Programlarda ödülü alan yarışmacıya gıptayla bakıyoruz aslında kazın ayağı hiç de öyle değil... Almanya’da ‘Big Brother’dan (‘Biri Bizi Gözetliyor’ tarzının babası yarışma) bir milyon euro kazanan Sascha Sirtl’e altı yıl için 700 bin euro
vergi çıkarılmış. Paranın büyük bölümünü harcadığı için, kardeşinin hayatı kaymış!
Bizdeki ‘Evim Şahane’ yarışmasının benzeri Almanya’da RTL’de yapılıyor. Fakir ailelerin evlerini yenileme programı... Mobilya alımının bir nevi gelir avantajı sağladığı gerekçesiyle vergi talebinde bulunulmuş.
Bu program, şans oyunu mu?
Tartışma, yarışmaların hangisinin bilgi ve beceriyle, hangisinin şansla kazanıldığı konusunda... Yarışmacının bilgi ve birikimle katıldığı ‘Kim Milyoner Olmak İster’, batı ekranında şans oyunu kategorisine sokulmuş. ‘Big Brother’, önceleri vergiden muaf tutuluyormuş. Sonra yarışmacının performansıyla değil, izleyicinin oylarının ön planda olduğu belirtilerek, vergilendirilmiş. ATV’de yayınlanan bu yarışmayla ilgili, “Bizde uygulama nasıl?” diye sordum. “Kazanılan ödüller, kanun gereği veraset ve intikal vergisine tabidir. Bunun dışında yarışmacıların hesaplarına yatan ödül miktarı, kişisel gelir vergilendirme kapsamında kendilerini
Show TV’de başlayan ‘Meleklerin Aşkı’nın hikayesi, “Absürd” dedikleri
durumdan yola çıkıyor. ‘Necmettin o aileye nasıl damat olmuş?’ ve ‘Melike o adamı nasıl almış?’ gibi sorular, dizinin hareket noktası... Bir nevi ‘Recep İvedik’ Necmettin, emekli hakime Rukiye Efe’nin (Oya Başar) damadı oluyor.
Üst kademe bürokrat bir aileye ‘hanzo damat’ olarak giriyor. Diziyi götüren de damat Necmettin (Toygan Avanoğlu)... ‘Deli dolu, eli yüzü düzgün bir yazlık dizi yapalım’ demişler. Fikir de fena değil, en azından ‘zengin şımarık oğlan ve minyon romantik kız’ şablonunun dışında... Orada da gençler, büyüklerin hikayesi içinde eriyip, gidiyor. Gördüğüm, bu haliyle gittiği yere kadar gider dizi... Biraz bir farklılık bile, gözümüzde ne kadar büyüyor.
YENENLER YAPAR
Eser Yenenler, Oğuzhan Koç ve İbrahim Büyükak’tan oluşan, ‘Üç Adam’ için, “Üç istidatlı genç” diyordum. Sonra, şişirilmiş şov yıldızları havası verildi. İçlerinden Yenenler, programında ‘en olgun ve uygun’ göründü bana... Şimdi, tek başına Kanal D’de ‘Şöhret Kafası’na başlayacak. Beyaz’dan sonra fiilen ekrandaki, (Okan olmadığı için) ikinci önemli isim olabilir. Bu program, kendisi için de bir sınav niteliği taşıyor.
‘KONSER VERDİĞİM
'Jet Sosyete’nin TV8'e neden geçtiğiyle ilgili kulağıma gelen şunlar: ‘Dizinin maliyetleri yüksek. İlk başlarda beklediğimiz izlenme oranı yakalanamadı sonra yavaş yavaş oturdu ve seyircisini oluşturdu. Yine de yeni şartlarımıza uymadığı için ayrıldık...’
‘ERKENCİ KUŞ’ SEVİNDİRDİ
Yine kulağıma gelen, Star TV’nin yazlık dizisi ‘Erkenci Kuş’un kanalı sevindiren bir izlenme oranı yakalaması... Kanal, bu diziden umutlu. Yetkililer, ‘Yaz dizisi olarak çekildi ama görünen o ki, bizi en az ocak ayına kadar götürür’ diyorlarmış. ‘Bir ‘Kiraz Mevsimi’ olmasa da ‘Çilek Kokusu’ tadını yakalamış’ yorumu da yapılıyor.
