Ülkü Bey, beyaz saçları arkaya doğru taralı, yapılı, gayet hoş biri. Dün sokakta yürüyordu. Bakkalın kapısının önünden geçti. “Hüseyin n’aber” dedi bakkala. “Sağol Ülkü Bey, nereye?” diye sordu bakkal. “PTT’ye gidiyorum, fatura yatıracağım” diye cevap verdi Ülkü Bey.
Ülkü Bey bu konuşmaların ardından bir başka dünyaya geçiyor. Evlenmeye karar veriyor. Show TV’de Seren Serengil’in yarışmasında karşımızda. Dedim ya, Ülkü Bey hoş adam. Hangi yarışmaya gitse, hanımlar peşinde olur. Nitekim Show TV’de Seren Hanım’ın programında da Gülfem Hanım’la tanışıyor. Gülfem Hanım, Ülkü Bey’i beğeniyor. Ailesi de aynı şekilde. Sonra stüdyoya geliyorlar. Her şey yolunda. Ülkü Bey elinde çiçekler, Gülfem Hanım’a sunuyor, alnından öpüyor.
Mutluluk tablosu kısa sürüyor
İşte tam o sırada tombul kısa saçlı bir hanım, mikrofonu istiyor. Ülkü Bey’in yüzünde bir değişiklik oluyor. Sanki bir şeyler değişecek. Tombul kısa saçlı kadın, Ülkü Bey’in daha önce Fox TV’deki evlendirme programına katıldığını söylüyor. Burada bir hanımla tanıştığını, ama onunla olmadığını anlatıyor. Sonra da bu hanımın telefona bağlanıp o kanalda, Ülkü Bey’le tartıştığını söylüyor.
Seren Serengil, Ülkü Bey’in program program
Hong Kong’ta ‘büyüklere’ yayın yapan bir televizyon kanalında yer alan yemek programı diğerlerinden farklı. Mart ayında yayına başlayacak. Flaura Cheung isimli kızımız 26 yaşında ve bu yemek programının aşçısı. İki aşamalı programın süresi yarım saat olacakmış.
İlk bölümde kızımız Flaura alışveriş yaparken görülüyor. İkinci bölümde ise üstünü değiştiriyor (!) Ve fırın sıcaklığından filan olacak, transparan bir elbise giyiyor. Yönetmen bu durumu şöyle açıklıyor; “Her şey örtülü, ama gizlenen bir şey yok.” Her ülkenin kendi gelenek ve görenekleri var tabii ki!
DÜNYA KUPASI VE AVRUPA KUPASI MAÇLARI PARALI KANALDA OLMAYACAK
Belçika ile İngiltere arasında oynanan maçın nasıl yayınlanacağı konusunda FİFA ve UEFA arasında tartışma çıkınca, işin içine Avrupa Birliği yargıçları girdi. Ve şu karar çıktı; Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası maçları paralı kanallardan yayınlanmayacak. Gerekçe olarak özetle; bu maçların toplumun geniş kitlesini ilgilendirdiği ve paralı kanaldan yayınlanmasının haber alma özgürlüğüyle çeliştiği gösterildi.
LİG TV KAÇ DAKİKA MAÇIN İÇİNDE?
‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ dizisinin alt yazılı bölümlerinin gösterildiği siteyle ilgili yazıma, İstanbul’da üç yıldır bir okulda İngilizce öğretmenliği yapan Kanadalı Judith Smith’ten bir mektup aldım. Tümüne burada yer vermem imkansız. Ama kısaca şöyle özetleyebilirim: Sözkonusu siteden özellikle ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ dizisini takip edenlerin çok memnun olduğunu yazmış. “Bizim için dizinin İngilizce’ye çevirenden o kadar memnunuz ki, yeni bölümleri merakla bekliyoruz. Aslında dizi kadar Türkçe’yi ve kültürünüzü de bu şekilde öğrenmiş oluyoruz” diyor...
