‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’de Reşat Yaşaran ve ailesinin oturduğu eve siz de sahip olabilirsiniz! Bu bir hayal değil. Çünkü o evler, şu sıralar satışa sunulan lüks bir sitede yer alıyor. Ev demek yanlış, vadi burası. Öyle geçiyor adı. Pazarlayan şirket bir bülten hazırlamış. Diyor ki; “Dizideki ünlü ve zengin işadamı karakteri Reşat Yaşaran ve ailesi Toskana Vadisi’ndeki 940 metrekarelik villada yaşıyor. Evin, beş yatak odası, 56 metrekarelik bir Casita’sı (misafir evi), 94 metrekare ebeveyn süiti, yüksek tavanlı çalışma odası da bulunuyor”.
Peki Selim Bey’in kaldığı yer neresi bu küçük evde? Dizideki Selim Yaşaran karakteri de evin konuk odasında yani Casita’sında yaşıyormuş. Düşünün bu ‘Casita’da oturacaksınız ve Selim Bey’i düşüneceksiniz? Hayal etmek bile yeter!
Erdoğan Ağabey İle annesi nerede kalıyor?
Bir de onlar var. Erdoğan Yaşaran ve annesi ise bu vadinin bir başka evinde. Size komşu olabilirler yani. Onların kaldığı ev daha ufak tabii ki 740 metrekare... Bununla da bitmiyor Fırat Çelik ve ailesi de vadide. Onlar 854 metrekareyle yetiniyor. Haa. Vural Ağabey ve ailesi var bir de, unuttum. Onlar da vadide... Bu vadi çok acayip yani! Sonra da oturup Fatmagül’ün suçu neydi
Alem FM’de Nihat Sırdar’ın ‘Opet’le Nihat’la Muhabbet’ programı RTÜK’ten uyarı aldı. Uyarının nedeni ise benzin fiyatlarını protesto etmesi. Bunun için Nihat kardeşimiz vatandaşa radyodan protesto için “Dörtlüleri yak” demiş. RTÜK de bunun üzerine kızmış. Açıklama şöyle: “Trafikte seyreden araçların, dörtlülerini yakmalarının ‘acil durum’ ikazı anlamına geldiği ve bu durumun keyfi bir şekilde uygulanamayacağı, aksi takdirde diğer sürücülerin bunu gerçek bir ‘acil durum’ ikazı gibi algılayıp arkadan gelen araçlara yol vermeye kalkıştıkları, bunun da trafikte tehlikeli sonuçlar doğurabileceği düşünülmektedir”...
Bakalım Nihat Sırdar nasıl bir yeni strateji geliştirecek?
TRT’NİN BİLMEDİĞİ; RADYO 3’Ü DİNLEYİCİSİ HABER VERDİ
TRT, Radyo 3 ile ilgili bir açıklama gönderdi basına. Özetle dediği şu: “Radyo 3 yayınların kısıtlandığı ve yayın içeriğinin değiştirildiği ile ilgili çıkan haberler asılsız. Tersine rock ve pop müzik radyo kanalları açılacak. Daha geniş kitleye yaymak için çalışmalar da yapılmaktadır.”
Ben de bu konuda yazdım ve okurlardan gelen mektupları yayımladım. Kafamdan atmadım. Ortada bir sorun var ki bu kadar dinleyici oturup bir de internet sitesi
Anlatıyoruz, burada yazıyoruz, ama yok, anlamamak için direniyorlar. Yahu abiler şu Ankara’yla İstanbul arasındaki canlı yayın olayından vazgeçin... Bakın ne oldu? Hasan Celal Güzel, çıkardı kulaklığı gitti. Şimdi “O bir yazı okumak istedi, biz de mecburen kestik” filan demesinler.
Aynı stüdyoda olsa yanı başınızda, bunlar olmazdı. Habertürk’te Yiğit Bulut’un ‘28 Şubat yıldönümü’ programında yaşandı. Hasan Celal Güzel 28 Şubat döneminde Çetin Doğan’ın neler yazdığını okumak isteyince ve İstanbul stüdyosundaki konuklar itiraz etti, Yiğit Bulut bunu Ankara’ya bir türlü anlatamadı. Çözümü, fişi çekmekte (yani görüntüyü almakta) buldu. Eee, bu duruma Hasan Bey kızdı. Çıkardı kulaklığı, kalktı ,“Sen sözümü kesemezsin, beni yayından alamazsın” diyerek. En son örnek bu işte. Daha buna benzer çok yayınlar göreceğiz.
