Sina Koloğlu

‘Survivor’ yeniden başladı.
TV8 programın önüne ne koydu, ‘Recep İvedik 3.
‘Recep İvedik’ formülünü ‘Bu Benim Stilim’ için de uyguladı. Hem Show’daki hem de TV8’deki ‘benzer’ yarışma, total izleyicide beklenen ilgiyi görmüyor.
Hedef, AB kitlesi belirteyim. 7 Şubat’ta Recep İvedik 3 gösterilmiş, AB’de 4’üncü olmuş, ‘Bu Benim Stilim.’ 14 Şubat tarihinde ‘Recep İvedik’ var önden, AB’de 7’nci olmuş yarışma. Son bölüm öncesi ‘O Ses Türkiye’ finalinin tekrarı yer almış. Yarışma AB’de 15’inci olmuş.
TV8 bu hafta Recep İvedik’ ilacını Survivor’ için de kullandı.
Her hafta olur mu? Fark etmez, düşünün biz de Kemal Sunal filmlerini kaç yıldır izliyoruz ve hâlâ bazı kanalların ‘çok izlenen’ zaman dilimlerinde iş yapmıyor mu?

Seda’nın iki hali

Survivor’ yolculuğunun başında yarışmacılar bir mahalleden 5 numaralı daireden çıktı...

Bu Tarz Benim’de İdil ve Aykut evlatlarımız ‘Aşkı-ı Memnu’ -daki ‘Bihter’le ‘Behlül’ün danslarını yaptılar.
İdil dans sırasında açılıp saçılmıştı ve fakat şort giyinmişti. Bülent Hanım bu konuya parmak bastı; “Frikik olmasın baabında...”

Efkarı-ı umumiye pek memnun
“Efkar-ı umumiyenin önünde bir terslik olmasın diye çok düşünceli bir hareket” diyerek, memnuniyetini dile getirdi ayrıca Bülent Ersoy. “Çünkü o olmasaydı (şort) belki bir iki alkış daha fazla alırdınız ama” diyerek uyardı. Bir iki alkış olmaz, ülkenin gündemine bomba gibi düşer, tahminim bir hafta İdil kızımızın serpilmiş halini konuşurduk.

Mozaik rahatsız olurdu!

Sayısal Televizyon ve Uydu adlı, Fransızca uydu ve televizyon dünyasından haber ve yorumların yer aldığı ve benim de başvurduğum bir site var. Orada yer alan bir yazı, daha önce duyduğum bir konuyla ilgiliydi.
Televizyonlar evimizi dinliyor mu?

Konuşmalarınız dinlenebilir
Sitedeki bir yazıda, Samsung markasının çevrimiçi televizyonlarının İngilizce yazım kılavuzunda, sesin tanınmasıyla ilgili bölümde şöyle bir uyarı olduğu yazıyor, “Biliniz ki eğer konuşmalarınız kişisel ve özel bilgiler içeriyorsa bu bilgiler, söz konusu kayıt ve dağıtım işleminin bir parçası olabilir...”
Yazıda, “Daha basit bir dille söylersek, söz konusu hizmet sadece ekran fonksiyonlarının kontrolü için yapılan sesli komutları değil, aynı zamanda, ekranın yakınında olan kişilerin tartışmalarını da dinliyor” deniliyor.

‘Bu Tarz Benim’ Show TV’de erkek yarışmacı almaya başladı. İkili olarak çıkıyorlar podyuma. Selen ile Barış bunlardan biri. Yarışmacılardan Erkan kardeşimiz şovlarını eleşitirirken; “Düğündeki takı merasimi gibiydi” dedi. Selen kızımız; “Çok düğüne gidiyorsun” diye sinirlendi. “Düğüne giderim çünkü ben Türküm. Türk düğünlerini çok seviyorum” gelen cevaptı. Türküm, doğruyum, çalışkanım düğünlere giderim yani!

Görüntüyü bi koydular
Ahmet Çakar Beşiktaş lehine penaltıyı uzatmalarda veren hakem için; “Dünya futbol hakemliğini yönetenler böyle bir penaltıyı veren hakeme hakem gözüyle bakmazlar” dedi ve ekledi: “Penaltıya, penaltı diyen adamla ben konuşmam.” Sözler ve görüntü ‘Stadyum’da yayınlandı.
Kaya Çilingiroğlu; “Bunu söyledin mi görüntüyü bi koyarlar önüne lank diye kalırsın” dedi. Sanırım üç dakika sonra Beyaz TV’de canlı yayında Çakar’ın önüne yönettiği Beşiktaş - Galatasaray maçı geldi. Arif’e çaldığı penaltı görüntüsü. “Köküne kadar Arif bana yedirmiş” dedi Çakar. Demek ki neymiş?

