ERDOĞAN ARIKAN ÖDÜLÜNÜ ALABİLECEK MİYDİ?

27 Nisan 2010

Yazgülü Aldoğan Posta’daki köşesinde TRT’nin, beş ödül aldığı ‘İsmail Cem Te-levizyon Ödülleri’ni boykot edip, ‘adet yerini bulsun’ diye gecede tek bir temsilciyle yer aldığını yazdı. TRT tüm elemanlarını yani yaklaşık 50 kişilik ekibi geri çekmiş. ‘Stadyum’ programında Erdoğan Arıkan bu ödülle ilgili konuştu. Bu ödülü almaktan mutlu olduklarını söyledi. ‘Ödül töreninin olduğu gün canlı yayında oldukları için’ gidemediğini söyledi.
Bu doğru muydu? Eğer canlı yayın olmasaydı Aldoğan’ın yazdığına göre Erdoğan Arıkan, oraya biraz zor giderdi. Ya da bu gelişmelerden haberi yoktu! Bilmem, belki Erdoğan Arıkan bir bilgi verir.
Bu arada ‘Stadyum’da TRT’nin aldığı diğer ödüllü programlardan da bir tanıtım yapıldı ve bundan büyük mutluluk duyulduğu belirtildi! Bu arada sanırım ödül henüz Arıkan’a ulaşmadığı için stüdyoda yoktu. Çünkü baktım Okan Bayülgen aldığı ödül ile ekrana çıkmıştı.


HAYKO’DAN İLGİNÇ AÇIKLAMALAR
Hayko Cepkin, Hülya Avşar’ın konuğu oldu. Avşar’dan beklenen soru geldi: “Türkiye’de Ermeni olmak nasıl bir durum?” Hayko müzik piyasasında tanıdığı birçok Ermeni müzisyenin ismini değiştirdiğini söyledi. Bunu bir eleştiri ya da bir protesto anlamında değil, olan

Yazının Devamı

KRAVAT ÖNEMLİ

26 Nisan 2010

Uğur Dündar, Cüneyt Özdemir’in ‘BeşN BirK’sındaydı. Söz, giyimden açıldı. Dündar Türkiye’de, “Televizyoncu kimdir?” sorusunun cevabıdır. Televizyon insanı olmak ondan geçiyor. Giydiği takım elbiselerden söz etti. Aynı renkleri tercih ettiğini söyledi. Hatta kravatını bile değiştirmeyi düşünmediğini vurguladı. “İnsanların gözlerinin kravatıma takılmasını istemem” dedi.
Haklı. Bir kravat renginin bile değişmesi, izleyecinin ilgisini kravata yöneltiyor. Ve bunu ekranda bilmeyenler var hâlâ. Özellikle hanım spikerlerin bu konuda sorunları var. Pandül küpe takanlar, ağır makyaj yapanlar, alacalı bulacalı göz alıcı aksesuarlar kullananlar... Bir de ben, kadın spikerlerin haber program sunanlarının ayakta durmasından rahatsızım. Sürekli gözüm kıyafetlerine takılıyor. Süzüp duruyorum. Sonra birden el kol hareketleri başlıyor, bir de ona takılınca ne dedikleri uçup gidiyor. Hem şık, hem sade, hem de belli tonları seçmek lazım. Öğrenmek isteyenler Uğur Dündar’a bir uğrasın!


ERGENEKON ŞİFRESİ DİZİDE ÇÖZÜLÜYOR!
Samanyolu Televizyonu’nun son flaş dizisi ‘Kollama’ ilk başlarda öyle pek ilgi görmedi. Ne zaman Ergenekon durumlarına geçti, günceli yakaladı; o zaman günün izlenen dizileri

Yazının Devamı

BiR AMERiKAN PROPAGANDASI MI?

