Sina Koloğlu

Kasaba sahalarındaki ‘hazırlık maçlarının’ artık bir son bulması lazım. Galatasaray’ın düştüğü duruma gelelim... Dünya markası olmuş bir takımın bu şartlarda bir maç oynamasının ne alemi vardı? Dört golü bir kenara bıraktım.

D - Smart’ta spiker, Avusturya hükümetinin Udinese maçında yaşananlardan sonra Galatasaray’a, “Bu ülkede size maç yaptırmam” dediğini söyledi. Fransız Nice ile yapılacak hazırlık maçı tehlikeye girmişti yani! Ardından son anda Slovenya’da bir kasabanın sahasının ayarlandığı ve rakip takım Nice’inse zar zor ikna edildiğini söyledi. Bütün bunların üzerine bir de dört tane yediler. Önemli değil! Canları sağ olsun.

Bu duruma düşmenin ne gereği vardı? Bundan böyle Avrupa’nın kasaba sahalarında maç oynamaya hayır. Hatta Avrupa’da hazırlık kamplarına hayır. Zaten yakında bizi kabul edecek ülke de kalmayacak!

Bir dip not:

Selçuk kardeşimizin oyun felsefesinde değişen bir şey olmamış. Bu sene de yanındaki arkadaşına pas vererek orta sahayı idare edecek, bu anlaşıldı!

Spiker futbolcunun aynasıdır

Böyle enteresan bir ilişki olduğu kanaatindeyim. Maçı anlatan spikerin, sahada oynanan maçla ilgili yorumlarını sanki futbolcular duyuyor! Fenerbahçe - Shaktar Donetsk Şampiyonlar

Dizilerimizin vazgeçilmez konularından biridir; aldatma. Bizim dizilerde çoğunlukla erkek aldatır. Yaz dönemi ‘genç’ ağırlıklı kadrolarla oynanıyor diziler. Senaryolar bu işi, ebeveynlerle çocuklar arasında dağıtmış. Dizi ‘kışlık’ olsa belki bu kadar

onlara yansımadan büyükler kendi aralarında hallederlerdi! Hayatın gerçeklerini anlatmakla, bunu ‘zorlama’yla anlatmak

arasında fark vardır.

Baban kiminle yatıyor?

‘Kırgın Çiçekler’de ‘Nazan’, ‘Tevfik’in internet sitesinde ‘fotoğraflarına bakıyor’. “Kiminle yaşıyor, onu anlamaya çalışıyorum başkasını karısı yapmasına müsaade etmeyeceğim” diye kızı ‘Demet’e söyleniyor.

Bir ‘baban kiminle yatıyor’ sahnesi de ‘Tatlı Küçük Yalancılar’daydı. ‘A’ rumuzu malum, bütün milletin ne halt yediğini biliyor. Bir nevi Fuat Avni!

‘Aslı’nın babası annesini aldatıyor.

‘Eren’ durumu gördü. Profesör olan ‘Bahadır’ efendi gençlerin üniversitesine konferansa davet edildi. ‘A’ yine devreye giriyor ve ‘Eren’in cebine “‘Aslı’ya anlat durumu, yoksa bütün salon bunu bilir” diyor. ‘Eren’ ayaküstü ‘Aslı’ya durumu anlatıyor,

Ben bu filmi çok gördüm... Özel televizyon tarihinin kaç aşamasında bu filmi izledik? Arşiv diye gösterdikleri görüntüler aslında bu gördüğümüz filmden kareler. Arşiv yazmasan ne olur?

Uçaklar, silahlar, dağlar, yüzler, gözler, anneler, tabutlar, molotof, yangınlar ve kül olmuş hayatlar...

Başbakan, Amerikan heyeti, kalaşnikof, polis, jandarma, yargısız infaz, postallar, karakollar, demeçler, Irak, Suriye, Kürt, Türkmen, Sünni, Şii, Katar, emperyalizm, petrol, silah tüccarı, İran, peşmerge, Barzani, Talabani, CIA, MİT, İsrail ve kameralar...

Bugün, şu saat hepsi yeni çekilen filmde olması gereken yerlerde değiller mi?

Haber bültenindeki arşiv yazısını çıkarsan ne olur? O bomba, bugün mü atılmış yoksa, 10 yıl önce mi? Gazi Mahallesi’nde ne değişti? “Bir düşmanımız vardı, şimdi iki düşmanımız oldu” sözleri ekranda bolca tekrarlanıyor. Arşiv genişledi.

IŞİD, Kobani, doçka, bayrak, YPG, El Nusra, yeni harita, Kürdistan, koalisyon güçleri ve Suruç.. Bir şeyin arşiv olabilmesi için üzerinden 30 yıl geçmesi gerekiyormuş...

Bu kadar zamanımız yok bizim.

Arşivin de sabredecek gücü yok.

‘Zengin Kız Fakir Oğlan’ yazlık haliyle FOX’ta başladı. Mint Yapım’ın dizileri aynı tornadan çıkar. Standardı belli bir ürün kalitesi vardır. Mesela pizza zinciri gibi... Bu dizi de öyle...

‘Yazlıkçılar’ vardı bir zamanlar, orta halli kesim tatilini çok iyi

gözlemlemişlerdi. Bu dizi onun ‘her şey dahil tatil’ hali. Ev ahalisiyle dört gözle izlemesek de bir süre takıldığımızı fark ettim.

Eski tadı yok derler

Yeni, eskisi yoksa iyidir, tersi olursa ‘tadı yok’ yaftası yapışır. ‘Ayrılsak da Beraberiz’ için de aynı şeyler söyleniyor; eski tadı yok.

