TRT Haber’ de ‘Açı’ programı. Açının açıları ise hep aynı açı. Son olarak Türkiye’nin Libya stratejisi üzerine konuşuldu. Açılar birbirinin aynıydı!
‘Tövbeler Tövbesi’nde bildik Türk filmi sahnesi; Mahir acayip yaralı. Fidan gönlü kırık, yolda gidiyor. Ve birden kahveden acilden yeni çıkmış hasta durumundaki Mahir pılı pırtıyı toplayıp mahallenin kahvesine gelmiş, önüne çıkıverdi. Böyle durumlarda fazla soru sormamak lazım. Demek iyileşmiş ki kahveye gidecek durumu var!
Bİzde ya da başka bir yerde bir baba arkadaşına kızı için ‘ Kızımı metresin yapma?’ diyebilir mi? Bu cümleyi söyleme aşamasına gelmişse iş nerelere gider, siz düşünün? Ama bizde olur. ‘Ay Tutulması’nda Şevket, Ayla ile evlenmek istemektedir. Ama hâlâ boşanmış değildir. Ayla’ nın babası da malum Şevket’ in arkadaşı. ‘Kızımı metres yapma’ diyerek tepki gösterir baba. Evet aynen bu kelimeyi söyler. Başka söze gerek var mı?
Dİzİlerde en çok giyilen marka tişört hangisi? Polo. ‘Çocuklar Duymasın’ her hafta reklamını yapıyordu. Baktım ‘Sihirli Annem’de de giymişler. O koca markası yok mu gıcık kapıyorum!
Doğu Perinçek tutuklu. Geçtiğimiz hafta Mehmet Perinçek de tutuklandı. Ulusal Kanal’da Şule Perinçek vardı.
Kanal D iki haftadır yeni dizisi ‘Bizim Yenge’ dizisini olabildiğince az kesintili ekrana getirdi. Reklam aralıklarının farkına bile varmadık diyebilirim. Böyle olunca sordum, “Acaba böyle mi devam edecek? Kanal D yeni dizilerinde az kesintili bir yayın politikası mı uygulayacak?” diye. “Bu standart bir uygulama olmayacak. O günkü koşullara göre karar verdiğimiz ve değiştirebileceğimiz bir şey” cevabı geldi. Önümüzdeki hafta ‘Bizim Yenge’ bu haliyle devam etmeyecek. ‘İki dakika sonra devam’ moduna geçecek yani. Diğer yeni diziler için söyleyebileceğim; duruma göre ilk bir iki bölüm az kesintili yayınlanabilir. Yani promosyon niyetine!
ARTIK ‘YERLİ DR. ÖZ’ÜMÜZ VAR, NE MUTLU BİZE: Gürkan Kubilay
Aynısının tıpkısını bulmakta üstümüze yok. Mantıklı da. ABD milletine anlattıklarını tercüme edip bize uygulamak yerine (Dr. Mehmet Öz’ün şov programı ) kendi ‘Oz şovumuz’u yaparız. ‘Bu Akşam Ne Yiyoruz’u ATV’de sunan doktorumuz Gürkan Kubilay işte böyle biri. Sanırım pika sendromunu anlatmak için oyuncuyla bir nevi şov yaptıran (ayakkabısının altını yalayan adam misali), barkotta yer alan görüntüler eşliğinde hastalığı anlatırken “Dur burada. Şimdi biraz geriye” gibi Erman
Aydınlık Gazetesi, Ulusal Kanal ve İşçi Partisi’ne yapılan ‘paket’ tutuklamalar ve önceki baskınlarla ilgili gelişmeleri özellikle ilk gün (Can Dündar’ın da yazdığı gibi) çok izlenen haber bültenleri es geçti. Ne zaman ki Mehmet Perinçek tutuklandı ve partililer tepki gösterdi Beşiktaş’ta, içine ‘olaylı görüntüler’ de dahil olunca görüverdiler birden.