24 Nisan 2010

Yönetmen Mike Nichols’tan yakın tarihe ışık tutan politik bir dram: ‘Charlie Wilson’un Savaşı’. Gazeteci George Crile’ın aynı adlı kitabından uyarlanan filmde 80’lerde CIA’in, işgal altındaki Afganistan’daki yardımseverliği bir aşk ve macera sosu ile veriliyor. Eleştiriler kadronun iyi ama filmin vasat olduğunu söylüyor. Kimine göre Amerika gerçeğini yansıtıyor.
1980’lerdeki Rusya ile Amerika arasında yaşanan soğuk savaş ve Amerikanın Afganlara verdiği sadece insalcıl destek! Belki bugünkü Afganistan’a bakarak bu filmin ne vermek istediğini anlamak açısından bir belge olabilir film. (SİNEMA TV / 21.00 )

KOLPA VE KURBAN
24 kanalında yayınlanan, beğeniyle seyrettiğim rock müzik programı ‘Yeraltı’ bu hafta iki grubu ağırlıyor: Kolpa ve Kurban . 1995’te kurulan Kurban bir ara ayrılmalarına rağmen tekrar birleşti, iyi de etti. Çünkü onlar artık bir ‘marka’. Son albümleri ‘Sahip’ piyasada. Muhteşem sahne şovları ile konserlere devam.
Kolpa, 2000’li yılların alternatif rock gruplarından. Özellikle, Radiohead, Muse, Red Hot Chili Peppers cover’larının muhteşem olduğu söyleniyor. ‘Maxsimum’ bu çalışmalar sonucu orntaya çıkmış yeni albümleri. Yeni klipleri ‘Böyle Ayrılık Olmaz’ı da

Yazının Devamı

‘SOUTH PARK’ YAYINDAN KALDIRILDI MI?

23 Nisan 2010

Bugün saat 24.00’te E2 kanalında ekrana gelecek ‘South Park’ yayından kaldırıldı. Acaba bunda dizinin tartışılan son bölümüyle ilgisi var mı? Çünkü dizinin iki yapımcısına ölüm fetvası verildi. Tepki üzerine Hz. Muhammed’in adının geçtiği bölüm biplendi, ayrıca ayı kostümü giyen kişi Noel Baba’ya dönüştürüldü.
Değişikliği alınca kanalı aradım, çizgi dizinin sıralı yayınının hem CNBC-E, hem E2’de bittiği, zaten aralık ayından bu yana tekrar bölümlerle ekrana geldiği, zaman zaman da dolgu olarak kullanıldığı, bu nedenle yayından kaldırma gibi bir durumun söz konusu olmadığı cevabını aldım. Ama yine de insan, “ South Park’ın yayından kaldırılmasında Hz. Muhammed’li bölümün etkisi var mı?” diye sormadan edemiyor.


BAYRAMI BİLMEYEN ÇOCUKLAR
‘Dünya Güncesi Çocuk 3’te hayal kurma şansı olmayan dünya çocuklarının resmi geçidi var. Çalışan çocuklar, mülteci çocuklar, AIDS’li çocuklar, mayınların üzerindeki çocuklar. (İZ TV / 22.40)

Yazının Devamı

TÜRK DİZİLERİ YENİ PAZARLARA AÇILIYOR

22 Nisan 2010

Cannes’da her yıl önemli bir televizyon olayı yaşanır: MIP TV Fuarı. Yıllardır bizimkiler gider. Ama ne için? TV dizisi, filmi ya da yarışma formatı almak için. İlk kez bu yıl biz satıcı durumuna geldik. Bu fuarda Türk dizilerine büyük ilgi vardı. Enteresan gelişmeler oldu. Üç firma dizilerimizi pazarladı. TRT de stand açtı kendi ürünleri için.

DİZİ YILDIZLARININ FİLMLERİ DE VAR
Bu şirketlerden biri de ITV İnter Medya. Bu şirketin kurucularından Can Okan ile konuştum. Dizi olayına bir başka açıdan bakmak gereği ortaya çıktı. Çünkü kendi içimizde biz ne kadar kızsak, bir de olayın yurtdışı cephesi var. Türk dizileri ‘Gümüş‘ ile bir milat yakaladı. Nitekim ITV de, işte dizilerimizde ünlenen oyuncuların filmlerini pazarlama yoluna girdi önce. Mesela Halit Ergenç’in oynadığı ‘Acı Aşk’, mesala Bergüzer Korel’in oynadğı ‘Aşk Geliyorum Demez’. Yine Kıvanç Tatlıtuğ’un oynadğı ‘Amerikalılar Karadeniz’de’ filmi.

