2012’de televizyonda en çok haber olan genel gündem konuları şöyle sıralanıyor; ‘4 + 4 + 4 eğitim sistemine geçiş’ (4.912 haber) en çok haberi yapılan konu bu olmuş. İkinci sırada ‘kürtaj ve sezaryen tartışması’ (3.755 haber), ardından Akdeniz Üniversitesi’nde ‘ilk yüz nakli ameliyatı yapılması’ (3.564 haber) geliyor. Afyon’daki askeri cephanelikte patlama haberiyse dördüncü sırada (3.396 haber), beşinci sırada ABD seçimleri var (2.356 haber).
NEŞET ERTAŞ’IN VEFATI BİR NUMARA
Hani “Ölünce değeri anlaşıldı” diye lafın tam karşılığı Neşet Ertaş oldu. Sanatçının ölümü 1.310 haberle ‘magazin’ gündeminin bir numarasına oturdu.
MAGAZİN GÜNDEMİNDE YABANCI TEKELİ
Yerli magazin gündemimizde en çok haberi yapılan isimler şöyle sıralanıyor; Madonna’nın İstanbul konseri (625 haber), Jennifer Lopez’in konserleri (380 haber) ve yıl sonuna damgasını vuran Gangnam Style şarkısı ve dansı (231 haber). Araya giren tek yerli magazin haberiyse Kenan Doğulu-Beren Saat aşkı olmuş (231 haber).
Kaynak: Bu veriler yıl içinde de benzer çalışmalar yapan Interpress Ajansı.
TV EM kanalında tekrar yayınlanıyor; ‘Bizimkiler’. Televizyon tarihinin en uzun soluklu ve her daim yayınlandığında izlenen dizisidir. Şöyle bir geçmişine bakalım 1989-1994 TRT, 1994-1999 Star, 1999-2000 Show TV. Sonra tekrarlar devreye girdi. 1995-1997 arasında ATV’de (ilk bölümler) yayınlandı. Beş yerel kanalda yayınlandı. Şimdi de TV EM’de gösteriliyor. Geçen hafta rastgeldiğim bir bölümdeki sahneyi aldım bugüne getirdim.
Şükrü (Savaş Dinçel’in oynadığı zaman dilimi) oğlu Ali’yle evde yalnızlar. “Git oğlum bira getir kendine de al” diyor. Dertliler ikisi de, baba oğul içiyorlar. Sonra Şükrü iyice sarhoş oluyor, Ali; “Baba yeter artık” diyor. ‘Bizimkiler’ için herhalde ‘ekranın en iyi aile dizisi’ sloganı yanlış olmaz. Çoluk çocuk 90’lı yıllarda hafta sonları bu diziyi izleyerek geçti ömrümüz. ‘Benim adım Cemil’in biralarını, Horozcu Katil Yavuz’un rakı muhabbetlerini gülerek izlerdik. Hiç de aklımıza buzlama, fişleme gelmezdi. Çoluk çocuk Cemil amcalarına uyup alkolik olmamışlardı!
Şükrü’nün oğluyla olan bu muhabbetini izlerken, aldım kareyi bugüne getirdim. Nasıl başlıklar atılırdı; ‘Ünlü dizide rezalet’, ‘Babası oğluna bira içirdi’... Sonra RTÜK
Tam 34 yıl, 4 ay. 3 bin 803 canlı yayın. Radyo tarihimizin bir direği, bir müzik kaynağımız bitiriliyor! Benim kuşağım ve daha kaç kuşak öncesi ve sonrası bilemem, bu programı dinledi. Grupları, yeni albümleri bu programda öğrendik. Yavuz Aydar ve Şebnem Savaşçı önümüzdeki cuma günü yani 28 Aralık’ta son kez yayına çıkıyor. 3 Eylül 1974 yılında başlamıştı. Gelin hep beraber Stüdyo FM için düşünlen bu ‘ son’a, “Hayır” diyelim.
34 yıldır hep çaldılar, hep anlattılar, hep dinledik; Yavuz Aydar ve Şebnem Savaşçı. Bu stüdyonun FM’i kapatılıyor!
