Sina Koloğlu

Kanaltürk ‘Top Bizde’ programında Fenerbahçe’nin transfer listesinde olan Faslı futbolcu Belhanda’yla yapılan bir telefon konuşması ekrana geldi. Sakatlığıyla ilgili sorunun ardından “Fenarbahçe’ye katılacak mısın?” sorusu geldi. Bir sessizlik oldu. Sonra alt ses “Bir diğer sorumuz da çok netti. ‘Fenerbahçe’ye geliyor musun?’ Yıldız oyuncu aynı netlikte cevap verdi” dedi.
Telefon konuşmasında muhabir yine pek de iyi olmayan Fransızcasıyla, “Je suis un fan de Fenerbahçe” dedi. Yani “Fenerbahçe taraftarıyım”, sonra bir “Yes” sesi duyuldu. Montajda mı bir hata olmuştu? Çünkü, soru ilk bölümde kendisine sorulmuş bir sessizlik olmuştu. “Yes” cevabı buraya monte edilmeliydi. “Fenerbahçe taraftarıyım” cümlesi program sorumluları tarafından “Fenerbahçe’ye gelecek misin?” sorusu niyetine “Yes” cevabının önüne yerleştirilmişti! Yoksa Belhanda hiçbir şey anlamamış mıydı sorulardan?

Sergen’den Sneijder senaryoları
Aynı programda Sergen Yalçın, “Sneijder için Fenerbahçe devrede” dedi. Saat 23.00’ü geçiyordu. Saat 00.08 gibi bir başka başlık belirdi ekranda; ‘Bence Sneijder Türkiye’ye gelmez...’
Sergen Yalçın “Bizzat şahit oldum” demeye getirdi. Sonra da böyle bir başlık attı!

Gizli reklam konusunda çok hassas bir televizyon yayıncılığımız var, malum! O kadar ince ayarlar yapılıyor ki, yeri geliyor mesela Mercedes’in önündeki meşhur amblem bile buzlanıyor! Dizilerdeki görüntüler, didik didik taranarak buzlanacak marka, dükkan ismi vs. aranıyor! Dekoltelere ve sinema filmlerine girmiyorum. Ama el atamadıkları bir yer var; canlı maç yayınları! Yaa burada şişiyorlar! Örnek mi vereyim! Şimdi kanala ‘gizli reklam’dan ceza gelmesin ama! Ziraat Kupası Antalya-Trabzon maçı Atv’de yayınlandı. Maçın 14.23’le 14.25 arasındaki bölümde bir cips reklamı yapıldı! Beş genç, yan yana oturmuşlar, hepsinin elinde aynı cips markası. Yani o marka istese, böyle güzel bir mizansen yaratamazdı. Dev reklam panolarına uygun bir reklam. Bence, markanın yetkilileri o görüntüyü dondurup aynı sahneyi bir tribünde çekip, reklamları için kullanabilir. Yani böyle bir kare seyrettik...

ÖZLEM HANIM PARAMIZI, AŞK DOKTORU İLİŞKİMİZİ BELİRLİYOR!

Bugünlerde televizyon bize rehber olma özelliğini bir kenara bıraktı. Yaşamımıza dair her şeye karışmaya başladı. Giyim, estetik, ilişkiler, kilo durumu, bahçe bakımı, yemek zevki, araba alım-satımı, ev kiralama, din ilişkileri...

Geçen eylül ayında bu köşede “Haber bülteninde önemli bir ismin yer alacağı kanal geliyor” diye yazmıştım. Başında Kanaltürk’ten tanıdığımız Tuncay Mollavesioğlu’nun olduğu kanal, yayına başlamak için artık gün sayıyor. Binasına yerleşti. Eleman alımı sürüyor. Kameralar ve teknik altyapı hazır. Artık isim isim program yapacaklar belli oluyor. Büyük olasılıkla da ana haber bültenini Uğur Dündar sunacak.

Ece Temelkuran’ın yeni kanalı
Basının çok konuşulan isimlerinden biri kuşkusuz Ece Temelkuran. ‘Nerede yazacağı?’ hep merak konusu oldu. Yeni kanalın bünyesinde program yapacak isimlerden biri olduğu söyleniyor. Yine Ayşe Önal bu isimlerden biri. Kanalın danışmanıysa Haluk Şahin olarak belirtiliyor.

