ATV düğmeye bastı, dizi üretim devam... ‘Seni Bana Yazmışlar’ yeni dizilerden biri. Şimdi dört karakter var. İki hatun, iki bey. Beylerden biri gözlüklü - ki gözlük olunca malum biraz salak olunuyor - diğeri Cemal Hünal kadar yakışıklı. Kız tarafına bakınca benzer durum var; Zeynep saf ve temiz, buna karşın Burcu sarışın ve gözü yükseklerde!
İşte bunlardan yakışıklı ve sarışın olanıyla gözlüklü ve saf temiz olanı birbirini buluyor. Bulurken standart Amerikan romantik komedi sahnelerinden bir demet sunuyorlar. Saf hatunla salak oğlan aynı kahvede oturup sevgililerini gözetliyorlar, ama onların bundan haberleri yok. Sonra onları takip ediyorlar yine haberleri yok filan... Çarpışıyorlar, aynı taksiye biniyorlar, otel lobisinde buluşuyorlar vs...
Seçilen mekanlar Ortaköy’le Arnavutköy arasındaki sahil yolu üzerinde! Amerikan işlerine fena öykünmüşler. Olsun canım, yapan yapmış; benzeri yerlisi ya da yabancısı olabilir. Olsun, olsun da iyi olsun. Bütün hikaye bu... Ekip elinden geleni yapıyor. Ama dedim ya elinden geleni. Birden ikinci bölümde kırıp geçirecek halleri yok gibi. Sadece şu var; bakalım ne olacak diye küçük bir merak uyandırıyor. Bir de senaryoda keyifli zig zag’lar
İzleyiciyi reklamlara bağlamanın yeni formülü: Hemen ekranın alt köşesinde ‘ 2 dakika kaldı’ yazısıyla televizyon kanalları daha fazla reklam izlettirdiklerine inanıyor. En son RTÜK’ün yaptığı 2009 TV İzleme Eğilimleri Araştırması’nın reklamlarla ilgili bölümünde bazı rakamlar var. Reklamları görünce hemen kanal değiştiren seyirci oranı yüzde 60.3. “Reklamları gördüğümde bir kısmını izler kanal değiştiririm” diyen yüzde 25.2. “Tamamını izlerim” diyenlerin oranıysa yüzde 10. 2006 yılında yapılan araştırmadaysa “Reklamları gördüğümde hemen kanal değiştiririm” diyenler yüzde 36.4 oranında, “Bir kısmını seyrederim” diyenler yüzde 19.5... Yani üç yılda hemen kanal değiştiren hemen hemen yüzde 20 oranında artmış. Tamamen izleyen ve bir kısmını izleyen gruplar yaklaşık yüzde 10 oranında azalmış. Peki şu ekranın köşesinde ‘İki dakka kaldı’ yazısı bu oranları değiştirdi mi?
RTÜK’ ün henüz bu konuda bir araştırması yok. Ama aldığım bilgilere göre reklam şikayetlerinde bir azalma varmış. Bu izleyicinin reklamları izleyip izlemediği konusunda kesin bir veri olabilir mi? Bana göre hayır. Şöyle yorumlanabilir; verilen süreleri takip eden izleyici başka kanallara geçip o süre içinde ne var
Ramazan ayı boyunca uydudan yayın yapan Tunus kanalı Hannibal’da yayınlanan ‘Afiyet Olsun’ programının yayınlanması onların RTÜK’ü NRIC (iletişim ve haberlerden sorumlu bağımsız makam) tarafından sakıncalı bulundu. Peki neden olabilir? Yemekler mi kötü? Yok, sunucu sakat! Abdelfateh Mourou, Tunus’un önde gelen muhalif islam hareketlerinden Ennahda’nın kurucularından... NRIC bu konuda; tarafsızlık ilkesinin zedelendiği, siyasi kimliği olan bir kişinin böyle bir programa çıkmasının sakıncalı olduğu yönünde görüş bildirerek programın yayından kaldırılmasını istedi. Yemek programı deyip geçmemek lazım!