BAŞBAKANIN KONUŞTUĞU KANALIN LOGOSUNU BUZLADILAR
Buzlamak her anlamda bir gelenek (!) halini almış anlaşılan. Dizilerin buzlama ölçüleri, filmlerin buzlama standartları, bir de haber kaynaklarını buzlama kriterleri oluştu! Başbakan’la yapılan özel röportaj, NTV ve Star’da yayınlanan özel programdaydı. Birçok konu başlığı vardi. Başbakan bu söylediklerini gazetecilerin hepsinin hazır bulunduğu bir ortamda söylemedi. Canlı yayına çıktığı bu kanallarda özel olarak açıkladı. Yani ortada özel bir haber var. Eee, haber kanalları da doğaldır; alıp kullandılar.
24 kanalı da ‘Moderatör Gece’ kuşağında bu konuşmadan seçtiği
Başlığı da ilgi çeksin diye böyle attıktan sonra bakalım ‘kıyamet’ ekranda nasıl bir karşılık buluyor?
CNN TÜRK’TE ‘PARANIN İZİ’NDE TARİHTEKİ KIYAMET İDDİALARI VAR
Efendim öncelikle haber kanallarına sordum “Bugün neler yapacaksınız?” diye. Hani öyle heyecanlı bir durumla karşılaşmadım. Sanki Ahmet Hakan, Şirince’ye gidecekmiş gibi bir şey duymuştum. CNN Türk’e sordum. Emin Çapa’nın ‘Paranın İzi’ programında, tarihteki kıyamet iddiaları üzerine çeşitlemeler yer alacak. 1000 yılında tarihin en büyük kıyamet histerisini yaşatan Papa Sylvester II kıyamet kopmayınca ne demiş? Eh, bunu öğreneceğiz (17.00)
TRT HABER IIH!
TRT Haber ciddiyetini koruyor anlaşılan. Hani öyle bir hava sezdim. Sordum, “Nedir var mı bir şeyler bu akşam?” diye. “Kıyametle ilgili özel hiç bir haber yok” diye bir not geldi.
SHABER GAYET CİDDİ
Samanyolu Haber, beklediğim gibi duruma ‘ciddi ve resmi’ bir hava veriyor. İstanbul Başvaizi Mustafa Akgül, ‘Haber Ekranı’ programına konuk olacak. Konu başlıkları, “Kıyamet’in tarihi belli mi?”, “Kıyamet kopmadan önce neler olacak?”
Fox’un yayınladığı ‘1453 Fetih’in bir bölümünü izledim. Ben ‘tarihimizi anlatan filmler, diziler’ bütünü içinde bakarak, daha da iyileri yapılacak ümidiyle fazla bir şey demek istemiyorum. Bunu anlamak için filmin zaten ilk yarım saatini izlemek (standart bir saat dilimidir, ama doğru bir saptamadır!) yeterli oluyor.
Ulubatlı, bir nevi ‘Hollywood şovalyesi’ çerçevesinde. Ve onun kahramanlıkları ve aksiyonları üzerine ‘genel seyirciyi yakalamak’ adına çekilmiş. Eh, bunda da başarılı oldu. Bütün millet salonları doldurdu. Tarihi film olarak bakınca, tarihin bu kadar müsamere olmaması gerektiğini düşündüm. Filme bu kadar para harcanmış, bu kadar danışman yer almış. Ama “Bir bildikleri var ki, işin ‘tarih’ tarafını pek etkili (!) yapmak istememişler” demek geliyor içimden.
Film de Fox tarafından ikiye bölündü. Zaten baktım, televizyonda ‘bilgi’ düğmesine basınca kumanda da karşınıza ‘TV dizisi’ ibaresi çıkıyor! Film (ya da Fox’a göre dizi) reklama girince sponsorun adı çıkıyordu; ‘Lady Ütü Masası’! Hani sabah programlarına olur da böyle görkemli bir filme daha bir ‘görkemli’ sponsor olmalıydı!