Aldıklarını oynatamıyor

‘O Ses Türkiye’de Hadise Christina Aguilera’nın ‘Hurt’ şarkısını yorumladı.
Bazı şarkılar “İyi şarkıcıyım” testinden geçmek için belgedir. ‘Hurt’ de öyle bir şarkı... Aguilera’nın MTV Müzik Ödül Töreni’ndeki canlı yorumunu dinledim. Bizde canlı kayıtlarda kemanların entonasyonu bozuktu. ‘O Ses Türkiye’deki şarkının girişinde yer alan kemanlar da aynı durumdaydı. MTV’nin kayıtlarını dinleyince, fark anlaşılıyor.
Hadise ‘O Ses Türkiye’ finalde, “Ben de şarkıcılığımı göstereyim” dedi.
Dedim ya çok zor bir şarkı, hissettirdi detone olacağını... Yarışmacı olsaydı “Bazı bölümlerde zorlandınız, tabii yarışma heyecanı” yorumu yapılırdı.
Jüri üyesi olsam döner miydim? Evet.

POLİS İFADEYE EVE GELECEK

‘Tarafsız Bölge’de iç güvenlik paketi konuşuluyor. Ceza hukuku hocası Prof. Dr. Vahit Bıçak “Bu paket iyi” diyerek örnek veriyor.

TRT vardı. Ekranda ‘Uzay Yolu’nu ‘Küçük Ev’i, ‘Tatlı Cadı’yı izlerdik. Haber bültenlerinde TRT ne kadar veriyorsa onunla yetinirdik.
Sokaklar öyle değildi. Biz ekranda tatlı tatlı dizileri izlerken bir baktık darbe olmuş! Şimdi diyorlar ya toplumu bu hale getiren televizyon. Maraş, Çorum katliamları olurken özel televizyon mu vardı?
Sonra ‘özel televizyon’ devri başladı. İzlediklerimizle yaşadıklarımızı ayırt edemez olduk. Böyle olunca en kolay suçlayacağımız, karşımızda duran ekran oldu. Aynaya baktığımızı zannettik. Hep köşeyi dönmek üzerine beslendik büyütüldük. Hayal kırıklıklarının hıncını ruhsatsıza ya da dönerin bıçağına teslim ettik.

Ekran mı gerçek, sokak mı yalan?
Bir de televizyonu suçlu bulduk aynı trafik canavarı gibi. Çünkü 4 saat ve artısı olan zamanı paylaştığımız bu nesne, karşımızda bize her şeyi söyleyebiliyordu. Bizim aynamızdı. Orada anlatılanların hepsini sokağa çıkınca yaşıyorduk. Demek ki bizi bu hale getiren televizyondu? Hatta hastalığın teşhisi bile belliydi; reyting uğruna bizi cani, sapık, geçimsiz, tutarsız, başarısız, parasız, iştahsız, huzursuz yapıyordu. İktidarlar da bundan pek hoşnuttu. İşleri kolaylaşıyordu. Senaryo yazmak

Özgecan’ın katli, yüzleşmenin dayanılmaz ağırlığını üzerimize bindirdi.
İdam diyenler, hadım diyenler, bela okuyanlar, belki de kendilerini rahatlatıyorlardı. ‘Yüzde Yüz Futbol’da; “Herkesin içi rahat olsun, cezaevlerinin kendi içinde bir adalet mekanizması vardır (...), cezaevine düştükleri zaman her gün ölmek için dua edeceklerini düşünüyorum” derken Güntekin Onay, ‘şişlenebilecekleri’ni ima etmiyor muydu?
Bir yılda öldürülen 294 kadının katillerine kaç şiş gerekliydi? Avukat Hülya Gülbahar ne diyordu Habertürk’te; “Yasalar yeterli, cezalar uygulanmıyor, sonra ‘Haydi idam, haydi linç...’”
“İyi halden dışarı” ya da “Rızası var ne yapalım” şeklindeki mahkeme kararları!

Siyah giyinmek
Siyah giydiler...

Eski dizilerin bazıları yeniden ekrana geliyor. ‘Yeniden keşfetmek’ diyebiliriz. Dizilerin tekrar yayınları bu açıdan önemli. Bence ‘En çok izlenen eski diziler’ diye ayrı bir sıralama yapılabilir. Bu yıl diğerlerinden farklı, son 5 yılda en çok ‘eski dizinin’ ekrana geldiği yıl 2015 olmuş.

Ekranda 23 eski dizi
Interpress Medya Takip Merkezi’nin verilerine göre, önceki yıllarda kanallar ortalama 13 ile 18 arasında eski dizi gösterirken bu sayı, 2015’te 23’e ulaşmış. En çok tekrar diziyi atv yayınlıyor. ‘Alemin Kralı’, ‘Tatar Ramazan’, ‘Aliye’, ‘Şöhret’, ‘Benim Annem Bir Melek’ , ‘Çocuklar Duymasın’, ‘Adanalı’, ‘Yahşi Cazibe.’

BİR TV YILDIZI CANAN KARATAY

FOX’ta yer alan “D Vitamini bulunamıyor” haberinden sonra merak ettim.
Prof. Dr. Canan Karatay son bir yıldır aklımıza D vitaminin soktu. Her çıktığı kanalda “D vitamini ölçümü yapın, D vitamini eksikliği çok önemli” diye, diye sanırım, FOX’ta yer alan haberle kendisinin ne kadar etkili olduğunu da göstermiş oldu.