BBC, NISSAN’IN YÖNETİCİLERİNİ KIZDIRDI
Nissan şu sıralar BBC ile papaz olmuş durumda. ‘Top Gear’ programında gazeteci Jeremy Clarkson, Nissan’ın elektrikli aracını tanıttı. Ama tanıtırken “Ya arabanın şarjı biterse ne olacak?” sorusuna cevap olarak arabanın ‘pili bitmiş’ itilirken görüntüsünü yayınladı. Bu görüntü ünlü markanın yöneticilerini çıldırttı.
Nissan yaptığı açıklamada, araçlarının pil göstergesinin olduğunu ve uyarı yaptığını açıkladı. Gazeteci ise dolum tesislerinden yoksun bir ortamda, enerjisi biten aracın sorun yaratacağını vurgulamak istediğini, bu
Flash TV Ana Haber Bülteni “Günün en önemli haberi sizce hangisi?” diye soruyor. Ancak bazı çekinceler var tabii ki; şehit haberleri mesela. O kategori dışı. Zaten ‘en önemli haber’. Bir de onun dışında ‘en önemli haber’ var. Kanalın son zamanlarda dil sürçmesiyle ünlenen spikeri Mustafa Yenigün yapıyor bu anketi. Ne tür haberler olabilir? “İlla sinirlendirecek olması gerekmez” diyor. Ee, hiç şansı yok ki. Geriye sadece hayvanat bahçesinde serinleyen ayılar filan kalıyor çünkü. Haber- eğlence dedikleri böyle bir şey olsa gerek.
“GİTTİĞİN HER LOKANTAYI ÖVÜYORSUN” DİYENLERE YAŞİN NE CEVAP VERDİ?
Mehmet Yaşin’in yeni kitabı çıkmış; ‘Lezzet Durakları 2011’. CNN Türk’ te ‘Afiş’ programında konuk oldu. Benim de dikkatimi çekmişti, her gittiği lokantayı ve orada yediği yemekleri “Aman ne güzel, ham hum” modunda tanıtması. Bu konuda eleştiriler geliyormuş. “Ben yemeği iyi olmayan yere gitmem ki” dedi. Yani eleştirmek için değil, yemeği güzel yaptığı için o lokantaya gittiğini söyledi. Doğru bir mantık. Ama biz illa yemeklerden birinin ‘iyi pişmediğini’ duymak isteriz. Mesela Vedat Milor böyle yapar, not verir. Kızıştıralım biraz!
HABERLER Mİ, RUJ RENGİ Mİ?
Bir elektronik posta aldım, “Bu konularda yazmadığınızı biliyoruz” diye başlamış. Yani basının hali üzerine. Peki öyle olsun, ilk yazımızı yazmış olalım bu şekilde. CINE5 özel televizyon tarihinin nasıl denir ‘Pompei’nin son günleri’ gibi bir olaydı. En son TMSF’deydi. Şimdi El Cezire aldı. Peki alış-satışta neler oldu. İşte yaşayanların yazdıklarına göre, pazartesi günü haber merkeziyle bir toplantı yapılmış. “2 ya da 3 ay daha sizinle çalışacağız daha sonra herkes kendi yoluna” denilmiş. TMSF süründürmesinden sonra bir de El Cezire süründürmesi başlamış. ‘Belki kovarız, belki kovmayız’ tavrı... Cine5 emekçilerinin aileleri, ödenecek kiraları...”
Cümleyi tamamlayamadım. Ha yandaş, ha muhalif, ha özel, ha kamu,fark etmez rezil bir haldeyiz. İşçi hakkı, memmur hakkı haberi yapıp kendi hakkından bihaber bir kitleyiz. Çarşıda domates biber, politika, insan hakları filan diye haber yapıp kendi haklarına sahip çıkamayan bir güruhuz işte.
SEDA’NIN YERİNE SABA TÜMER
Bence tam yerini buldu. Saba Tümer bir haber kanalındaki ‘muhabbet’ programından çok, öğleden sonra “Gel kız” tarzına daha çok yakışıyor. CNN Türk’te sırıtıyordu. “Eller havaya yapsam mı yapmasam mı?”