YAZIN EN İYİ DİZİSİ
Klasik yaz dizilerinin arasında Fox’ta yayınlanan ‘4N1K İlk Aşk’, sezonun iyileri arasına şimdiden girdi. İlk bölümde ev ahalisi esprilere pek bir güldü.
‘Ee olunca oluyor, biz de izliyoruz’ dediler. Gündelik yaşamın içinde komedi var. Onların iyi gözlemlenmesiyle yazılan senaryolar da güldürüyor. Dizi ilk bölümü itibarıyla bunu yakalamış, diyeyim.
Gözde Mutluer, romantik, minyon ve sevimli kız listesinde bir numaraya oturdu benim gözümde. Bu fizik özelliklerine sahip olmak, şu sıralar pek revaçta dizilerimizde, onun için söyledim.
'Gelinim Mutfakta'da birinci gelen geline, beş altın bilezik veriliyor. Ev ahalisi bu işlerden anlar, “Altın bilezik veriyorum demekle olmaz. Kaç gram ve ayar, bunu belirtmek lazım” dedi.
Plaja gelip, denize girmemek
Star TV’de ‘Geleceğin Starı’ başladı. Plaj skeçlerine denk geldik. Bütünü kum, güneş ve deniz atmosferinde geçiyordu. Hava sanırım hayli sıcaktı. Ev ahalisi, “Plaja gelmişler ama denize girmeye niyetleri yok” yorumu yaptı. Ortada mayo da görünmüyor, bıraksan gireceklerdi de...
Postmodern ‘bip’leme
Her türlü argoyu ‘bip’lemek bir zorunluluk bizim ekranda... FOX’un yeni gençlik dizisi ‘4N1K İlk Aşk’ta bu duruma doğal bir yöntem bulmuş. Gençler küfür ederken, beton kazma makinesi çalışıyor ya da düdüklü tencere ötmeye başlıyor. Olmadı, Boğaz’dan geçen tanker devreye giriyor. Gündelik yaşamın kendi sansürleri... Belirteyim bu yazın ilgi çeken işlerinden biri olmaya aday bir dizi...
Buzlamaya ÖTV hakkı
Kemal Sunal aramızdan ayrılalı 18 yıl olmuş... Ev ahalisi, “Bakalım bugün hangi kanal, Sunal filmi verecek?” dedi. Malum, her an imdada yetişir onun yapımları... TV8, ‘Çöpçüler Kralı’nı yayınlamış.
Ev ahalisinin bir kısmı gezmedeydi,Dünya Kupası maçına baktım ben de. Onlar filmi izlemişler. “Keyif almadık, orasını burasını kesmişler” dedi. Buzlama, ‘biip’leme durumu yani... 18 yıl sonra sanatçıyı sevgi ve saygıyla anıyoruz. Tabii, buzsuz ve ‘biip’siz...
‘JET SOSYETE’YE GÜLEMİYORUZ
‘Jet Sosyete’nin tekrarları var. Bir süre izledik. Gülme efektlerinin dörte biri kadar gülmediğimizi fark ettim. İzliyorduk fakat gülmüyorduk. Sezonda çok iş vardı, yeterli ilgiyi gösteremedik diye düşünmüştüm. Yazın nispeten boş zaman diliminde salim kafayla baktığımızda da ev ahalisiyle gülmediğimizi gördük. Benzer durum ‘Erkenci Kuş’un ikinci bölümünde yaşandı. Bir gayret izleyelim dedik. Ekip iyi fakat olmayan bir şey mevcut. Senaryo mu acaba?
NETFLIX’TEN 1 MİLYAR DOLAR
Netflix’in bu yıl Avrupa’da dizi çekimlerine harcayacağı paranın 1 milyar dolar olması bekleniyormuş. Bu da Netflix’in bütçesinin yüzde 85’ini üretime harcaması demek oluyormuş.
25 yıl oldu... Bu ülkenin aydınları yakıldı Sivas Madımak’ta... 37 kişi can verdi. Hatırlanmak istenmeyen ama unutulamayacak, bu ülkenin acı gerçeklerinden biri... Sivas’ta anıldılar. Merak ettim, hangi haber bültenleri verecek diye... “Tıpkı 25 yıl önce olduğu gibi, yine oradaydılar. Aynı sokak, aynı meydan ve yine mahşeri kalabalık... Ellerinde benzin bidonları değil, çiçekler” diye veriyordu haberi Kanal D... Star TV’de, “25 yıldır yanan kor” diye haber ekrandaki yerini almıştı. FOX Ana Haber de verdi. Göremediklerim; Show TV, atv ve TRT’ydi.