RTÜK’ÜN ‘ALEMİN KRALI’NA VERDİĞİ CEZA ASPARAGAS MI?
RTÜK’ün, ‘Alemin Kıralı’ dizisine, kadınlara yönelik baskı ve şiddeti körüklediği (!) gerekçesiyle 890 bin TL ceza verdiği haberi gazetelerde yer aldı.
Mesut Yar’ın geçen salı ‘Burada Laf Çok’ programına çağırdığı konuklar arasında dizide Kubat rolünü oynayan (ve şiddeti uygulayan) Metin Yıldız da vardı. Tabii gündem maddesi, oynadığı rolün bu kadar ceza alması olunca, bu soruda kendisine soruldu.

Kate DeLuna’nın ‘Wanna See U Dance’ klibini oturup da izleyeceğimi hiç düşünmezdim! RTÜK’ün ceza verdiği haberi üzerine izlemek zorunda kaldım! Şarkı ve klip için “İşim olmaz” diyeyim. Bodrum Türkbükü’nde yazın çalarlar artık!

Number One cezasız sene geçirmiyor!
Yukarıdaki başlığı attım çünkü, RTÜK’ün NH1, MTV, MCM kanallarını izlemediği anlaşılıyor! Klipleri inceleyen RTÜK uzmanlarına bu kanalları da sıkı takip altına almalarını öneriyorum!
Number One TV’nin durumu enteresan. Hemen her yıl ‘klibi ceza alan’ kanal çünkü. Bu ne ilk, ne de son olacak gibi görünüyor. 2007’de Shayne Ward’ın ‘No U Hang Up’, 2011’de Armin Van Buuren Feat. Racoon’ın ‘Love You More’, geçen yıl Pitbull’un ‘Hotel Room Service’ klipleriyle ceza aldı. Bu sene açılışı Kate DeLuna’nın klibiyle yaptı. Tüm kliplerin ceza alma gerekçesi ‘Gençlerin zihnini bozacak cinsel içerikli’ olmaları! Belirtmeden geçmeyeyim, söz konusu kanalda yayınlanan Justin Timberlake’in klibine kesilen cezayla RTÜK, uluslararası bir üne de sahip oldu.
Tüm parçaların kliplerini izledim. Ne klipler, ne de şarkılar ‘bana uyar’. Bana uymaması, cezaları haklı kılmaz. Eleştiri ve kadını metalaştırılması üzerine yapılan

‘Son Kale’ filmi ve ‘20 Dakika’ dizisinde yağmur altında işkence sahneleri vardı. Filmde işkenceyi hissettik, dizideki sahneleriyse sadece seyrettik

Filmle dizi farklı, biliyorum. Sadece bir sahne, bir duygu üzerine örnek vermek istedim. Bu iki sahneyi tesadüfen arka arkaya izleme şansım oldu. TV8’de ‘Son Kale’ filmi, Star’da ‘20 Dakika’nın ikinci bölümü. İkisinde de yağmur altında, cezaevinde, iki mahkuma yapılan işkence vardı.

Avluda nöbet tuttum
Önce filmden başlayayım; konusu kısaca şöyle: General Irvin (Robert Redford), hiç hak etmemesine rağmen güvenlikli bir hapishaneye gönderilir. Hapishanenin müdürü Albay Winter (James Gandolfini), mahkumları ıslah edebilmek için çok sert metotlar benimsemiştir. Hayatını taktiklerle geçiren Irvin, tüm hapishaneyi koordine edip bu sert adamdan kurtulmak isteyecektir. Onun gelişi albayı rahatsız eder. Sürekli yaptıklarını takip etmektedir.
Sözünü ettiğim sahne mahkumlardan onbaşı Aguilar’la General Irvin’in avludaki durumu... Aguilar komutanına selam verir. Bu, askeri cezaevi kurallarına aykırıdır. Albay bunu görür ve emirerine “Ona selam verilmeyeceğini tekrar hatırlat, hem de etkili bir şekilde” der. Sonraki

Uydudan yayın yapan yerel kanalların hemen hepsinde ‘bitkisel ürün’ reklamları yayınlanmaya devam ediyor. 92 bitkisel ürünün radyo ve televizyonlarda tanıtım ve reklamını durdurduğunu duyurmuştu RTÜK. Bildik ‘doktorların’ ürün pazarlamaları hâlâ devam ediyor.
Bal tanıtımlarına da devam ediliyor! Gergedan boynuzundan cinsel gücü artıran ürün pek revaçta! Geçenlerde yazdım, ‘şifre çözücü’ ürün tanıtımı da yoluna devam ediyor. Ceza versen de başa çıkmak galiba imkansız!