Olmayacak tabii ki. Yeni bir tat bu. Geçmişten bağımsız, şu an gösterilene bakarak “Beğenmedim” dersin o başka. Algı Eke ‘Galip Derviş’teki haliyle komik kadına ekranda farklı bir yorum getirmiş. Tatlı komik kızlar var ama bir de Algı Eke var. Dizide bu halini sürdürüyor.

Mete Horozoğlu’nu komik bulamıyorum. Dizi oradan kaçamak yapıyor. Yoksa kendi halinde standart Mint Yapım ürünü.

ATV şu sıralar, ‘Mumya Döndü’ filmine sarmış durumda. Kanalların böyle takıntıları oluyor.

Kanal D’nin ‘Polis Akademisi’, Kanaltürk’ün ‘Anakon’dası, Star TV’nin ‘Entelköy Efeköy’e Karşı’sı ya da, Samanyolu TV’nin ‘Piton’u gibi...

Fişleniyor muyuz?

‘Adı Mutluluk’ta ‘Dolunay’ annesinin kim olduğunu arıyor.

‘Dolunay’:

“Doğduğum yeri, yani burayı (hastaneyi kastediyor) annemden öğrenmiştim, okul ödeviydi mecburen söyledi. Doğum tarihim belli, şimdi tek yapmamız gereken arşive girip, benim dosyamı bulmak” diyor yakışıklı arkadaşına.

Arkadaşımız sakat rolü yapıp, arşivci memur abiyi kafa kola alıyor. ‘Dolunay’ da arşive girip, o kadar ‘dosyanın arasından kendisine ait olanı buluyor!

‘Paramparça’da da aynısı oldu

Ev ahalisi birden “aynısının tıpkısı ‘Paramparça’ dizisinde de oldu” dedi. Ne olmuştu? ‘Ozan’la ‘Cansu’, ‘Cansu’nun doğduğu hastaneye gitmişlerdi. Bilgileri eski olduğu için bilgisayara geçmemişti. Tek çare, arşive girip dosyayı bulmaktı. ‘Ozan’ aynen bu ‘Adı Mutluluk’taki arkadaş gibi arşiv memurunu kafa kola alıp, ‘Cansu’nun içeriye girmesini sağlamıştı. ‘Cansu’ da dosyaya ulaşmıştı.

Anlaşılan bu yöntem epey iyi iş yapıyor! Olayın iki dizide birden ‘düşünülmesi’ acaba tesadüf mü? Artık dizilerimizde annesini arayan çocuklar bu yöntemi mi uygulayacaklar?

Merakla bekliyoruz!

TRT 1’de, 2 Ağustos’ta yeni bir dizi başlıyor; ‘Baba Candır’. Güney Kore’de 53 bölüm oynamış ve başarılı bir final yapmış dizinin uyarlaması. MF Yapım için ‘uyarlama dizi yapımcısı’ demek yanlış olmaz. Faruk Bayhan ve Fatih Aksoy sektörün artık ‘duayen’ sayılacak isimlerinden. Kurdukları şirketin uzmanlık alanı ‘uyarlama diziler.’

‘Bir Aşk Hikayesi’, ‘Günahkâr’ Kore dizilerinin uyarlamalarıydı. ‘Zeytin Tepesi’ de İtalyan ‘Tuscan Passion’nun uyarlaması. Peki sonuç?

‘Bir Aşk Hikayesi’ 36 bölüm, ‘Günahkâr’ 8 bölüm ve ‘Zeytin Tepesi’ 7 bölüm yayınlandı. Hemen belirteyim ‘Zeytin Tepesi’nin çekimleri gerçekten çok etkileyiciydi. Mekan seçimleri muhteşemdi. Peki bu dizi ne yapar?

‘Settar Ağbi’ sevilir

Settar Tanrıöğen’in “Hastasıyım” diyeyim. ‘Alacakaranlık’ı unutmak mümkün mü? Bu dizide emekli taş fırın ustası rolünde, tam ona göre. Sonra Tülay Bursa var. Özgün Karaman (‘Çakıl Taşları’nın ‘Cenk’i severim), kız tarafında Melis Tüzüngüç var. Bana göre erken bitirilmiş 2000’li yılların en iyi komedi dizilerinden ‘Harem’de ‘Balkız’ rolünde izledim. Fragman neyi gösteriyor?

Tayfun Güneyer hali

Tayfun Güneyer bu dizinin yönetmeni. Hemen anlaşılıyor. Bütün ‘absürd ve ‘komik halleri bir arada

Canlı bomba, 31 ölü, eee gayet normal! Haber kanalları ‘yeni bir konunun’ heyecanı içinde konuşuyorlardı! Diziler kaldığı yerden devam ediyordu. Hayat normale dönmeliydi. Vatandaşa panik yaşatılmamalıydı.

Sakin olalım, bir şey yok, bu bir terör eylemiydi o kadar. Biliyordunuz ya, daha önce hiç mi yaşamadınız, tanımıyor musunuz? Öyle arada bir gelip geçiyor.

Neye benziyor? Trafik canavarına... Bu bayram da yine geldi, 68 can almış... İşte onun gibi... Gençler öldü. Eee ne var bunda. İlk defa mı oluyor? Biraz sayısı fazla olmuş o kadar. Bir çavuş da şehit olmuş o sırada. Yine mi şaşırdınız? Oluyor işte! Allah vatana millete zeval vermesin yeter ki!

Neyse Flash TV ‘Evlere Şenlik’ programını kaldırmış. Tesadüf, Star TV’de de yayınlanan gençlik dizimizin adı ‘Tatlı Küçük Yalancılar’!