Görüldüğü üzere bizim gibi “Tecavüz de tecavüz” diye tutturmuyor, başka yerlerden bakıyorlar olaya! Devam edelim; “Bu kadar yüksek kalitede -bunu söylerken senaryosunu, oyuncularını performanslarını ve konuyu (özellikle kadınların durumu) kastediyorum- bir televizyon programı görmedim. Ben Kanadalı’yım. Buradaki televizyon programlarının çoğu ABD’den geliyor. Kalite farkı var. Bu dizinin oyuncularını tanıyorsanız onlara söyleyin (özellikle Beren Saat ve Esra Dermancıoğlu) oyunculukları inanılmaz.”
SAN REMO HER ZAMAN VAR
Televizyonda müzik ve şov açısından bakınca San Remo yaşıyor. RAI 1’de (Şu sıralar İtalyan televizyonlarından
İzlenme oranı yüzde 30.12... Yer İtalya... Kanal RAI 3... Kamu televizyonu. Berlusconi iktidarına karşı. Programın adı ‘Vieni Vi a Con Me’. ‘Gel Benimle Yürü’ diye de tercüme edilebilir. Sunucusu, Roberto Saviani... ‘Gomorra’ kitabının yazarı, mafya peşinde. Bazı videolarını izledim programın. Bir sahnede, çıkıyor, anlatıyor. Sadece anlatıyor. Sabah kalkmak, işe gitmek gibi bir şey. Okuduklarımızı, duyduklarımız anlatıyor. Basit ve sade. Yorum yok, sorgulamak yok. Bir nevi vaaz. Dört hafta devam edebildi program. Ve yayından kaldırıldı.
29.11. 2010 tarihinde İtalyan Espresso dergisinde bir yazı çıkmış. Uzun bir yorum yazısı. Ve şu paragraf galiba her şeyi özetliyor: “‘Vieni Vi a Con Me’, İtalya’da üzerine bir nevi referandum gibi inşaa edilmiş. Gidecek miyim, yoksa kalacak mıyım? Kalmak için acaba bir şeyler yapabilir miyiz? Bir ayin. Tüm ayinleri yöneten vardır. Bu da Saviano; eşitsizliklerin olduğu bir ülkede eşitlik isteğinin sembolü...”
Bunları neden yazdım? Çünkü 100 İtalyanın 30’u artık ‘habeğlence’ izlemek istemiyor. Galiba demokrasi dedikleri böyle bir şey!
REHBERiM
TURANCILIK DAVASI
24’ün yakın tarih belgeseli ‘Keşke Olmasaydı’ 1940’lı yıllara dönüyor.
İstanbullu olmanın olmaz olmazlarından biridir; Burhan Pazarlama. 40 yıllık satıcı Burhan Demircan’ın şehir hatları vapurlarında satmadığı kalmadı. Onun için tez yazıldı. NTV’de
27 Şubat’ta ‘Bir Fikrin Mi Var’ adlı yarışma başlıyor. Ödülü yaklaşık 1 milyon dolar. Okuyunca içeriğini aklıma Burhan Pazarlama geldi. Celal Pir sunacak. Bir girişimcilik yarışması diyebiliriz. Fikri ya da buluşu olup da üretip satabilmek için sermayesi olmayanlar için biçilmiş bir kaftan!
Seçmeler çeşitli üniversitelerde yapılıyor. Ünlü, genç ve başarılı girişimcilerden oluşan sağlam bir jürisi olacak; Ali Sabancı, Ömer Kızıl ve Gülten Yılmaz. Bir nevi pazarlama yani. Bunu ‘küçük görmek’ anlamında söylemedim.
TRT SPOR MART AYINDA GELİYOR
Hem TRT’yi hem de bizleri rahatlatacak şu spor kanalı. Yazmıştım, “TRT yönetimi de artık olsun diyor” diye. Kulağıma gelen bilgilere göre seçim dolayısıla TBMM yayınları bitiyor. Buna kısa bir süre kala da TRT 3 spor kanalı olarak açılacak. Mart sonu olarak tespit edilmiş.
Yine gün değişikliği... Önce perşembe günündeydi. Sonra aldılar pazara. Sonra çarşamba gününe kaydırdılar. Sonra... Ben ‘sonra’dan yoruldum Kanal D yorulmadı, tekrar perşembe gününe aldı ‘Türkan’ı.
