Televizyonlarda 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanması tartışmalarıyla ilgili haberler, görüntüler eşliğinde geliyor. Taksim’de 1 Mayıs denince, hemen ekrana polislerin biber gazı, panzerlerin kırmızı boya ve su sıktığı görüntüler ekleniyor.
Bir tane haber görmedim ki, konu buraya gelince, bu görüntüler yer almasın. Zaten bu şekilde Taksim’de kutlanması, görüntülerle “Yok olmaz, burada kutlanamaz” demek isteniyor sanki. Son bir haftadır tüm kanalların haberinde yer alıyor bu görüntüler. Kimse “Bizde yok demesin”, yalan. Sen televizyon olarak, bunu görüntülerinle kabul etmiyorsan, “Vali yasakladı” demek anlamsız olur. Sen televizyon olarak, ne sundun ki, bunun tersini düşünelim... 1 Mayıs tatil oldu. Ama hâlâ o görüntülerin tatil etmediği görülüyor.
NTV darbeci mi, değil mi?
NTV kanalı her daim renksiz olmaya dikkat etmiştir. Dikkat etmiştir derken, onaylama anlamında söylemiyorum. Ama ona atfedilen iki olay, kanalı birden iki uca götürdü. Bu, onun dışında gelişen iki olay. Önce Tarık Akan’ın katıldığı programda “Askerlerle ilgili söylediği sözler sansürlendi” yorumuyla “orducu” oldu. Sonra RTÜK’ten aldığı bir ceza, tam tersi bir konuma getirdi kanalı.
NTV seçim otobüsünde bir vatandaşın “darbe” isteğini belirten sözleri, olay olmuştu. RTÜK, NTV’ye ceza kesti. Bu durumda NTV “darbeci” oldu. Yani bir ay içinde bir kanalın, iki farklı durumu. Ama NTV ne orada ne burada. Sadece ülkemizin garip tecellisi!
Bir resim bir türban
TVnet kanalında bir görüntüye takıldım. “Kimse Yok mu?” kampanyası, “Umut Armağanları” yarışmasıyla ilgili bir haber. Diyarbakır’dan birinci olan Sima Nur vardı. İlköğretim öğrencisi ve örtülü. Yaptığı resim; bir genç kızın ayakları suda, etrafında kelebek ve kuşların olduğu bir hayal ürünü.
Resimdeki kızın saçları kuaförden yeni çıkmış, resim, çakıl taşları ve boncuklarla taçlandırılmış. Kızın duruşu, o çenesinin altında duran elleri, o hüznü ne güzel veriyor. Sima’nın ruhu, hayali o kadar açık ki... Umarım bu zenginlik, onun ilerideki yaşamında örtülmez ve özgürlüğünü fırçaya döker.
Şimdi öğrenmek lazım!
Kanal 7’de Akif Beki ile Mustafa Karaalioğlu “Şimdi Söylemek Lazım” programını yapıyorlar. Format güzel. Yani gündemdeki konuları, görüntüler eşliğinde yorumluyorlar. Efendim, şimdi malum mitingler başlıyor. Pek hoşlanmadıkları belli oluyor. E tabii bu da gayet normal. Tersi olsa şaşılır.
Bu mitinglerde hangi eserler çalınmalı, üzerine çeşitlemeler yaptılar. Beethoven Pastoral Senfoni örnek verildi. Ardından “Mehter Marşı olabilir mi?” diye konuşuldu. Karaalioğlu, Adnan Saygun ve Muammer Sun olabileceğini söyledi. Hoşuma gitti. En azından müziğe ilgi açısından.
Birkaç soru sadece: “Bu sözünü ettikleri isimleri kaç defa dinlediler?”, “Plakları var mı?”, “Kaç klasik müzik konserine gittiler?” Merak ettim!