Ajans Press’ten aldığım bilgilere göre bu konuyu en fazla haber yapan (Ulusal Kanal’ı saymıyorum) kanal Samanyolu Haber oldu. Tam 21 haber yapmış. “Bulmuş haberi bırakır mı?” diyeceksiniz. Olsun ilgilenmişler! Mesela Kanal 24, 2 haber yapmış, Ülke TV 5 haber yapmış. ‘diğer cenahta’ (ne demekse!) CNN Türk tek haberle görmüş. Çok izlenen haber bültenlerinde ise durum şöyle ATV iki haber, Kanal D bir haber, Show TV bir haber. Sözleşmiş gibi! “Yahu sana ne kaç defa yaparsam yaparım?” diyeceklerdir. ‘Kim neyi, ne kadar görüyor’un belgesidir bu. Bir dipnot olarak görülsün. Yarın basın tarihimiz yazılırken belki kullanan olur!
HAYAT AVEA İLE GÜZEL Mİ?
Sevgili Fatih Türkmenoğlu’nun ‘Hayat Gezince Güzel’deki hemen her gezintisini izledim. Son dönem gezintilerinde anlaşılan Avea sponsor olmuş. Ama Türkmenoğlu rol
Ramazan dönemi televizyonlarımız ‘yemek tarifi’ telaşında. Bu telaş bazen abartılı bir hal alıyor. Bir örnek; Cine5’teki ‘Esra’nın Yemek Sevinci’nden. Programda kuzu şaşlık yapıldı. Ramazan bir kenara, hanımların çoktan evde yemek işine giriştiği saat dilimleri. Bizde vatandaş ortalama saat 19.00’da yemeğe oturur. Bir de Ramazan ayı. Onun için yemek tarifleri öğleden sonra verilmeli.
AMERİKALI ‘TERK-İ DİYAR’ KELİMESİNİ ÇOK İYİ BİLİR!
D Smart’ta ‘Cadılar Zamanı’ filminin başı. Nicolas Cage ve arkadaşı Ron Perlman’ın oynadığı iki genç adam köylerine dönüyor. Issızlık hakim. Aralarında şöyle bir konuşma geçiyor: “Terk-i diyar mı eylediler acaba?” Böyle bir çeviriye şapka çıkarılır.
AYLA HIRSLI DA BİRAZ ABARTILI
‘Ay Tutulması’nın ilk bölümün izledikten sonra Naz Elmas’ın gayet hoş bir oyunculuk sergilediğini yazmıştım. Ama dizi ilerledikçe dikkatimi çeken şu oldu; hırslı Ayla karakteri onu sınırlıyor. Hep kızgın ve aşırı sinirli. Bu çerçevenin de biraz genişlemesi lazım. Son bölümde, tüm dizi boyunca içen bağıran kıran döken bir hali vardı.
Evet bu ve daha fazlası ‘Ve Gol’ programında vardı. “Hehe bak oltaya gelmiş. Biz dedik ‘Rasim Ozan yanında Ahmet Çakar izlenir, bu adamlar da yazar, malzeme var’ diye” dediklerini duyar gibiyim. Bir futbol programının sınırlarını nasıl aştığını görmek açısından önemli bir akşamdı. Bu programdan çok malzeme çıkar, bu doğru. Zaten Beyaz TV’nin bütün olayı ‘sert programcılık’ (Ne demekse!) yapmak. Kavga yani... Millet de buna çeşni. Neyse, TV8’deki o halim selim halinden eser olmayan Göktuğ Sevinçli’nin yönettiği (Daha doğrusu Rasim Ozan’ın sesinden arta kalan zamanda trafik polisliği yaptığı) ‘Ve Gol’ bu sefer başka goller atıyor.
Rasim Ozan, futboldan çok ‘Türkiye’nin gizli tarihi’ üzerine konuşunca Samet Aybaba ve Selçuk Yula, ister istemez papaz oluyor. “Ya bu anlattıklarının futbolla ne ilgisi var?” durumu... Şike olayı sürecek, bu nedenle Rasim Ozan bağıracak. Ahmet Çakar tabii daha kıdemli ve siyaseti yalayıp yutmuş olduğu için “Rasim ben anlamıyorum da soruyorum” havalarında. Şöyle ki; “Münevver olayı vardı. Gerçi o apolitikti” diye bir giriş yapıp Aziz Başkan’ın Ergenekon olayının içine sokulup sokulmadığını sordu. Bu arada yıkama yağlama bölümünü de es geçmedi;
Kanal D, saat 06.00-17.00 saatlerin arasında tam altı dizinin tekrar bölümlerini yayınlıyor. Kanalların gündüz kuşağına sağlık ya da hafif göbek atmalı, sosyal içerikli (!) programları filan niye aldıklarını anlamıyorum. İşte örnek. Saat 17.00’ye kadar arka arkaya dizi yayınla, olsun bitsin.
