeden söz etmek mümkün olacak. Yerel seçimler CHPnin seçim kampanyasını yürüten İRA Reklam Ajansının sahibi Şükrü Öksüz parti tanıtım stratejisini oluştururlarken, üç aşamalı program belirlemelerini "yerel seçim" perspektifi ile bütünlüyor. Buna göre ilk aşamada "alternatiflerini elemeyi" hedefleyen sebzeli kampanyayı seçen CHP, ikinci aşamada "boş tencere", üçüncü ve son aşamada da "kader seçimi" üzerine yoğunlaşıyor.Anlamakta güçlük çekilen nokta ise, 3 Kasımın Türkiyenin kaderini etkileyeceği bu kadar açıkken, partilerin seçmen tabanı ile "kader birliği" yaratamaması. syilmaz@milliyet.com.tr Bu seçimler Türkiyenin kaderini belirleyecek. Çünkü hükümeti kuran parti veya partileri, iktidarlarından hemen bir yıl sonra yerel seçim bekliyor. 2004 Nisan ayında yapılacak yerel seçimleri hesaba katacak olan iktidar, ilk bir yılda başarıyı yakalamayı zorlayacak. O nedenle hükümetin karnesi, Türkiyenin hem yerel yönetimlerde, hem de siyasal iktidarda geleceğini şekillendirebilecek.