2000’LERİN DİZİSİ ÇEKİLECEK Mİ?
80’lerde, siyasi ve ekonomik kararlar, gündelik yaşamımızı çok etkilemişti. Müziğiyle, giyimiyle ve yaşam biçimiyle kendine has bir hali vardı o senelerin... Dizisi yapıldı ‘Seksenler’ ve pek bir tuttu.
Tekrarları 360 ‘ta ekrana geliyor. Salı akşamı ev ahalisi buraya takıldı. Belçika-Japonya maçında, 2-0 Japonya galipken, sonuç 2-2’ye gelmişti. “Yahu 2-0’dan da maç verilir mi?” diyerek kızmıştım.
Eşime, “Geç istersen 360’a” dedim. Tam da 24 Ocak kararlarının açıklandığı görüntüler vardı. ‘Her şeye zam gelmiş’ haberleri, mark’ın 29 TL’den 47 TL’ye fırladığı’ yıllar... Ahmet (Şoray Uzun) işsiz kalıyor, Fehmi
Rusya’daki Dünya Kupası maçlarının 4K yayınlarında renk sorunu yaşanıyor. Renk ölçümü, istenilen seviyede değil. Yayınları FIFA servis ediyor. Peki TRT’de 4K yayınları nasıl? Durumu yetkililere sordum...
TRT Televizyon Dairesi Başkan Yardımcısı Hikmet Kocaman, konuya ilişkin şöyle konuştu: “Söylenenler kesinlikle doğru. Bütün yayınların prodüksiyonunu FIFA yapıyor. Bize sinyal hazır geliyor. 4K yayınlarda renk sorunu ve özellikle pilot kamerada çok uzak açılı çalışma problemi yaşadık. Sıkıntıları FIFA’ya bildirdik ama bir düzelme olmadı. Diğer 4K yayınlayan ülkeler de bizimle aynı fikirde... Maalesef izleyiciler de bu sorunun TRT kaynaklı olduğunu sanıyor.”
TRT 4K çekimleri beğenildi
Kocaman, “Dünya Kupası 2014 Final maçı ve EURO 2016’nın sekiz karşılaşması (açılış, çeyrek, yarı final ve final maçları) 4K yapılmıştı ve bu senekinden daha kaliteliydi. TRT olarak 2015/2016/2017 yıllarında Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi olmak üzere, yurt dışından en az 20 maçın yayınını gerçekleştirdik. Ayrıca İstanbul’da oynanan dokuz karşılaşmanın çekimini 4K yaptık ve diğer ülkelere de servis ettik. Çekimler, beğeniyle karşılandı ve izleyiciler 4K’yı çok net fark ettiler” şeklinde devam etti.
Derdi olan filmleri seyretmek, çok izlenen kanallarda bir hayal... Bu yapımlar, bizim çok üretilen yerli komedilerle, bilim-kurgu dizilerinden arta kalan zamanlarda gösterimde... ‘Yeter ki bir şeyler anlatsın’ haline bile razı olmaya başladık. Ekranın ne kadar sığ ve ‘entelektüel’likten uzak olduğunun bir işareti.
Sony Channel’ da arka arkaya iki film vardı cumartesi günü. 2010 yapımı ‘Deney’ (The Experiment) ve 1971’e ait ‘Köpekler’ (Straw Dogs). ‘Deney’de Adrien Brody ve Forest Whitaker başrollerde. İşinden kovulan ve ekonomik sıkıntı yaşayan Travis (Brody), gazetede bir ilanda, insan davranışları üzerine iki haftalık bir deneyde, günlük bin dolar ücret ödeneceğini görür. Bu miktar şüphe yaratsa da, fazla düşünmeden ilana başvurur. Bir dizi rahatsız edici test sonrası, programa seçilir. Deney bir hapishane simülasyonudur. Deneklerin yarısı mahkum, diğer yarısı gardiyan rolünü üstlenecektir. Ancak deney, vahşi bir katliama dönüşür. Orijinal Alman yapımı ‘Das Experiment’in video için yapılmış Amerikan hali...
Diğeri de Sam Peckinpach’ın bir ‘şiddet harikası’, Dustin Hoffman ve Susan George’un başrollerini oynadığı ‘Köpekler’in Amerikan hali. Bu iki filmi de ‘çok izlenen’ kanallarda