Bu akış aslında tüm özel kanalların prototipi. Ve inanın dizilerin tekrarları yeni diziler kadar izleniyor. Öyle kuşak muşak, hiç gerek yok para harcamaya. Dizi depoları doldu taşacak! ‘Doktorlar’ dizisi ne ilk ne de son olacaktır, yani günde tek diziyle sekiz saat yayın yapabilecek kapasiteye sahip özel televizyon kanalları gibi...
KOMEDİ DÜKKANI ASLINDA BİTMEDİ
KOMEDİ DÜKKANIASLINDA BİTMEDİ Program final yaptı. Ve fena halde veda etti. Üzüldük filan. Ama bitmedi. Reklamlarda devam ediyor. Çünkü bu format tuttu ve televizyonda reklam unsuru olarak kullanılmaya devam edecek. Bu etik mi? “Keklik mi dedin?” diye kulaklarını açanları görür gibiyim. Reklam kampanyasının vazgeçilmezi olmaya devam edip parasını bir güzel kazanacaktır sanatçımız ve ona ses veren kardeşimiz. Bu dükkandır, biri açılır, biri kapanır. Ama lütfen “Maalesef bitti” ayaklarına yatılmasın. “Yeni bir
Brezilya dizileri bir televizyon figürü. Konuları oyuncularıyla bir televizyon imalatı. Bir yeni Brezilya dizisi bu kalıbı kırıyor; ‘Aşk ve Devrim’. Bugünlerde Brezilya SBT televizyonunda yayınlanan dizi, ülkede 1960’da başlayıp 1984’e kadar devam eden cunta dönemini ele alıyor. Tabii yine ‘kendi imalat’ patentiyle. Fransız dergisi ‘Courier International’de çıkan Brezilyalı gazeteci Eugenio Bucci imzalı makalede diziyle ilgili geniş bir yorum yer almış. Dizinin ilk bölümünü izledim. Yapılan tespitlerin doğru olduğunu gördüm. Oyuncular tam ‘Brezilya dizisi’ oyuncuları. Solcu gerilla öğrenciler, sanki Amerikan kolejinin güzel, tatlı çocukları ve devrim yapmak istiyorlar.
Yazar daha uzun ve ağır bir eleştiri yapmış. Ama dediği şu; “Brezilya bu diziyle kendi karanlık geçmişiyle yüzleşme şansını buldu.”
Dizide cunta işkenceleri çekinmeden gösteriliyor. Brezilya bir tabusunu yıkıyor yazara göre. “Gelmiş geçmiş en kötü Brezilya dizisi” diye nitelediği ‘Aşk ve Devrim’ için; “İncelikten yoksun, eleştiri niyetinde eksik” diye yazmış. Ama özellikle dizide o döneme ait ‘belge’ niteliğindeki görüntüler bile geçmişiyle hesaplaşması için Brezilya’ya şimdilik yeter!
Be
Artık işin bir de böyle bir yanı var. Haber bültenlerinde ‘çarşıda Ramazan zammı’ haberleri gibi reklamında Ramazan yıldızları oluyor. Ramazan programlarında büyük bir rekabet vardı. İftar ve sahur programlarında 59 saat reklam yayınlanmış. Bu önemli bir rakam. Ramazan bir yerde tüketimin körüklendiği ay olmaya başladı.
İftar zamanı en çok reklam alanlar
* ‘İftar Zamanı’ (Reha Yeprem sunuyor/STV) 19.314 sn.
*‘Mukabele’ (Hafız Selma Okumuş / Star) 14.828 sn.
*‘İftara Davet’ (Prof. Dr. Faruk Beşe / 24) 11.97 sn.
Sahurda en çok reklam alanlar programlar
* ‘Nihat Hatipoğlu ile Sahur’ (ATV) 24.855 sn.