BENİM HAZ PARÇAM
‘Akışkan bisküvi reklamı’yla pek bir ilgi çekmişti. Bir
Habertürk’te ‘Türkiye’nin Nabzı’ programında ABD’nin Connecticut eyaletinde bir ilkokulda yaşanan katliamdan yola çıkılarak şiddet ve bizdeki yansımaları konuşuldu. Tabii ‘televizyonda şiddet’ konunun bir parçasıydı. ‘Televizyonda şiddet’ denilince akla ilk gelen dizi ‘Kurtlar Vadisi’ oluyor. Yine gündeme geldi. Konuklardan Prof. Dr. Tayfun Atay hocamız doğru bir saptama yaptı: “Statükocu toplumun karşılığıdır ‘Kurtlar Vadisi’ dizisi.”
Bir saptama daha vardı. Malum, sorulduğunda “En çok belgesel izliyorum” diyen toplumun aslında hangi belgeselleri izlediğini de söyledi Atay: “Yırtıcı hayvanların kapışması!” National Geo. Wilde izlemeyeniniz var mı? Hele HD olanında ağır çekim hayvanlar alemi kapışmalarını seyretmek bir başka keyif!
ŞİRİNCE’YE GİDENLER OBSESİF Mİ?
Ahmet Hakan bir “21 Aralık’ta ne olacak?” programı yaptı. Konuklardan biri de psikiyatri uzmanı Dr. Özcan Pektaş’tı.
Açık ve net söyledi Pektaş, “Şirince’ye gidenlerin yarısı obsesif...” Artık ne ‘mesajlar’ gelir hocama!
‘YALAN DÜNYA’DA BİR GARİP BİPLEME
‘Yalan Dünya’da Zerrin’le Tülay’ın arasındaki muhabbette, “Kıçın başın ayrı oynuyor” lafı ediliyor. ‘Kıçın’ sözü biplenmiş. “Her
Galatasaray-Fenerbahçe derbisi temiz ve sorunsuz bitince, futbol programları “Yapsak yapsak ne yapsak?” şeklinde sohbetler ve başlıklarla geceyi geçirdi. Ne kadar “Sanki biz iyi bir şey oldu da söylemedik mi?” deseler de “Keşke kötü şeyler olsa da tantana yapsaydık” diye iç geçirdiklerini tahmin etmiyor değilim!
Ah bir Alex olsa
Bundan böyle Fenerbahçe’nin derbi maçları sonrası yenildiğinde bir 5-10 sene, bu laf edilecek onu anladım. ‘Bizim Stadyum’ programında Faik Çetiner, “Alex olsa ne olurdu?” diye sordu. “Alex’in ölüsü bile Fener’i pozisyona sokar mıydı?” diyerek duruma bir başka boyut kazandırdı Erman Toroğlu!
‘Telegol’ün düelloları
‘Telegol’ün jeneriği de acayip. Böyle ‘Arenada gladyatörler savaşıyor’ havasında. Koca kesilmiş kayalardan devrile devrile gelen ‘Düello’ yazısı görüntüsü, vurmalı çalgıların tümünün toplandığı müzik eşliğinde ekrana geliyor. Ürküyor insan! Başlıklar da şöyle: ‘Ambrabat takıma yararlı mı zararlı mı?’, ‘Aykut Kocaman Fenerbahçe’yi küçülttü mü?’...
Tam yazıyı yazacaktım baktım bir haber var; Tuğçe Kazaz ‘Hayat Devam Ediyor’ dizisine katılmış. Dizilerde ‘kadroya yeni oyuncu almamak’ ayıp hale geldi neredeyse! ‘Konuk oyuncu’ vardı; yavaş yavaş o da sıradanlaşmaya başladı. Bunun tek bir açıklaması var; dizilere ilgi ve alakayı artırmak. Eylülden bu yana dört ayda kadrolara yeni katılan oyuncular ve diziler şöyle;
Alev Alev: Burcu Kutluk
Kuzey Güney: Şebnem Dönmez
Leyla ile Mecnun: Özge Borak
Emir’in Yolu: Uğur Karabulut
Krem: Halit Akçatepe
Bir Zamanlar Osmanlı: Özcan Deniz, Yener Gürsoy, Cem Uçan, Cenk Gürpınar, Esra Özgüven, Bülent Polat...