Senaryosu üzerine spekülasyonlarla başladı ‘Reis’. Şive konusunda uzman olmaya gerek yok. İzlerken “Bakınız Yeşilçam filmleri” demek yeterli. Senaryo, dublaj ve o muhteşem müzik (!). Üstüne üstlük tüm diziyi götürecek Mehmet Akif Alakurt kardeşimiz. “Yakışıklığın yeter” denilmiş kendisine. Melisa Sözen sanırım yeni bir ev filan alacak para yetmedi, bu dizide oynadı! Karadeniz dizisi olduğunu anlatmak için kemençe eşliğinde horon, bir nevi turistik gezi programı ötesine geçemiyordu. Fazla bir şey yazmaya gerek yok.
Mehmet Akif Alakurt ‘Reis’te.
‘KAHRAMANLIK’ NASIL OLMALI?
Star’da başladı; ‘Türkiye’nin Kahramanları’. Çok izlenen haber bültenlerinin yakaladığı zaman mutlaka kullandığı haberler vardır; suya atladı kurtardı. Daha geçenlerde yangının tüm evi sardığı balkona çıkıp arkabalarını kurtaran genci izledik. Bunun için program yapmaya gerek var mı? Zaten o kendini haber yapıyor. Her akşam haber bültenlerinin olmazsa olmazı kısa hayat kurtarma haberlerinden program yapmak ne kadar ilginç olabilir?
KUTSAL TOPRAKLARIN HALİ
ATV, ‘Çek Bakalım’ programını pazar akşamı erkene çekmiş. Daha önce de yazdım, internet ortamında çok izlenen kısa çalışmaların ağırlıkta olduğu bir yarışma. Ama bu dünyanın oyuncuları ve yönetmenleri aslında bundan sonraki dizi kuşağının da ‘taze haberleri’ gibi. Birçoğu kıyısından köşesinden bu işe girmiş. Okan Bayülgen kendi gençlik kanalı için iyi malzeme topluyordur diye düşünüyorum.
Mesela ‘Çakmak’ diye kısa bir film vardı. Her haliyle ‘Fox’ taki ‘Dinle Sevgili’ dizisinden daha iyiyim” dedirtiyordu! Derin Kıvaner’in çektiği bu kısa filmin sonunda bir öpüşme sahnesi vardı gençlerin. Yerli dizilerimizin ‘magazin malzemesi’ne güzel bir cevaptı.
Okan Bayülgen yerli dizi çeken ve çekeceklerin ‘Bu sahneden ders almaları’nı istedi. Hâlâ neleri konuştuğumuzun ya da konuşturulduğumuzun bir örneği oldu. Olay bütünden çıkıp o sahnede kilitlendi. Bakıldığında iyi niyetli çekilmiş, oyunculuğu idare eden bir çalışma. Anlaşılan buna bile razı olur haldeyiz. Ben de yazdım yazının başında; ‘Dinle Sevgili’ standardını zorlar diye.
Bana gelen bilgilere göre, El Cezire yayınlarına kasım ayına kadar başlayacak. ‘El Cezire Türk’ ismini tescillendiren Albayraklar Grubu’yla davalıklar. ‘El Cezire Türk’ adını kullanmayacaklar. ‘Türk’ yerine, ‘Türkiye’ adı geçecek. Bu isim, mahkemenin sonucu ne olursa olsun kanalın kalıcı adı olacak.
RAMAZAN REALITY SHOW
Adını ben koymadım; Samanyolu’nun ‘Barış Köprüleri’ programının özelliği böyle. Efendim, özetle bir ay boyunca başka dinlere mensup insanlar Ramazan ayını yaşayacaklar. ‘Bir aylığına Müslüman’ olacaklar. Biz de onları izleyip kim daha iyi karar vereceğiz! Televizyon tarihimizdeki yerini aldı bu yarışma.
AYSUN KAYACI; MUTLAKA BiR PROGRAM YAPILIR FiGÜRÜ