‘Hata’lar zinciri böyle bir şey olsa gerek. Sanırım ‘Türkan’ın son durağı perşembe günü. Özel biri dizi ‘Türkan’. Kanalın da bu kadar ‘çabası’ sanırım bundan kaynaklanıyor. Ama diğer yanda bu kadar taşınmanın da bir rahatsızlıktan kaynaklandığı belli. (23.15)
YABANCI DİZİLERDE DE HAREKET VAR
Yerlilerimiz değil sadece, yabancı dizilerde de ‘yeni’ler ekrana gelmeye devam ediyor. E2 kanalı, ‘Shameless’ dizisini ekrana getiriyor. Altı çocuklu ve her türlü belanın içinde bir babadan oluşan ailenin yaşamı kısaca. Channel 4 kanalında 2004 yılında yayınlanmaya başlanan ve sekiz sezondur devam eden aynı adlı İngiliz dizisinden adapte edildi (23.00). Bir de final var bu gece. CNBC-E’de ‘The New Adventures of Old Christine’ son bölümüyle ekrana geliyor. Julia Louis Dreyfus’a veda ediyoruz (21.30)
Oda TV’ye yapılan baskın televizyonlarda. Haberi nasıl verdiğini bilemediğim ve çok merak ettiğim kanal, Samanyolu TV’ydi. ‘Kardeş kanal’ SHaber’de Soner Yalçın için “Gazetecilik eğitimi almayan” denildi. Bunu söylerken kendileri de sözün nereye gideceğini biliyor. Biliyorlar da işte söylüyorlar. Onlar hep söyler!
EKSİ 18
Show TV’nin daha ilk bölümde “Bu diziyi niye koydular?” sorusunu sorduran ‘+18’ galiba bitecek.
Geçen hafta en çok izlenen zaman dilimine, ana haber sonrasında yayınladılar. Dibe vurdu. Bu hafta perşembe saat 22.45’e almışlar. Dizi ya buralarda yani gece saatlerinde kendi yağında kavrulacak, kanal sesini çıkartmayacak. Ya da bitecek. Dizi, komik desen değil, absürt desen değil. Artıdan eksiye giden yolda, hiçbir durağa uğramayan bir yapım.
‘KURTLAR VADİSİ PUSU’ CEPTE, KALDIRIMA DİKKAT!
Behzat Ç ile Ercüment arasında kovalamaca ‘ilginç’ sahnelerle süslenmişti. Behzat, Ercüment’i telefonla aradı. O sırada Ercüment kardeşimiz ‘karışık masaj’ pozisyonunda. Çıplak yatıyor ve telefonla konuşurken masaj(!) yapan hanımın arkadan saçları filan görünüyor. Telefon konuşması bittikten sonra kamera şöyle bir geriye çekilince Ercüment Bey kardeşimizle masaj yapan genç hatunun ‘çıplak’ oldukları hepimizin çok yakından tanıdığı buzlanma hareketiyle bizlere nakledilmiş oluyor. Şimdi Nejat İşler rol gereği ‘çırılçıplak mıydı? Yani çekimler bu şekilde mi yapıldı? Üstünde masaj yapan genç kızımız da aynen buzlanacak durumda mıydı? Bence olaya bu hava verilmek istenmiş. Gerçi bundan önce de mankene göğüs buzlaması yapılmıştı. Bol ‘biip’li ‘kirli, isli, puslu’ havası verilen dizinin böyle ‘sıra dışı’ buzlanmaları da olabilir. Çünkü bu sahneyi gören zaten ne olduğunu anlıyor. Bir de ayağa kaldırıp buzlamak pek de gerekli değildi. Ama dediğim gibi “Bak bizde sınır yok Nejat Abi de soyunur” mesajı verilmiş gibi geldi bana.
OFSAYT KAMERASI TARAFTARIN ARASINDA!
“Böyle şeyler bizde ancak olur” dedirten bir örneği de TRT gösterdi. Bank Asya Ligi, Altay-Karşıyaka maçının devre arasında,