“EŞCİNSEL BİR ÇİFTİ EVLENDİRMEK İSTİYORUM”

Ülkelerin örf, adet ve RTÜK anlayışlarına göre ‘sansasyonları’ da farklı oluyor. Fransız özel televizyon kanalının bir nevi ‘Acun Ilıcalı’sı (kanalda tam dört program yapıyor!) Karine LeMarchand’ın en çok tutulan programı; ‘Çiftçi Eşini Arıyor’ adlı Kanada’da yayınlanan bir yarışmanın Fransa’ya uyarlanmış hali.
Yeni sezona başlayan sunucumuz kendisiyle yapılan bir söyleşide, yarışmada eşcinsel bir çiftin evliliğini geçekleştirmekten memnuniyet duyacağını dile getirmiş. Ve bu, merakla bekleniyormuş...

REHBERiM

ŞEYTANA RUHUNU SATAN İNSANOĞLUNUN HİKAYESİ

Alman klasiği ‘Faust’ uyarlaması, usta Rus yönetmen Alexandre Sokurov’un imzasını taş

Geçen cuma akşamı TRT 1, keyifli olduğu kadar ‘rahatsız edici’ bir film izletti bize; ‘Yalanlar Üstüne’. Sadece bir sahneden bahsedeceğim. CIA, El Kaide’nin bir liderinin peşindedir. Kullandığı gazeteci-ajan Roger, bir plan yapar. Lidere ulaşmak için bir operasyon ve bu operasyonu yapacak olan sahte bir başka örgüt ve lideri lazımdır. Sadıki adında bir Ürdünlü mimar seçilir lider olarak. CIA merkezden ‘bilgisayarda uzman’ eleman vasıtasıyla Sadıki’nin bilgisayarına zaten girilmiştir.

Bize hiç yabancı değil
Oradan “İncir bahçesine kahramanca eylemi gerçekleştirecek kardeşlerimize selam olsun” diye bir mesaj geçilir malum yerlere. Örgütün adı ‘Uyanışın Kardeşleri’dir. Roger, Sadıki’yle ortak inşaat işi yapmaktadır! Onu Ankara’ya getirtir. Sadıki, aslında Türkiye’ye giriş yapmıştır örgüt lideri olarak. Bir güzel fotoğrafları da çekilir. Bir gece ansızın daha önce morgdan topladıkları cesetleri kargo uçağına bidirip İncirlik’e indirirler. Amaç bu yeni örgüte büyük bir operasyon yaptırıp El Kaide’nin dikkatini çekmek ve bu şekilde liderine ulaşmaktır.
Yer olarak İncirlik Üssü seçilmiştir. Bombalar yerleştirilir, o bölge boşaltılır ve uçakla getirilen cesetler

Yeni yılda ‘markalar’ ortaya dökülmeye başladı; Beren Saat, Tuba Büyüküstün, Nejat İşler, Kerem Deren... Beklentiler yüksek. Yüksek olunca da ayrıntılar üzerine çeşitlemeler bollaşıyor

‘20 Dakİka’ senaryosuna bağlı

Her dizi senaryosuna bağlı. Ama bir de oyuncuların oynamak için fazlaca ihtiyaç duydukları diziler olur. ‘20 Dakika’ böyle. Eee, filmini biliyoruz, izledik. Şimdi bunun dizi halinin bir özelliği olacak; nedir? Çeşitleme. Eldeki temel konunun üzerine ne kadar çok işleme yapılırsa, ortaya izlenesi, takip edilesi bir dizi çıkar. ‘20 Dakika’, işte bunu bekliyor. İlker Aksum ve Tuba Büyüküstün’de görüldü ki, orta karar bir oyunculukla idare edecekler. Hani alıp götürmek pek söz konusu değil. Senaryo onlara yapmaları gerekeni verirse ve yan rolleri de bu işe daha sıkı sokabilirse, dizi sezonun üzerine bir sezon daha katar. Yani iş Kerem Deren ve Pınar Bulut’ta.

Kİmden ‘İntİkam’ alınacağı bellİ

Durum ortada; kötüler bunlar, intikamı alacak vatandaş da bu, şimdi izlemeye başla... ‘İntikam’ın birinci bölümü özetle böyleydi. Beren Saat’i rahatlatan bir ortam oluşmuş. Fena oynamıyor. Nejat İşler, Mert Fırat, Zafer Algöz gibi yan rollerde güçlü