20 DAKİKA FİLM 8 DAKİKA REKLAM ATV’de ‘Eyyvah Eyvah’ yayınlandı. Film, dört bölümde ekrana geldi. Ortalama 20 dakika film, sekiz dakika reklam. Yani film dörde bölündü.
Bu olaya bir çözüm bulunması şart. Reklam kuşakları kıymetli olmalı ve azaltılmalı. Benim yanılma payım olabilir sürelerde. Ama dört defa reklam kuşağı girildiği net. Kalem kağıt, not aldım. Hatta
Bu konuda bir yazı yazmıştım. Bilgiler gelmeye devam ediyor. NTV uzun zamandır kullanıyormuş. ATV de kullanmakta. Ayrıca ATV’nin yeni haber kanalı için sipariş verilmiş. TNT ve FOX da bu ay geciktirmeli sisteme geçiyor. Şimdilik bu konuda haberler böyle.
TV KANALLARI STEREO YAYIN YAPIYOR MU?
Teknoloji hikayeleri anlatılıyor. Plazmalar sıra sıra dükkanlarda. Yavaş yavaş görsel ve işitsel nimetlerden daha fazla yararlanma adına, yeni televizyonlar evlere geliyor. Gidip 5+1 sistemleri döşüyoruz. Sinemada film izler gibi olsun diye. Peki yayınların kalitesi nasıl? Peki biz bu kalite beklentisini yerine getiriyor muyuz? Piyasada televizyon teknolojisiyle ilgilenen distirübütörler var. Bu işin perde arkasını onlar biliyor. Sordum, “Ses kalitesi nasıl televizyonlarda?” diye. İzleyici bu konuda bilinçli olmadığı için televizyon kanallarımızın büyük bölümü gercek anlamda stereo yayın yapmıyor. Aynı sesi sağ ve sol kanallara basıyorlar ‘dual - mono’ bir olay çıkıyor ortaya. Bizde her iki taraftan ses duyuyoruz da bu gerçek anlamda stereo olmuyor. Peki hiç bir kanal yok mu bunu yapan? Var: TV8, NTV grubu, TNT, TRT... Ekipmana yatırım yapan kanallar. Ama onlarda bile hani cuk oturmuş bir
Son yazıma baktım, yeni dizi sayısı 11’miş. Bugün üç yeni dizi haberi daha var. ATV’de ‘Tövbeler Tövbesi’, 70’li yılların popüler kültür temalarına gönderme yapıyor. Ertem Eğilmez yaşasaydı nasıl bir dizi çekerdi sorusuna cevap aynı zamanda.
TRT de “Durmak yok dizilere devam” diyerek yeni bir dizinin daha habercisi oldu; ‘Kayıp Aranıyor’. Polis kayıtlarından yola çıkılarak çekilen dizide Levent Üzümcü ve Irmak Çığ başrolleri paylaşıyor.
Ve yarın akşam Türkmax’ta başlayacak ‘Düz Adam’... Reklamlarda Sincap Necmi olarak tanıdık kendisini; Ferdi Sancar başrolde. Tek kamerayla çekilen ve ofiste geçen skeçlerden oluşuyor.
GÖZTEPE-KARŞIYAKA OLMADI BUCA-ALTAY’LA İDARE EDİLECEK
‘İzmir Çetesi’ cumartesi akşamı Star’da başladı. Son dönemde televizyonda komedi kartvizitiyle çıkan diziler arasında gerçekten güldürmeyi başaran ender örneklerden biri. Kadir İnanır, Mustafa Üstündağ ve Kenan Ece cuk oturmuş. İş zaten böyle bir şey. Her oynayan, her dizide olmuyor. Senaryo akışı, yan rollerle de beslenince bu dizide olduğu gibi ‘gülmek’, hiç de lüks olmuyor. Televizyon üzerine yazan her yazarın mutlaka okuması gereken bir ek var; Milliyet Televizyon. Benim gazetemin ilavesi olduğu
Dizilerin sürelerinin kısaltılması anlaşılan bir ‘hükümet’ meselesi haline geldi. Ya da öyle gösteriliyor. Ankara’da sektör çalışanları adına meslek brliği başkanının yanı sıra Kültür Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve RTÜK temsilcileri bir araya geldi. RTÜK cephesi toplantından pek tatmin olarak ayrılmamış. Toplantıya yayıncılar ve reklamverenler çağrılmamış görünüyor. Bu bir eksiklik. Konu daha çok çalışanların maruz kaldıkları şartlar ve telif açısından değerlendirilmiş.
Meslek birlikleri düzenlemeyi RTÜK’ten beklediklerini ifade etmiş ki bu bir çelişki. Çalışanların durumlarının düzeltilmesi için bir düzenleme yapılacaksa bunu Çalışma Bakanlığı yapmalı.
Dizilerle ilgili bakanlığa şikayet gelmemişÇalışma Bakanlığı temsilcisi, bu konuda daha önce kendilerine hiçbir şikayette bulunulmadığı, bu bakımdan daha önce bir denetimlerinin olmadığı bilgisini vermiş. Haberlerde dizi setlerinin çalışma koşullarının denetlenmesi için bakanlıktan bir müfettiş görevlendirildiği yazılmıştı. Yani bakanlık ‘bilmediği bir konuda’ uzman olmaya zorlanıyor gibi bir durum var.
EUROVISION MEVSİMİ AÇILDI
Eurovision (ben Örovizyon diyorum) Şarkı Yarışması’na
Bugün ekranın yeni dizilerinin kısa bir değerlendirmesini yapmak istiyorum.
TRT yeni yılın en hareketli kanalı. ‘Mazi Kalbimde Yaradır’ fena değil. ‘Sen de Gitme’ eli yüzü düzgün, ‘Leyla ile Mecnun’da kararsızım açıkçası, ‘Adım Bayram Bayram’ı öyle komik bulmadım desem yalan olmaz. Ama genelde TRT, kalıcı dizilere doğru yelken açıyor. ‘Yerden Yüksek’ bu kalitenin başlangıç noktalarından biri oldu.
STAR da yeni yılda arka arkaya yeni diziler getiriyor. ‘Sırat’, fragmanlarından gördüğüm kadarıyla sanki beklediğini bulacak gibi geldi bana. ‘İzmir Çetesi’nde önceleri önyargılıydım; Kadir İnanır konusunda. Ama fragmanlardan sonra sanki Mustafa Üstündağ ile Kadir İnanır ikilisinin iyi olacağı kanaatine vardım. Biri saf (Üstündağ), diğeri ağır abi görüntüsü sergiliyor, ama bir o kadar sallapati (İnanır). ‘Cennetin Sırları’ bıçak sırtı diyebilirim. Tüm iş, seçilen oyuncu kadrosuna kalıyor.
FOX’un yayındaki yeni dizisi ‘Canan’a gelince; Gamze Özçelik lokomotif olamadı. Ağır geldi bu rol ona. Hani alıp götürecek bir isim değil.
CANLI YAYIN KAZALARININ TEDBİRİNİ HANGİ KANAL ALDI?
Oyuncuların görevlerini yaptığı bir dizi ‘Nuri’. Böyle olunca da senaryonun ‘komiklikleri’ ne kadar ‘Amerikan’ olsa da bir akış sağlıyor. Meltem Cumbul olgunlaşmış ve role oturmuş. Oktay Kaynarca elden geldiğince komik olmaya çalışıyor. Yetersiz ama sırıtmıyor. Asuman Dabak (Berna) ile Vural Çelik (Mesut) kendilerine güvenen oyunculuklarıyla diziyi kaldırıyor. Dram da fena soslanmamış. Tayfun Güneyer’in ‘Amerikan esprisi’ merakı vardır. Bu dizide de hissediliyor. Nuri bu anlayışın senarist açısından en izlenir örneği. Pazar akşamları için şu an için çözüm sayılabilir Kanal D için.
‘CANLI PARA’YA KATILMAK İÇİN 1 MİLYON KİŞİ BAŞVURDU
‘Canlı Para’nın izlenme oranı kadar rakamları da tavan yapıyor. Endemol Türkiye’nin verilerine göre durum şöyle; yarışmanın kendi bilgi bankasında 14 bin soru var. Sadece, internetten gelen seyirci soru adedi 45 bin. Yarışmaya şu ana kadar gelen başvuru sayısı (tekil) 535 bin.
Yarışmaya iki kişi olarak başvurulduğu için aslında bu sayı 1 milyon 70. Diğer ülkelerde yayınlanan yarışmalara da başvuru sayısı 50-60 bin arasında değişiyor. Paranın hayalini en yoğun yaşayan ülkelerden biri Türkiye galiba!
UNIVERSAL, HD YAYINA GEÇİYORAvrupa, Ortadoğu,