HANGİ YENİ DİZİLER VİTRİNDE?
MIP fuarında ITV’nin yanı sıra Calinos Yapım da vardı. Kanal D’nin dizilerini bu firma pazarlıyor. ITV‘nin portföyünde 20 dizi var. Doğu ve Orta Avrupa ülkelerine film satan şirkete yapılan “Dizilerimizi de pazarlayın” teklifi bu fuarda somutlaşmış

Yazının Devamı

GÜNDÜZ TV PROGRAMLARINA ÇIKAN PROFESÖRLER!

21 Nisan 2010

Ben yorum yapacak değilim. Ama bir profesörün bir diğer profesörü yazdığını okuyunca ve suçlanan profesör hepimizin aşina olduğu bir isim olunca durdum. Prof. Dr. Erkan Topuz nasıl diyeyim, yani ekranın ‘çıkmadığı’ programı olmayan yüzü. Bir başka televizyondan aşina olduğumuz öğretim üyesi hem de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Doksat tarafından acayip eleştirilmiş. Doksat, bir yazı yazmış ve Topuz’un “Tanrı inancı olan hastaların kanser tedavisinde çok daha başarılı sonuçlar elde edildiğini” söylemesini eleştirmiş. Ve hatta alternatif tıp mamülleri önerisinin altında başka şeylerin yattığını, eşi ve oğlunun kurduğu ‘Natural Life’ isimli şirketin pazarlamasının yapıldığını iddia etmiş.
Burada duralım. Duralım çünkü, bahsi geçen kişi çok sık televizyonlara çıkan ve epey sayıda insanı söyledikleri ile etkileyen biri. Ve onu eleştiren de en az onun kadar televizyona çıkan bir başka isim. Adlarını vermeyeyim, ama gerçekten hemen bütün önemli programlara çıktı Erkan Topuz. Ve bir başka ‘Prof’ tarafından ağır eleştirilerle karşı karşıya.
Bu bende ekrana çıkan ve sağlık konusunda uzman olduğu söylenen kişilere karşı mesafeli olmak gerektiği fikrini doğurdu.

Yazının Devamı

‘SURVIVOR’ TUTAR MI?

20 Nisan 2010

Macera seven bir halk değiliz. Yani boş zamanlarında ‘kitap okuyup sinemaya giden’ bir toplum olduğumuzdan dağcılık, işte macera sporları vs. işlerle pek ilgilenmeyiz. Onun için de bu tarz format yarışmaları bizde pek tutmaz. Bizde daha çok dedikodu, birbirinin arkasından laf eden yarışmacı formatları tutar. Hatta Acun Ilıcalı’nın bundan önceki ‘macera formatlı yarışma’ denemesi de tutmamıştı. Şimdi yeniden ‘Survivor’ dedi.
Peki ilk tepkiler nasıl? ‘Acunmedya.com’ sitesinde ilk izlenimlerin ortak noktası “Nerede o eski Survivor” olmuş. Daha önceki yarışmada yer alan isimlerin (‘Var mısın? Yok musun’) seçilmesi de eleştiri konusu olmuş. ‘Daha cesaretli dayanaklı’lar seçilmesi istenmiş mesela. Acun Ilıcalı aslında işte tam tersini yaparak bildik isimlerden ve milletin de yine oturup ‘bunları çekiştireceği’ bir ekip oluşturmuş. “O, onu eledi; bu, bunun hakkını yedi” üzerine kurulu bir yarışma ekibi kurmuş. İş önümüzdeki hafta çözülür. Meraktan izleyenlerle ‘devamlı’ izleyenlerin durumu önümüzdeki hafta belli olur.


BİR TANITICI REKLAM DAHA
Evet ‘Telegol’ü izlerken birden Ahmet Çakar başka şeyler anlatmaya başladı. “N’oluyoruz” derken bunun aslında ‘Tanıtıcı reklam’ olduğu

Yazının Devamı

BAŞBAKAN iKi KANALDA SORULARI YANITLIYOR

18 Nisan 2010

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün, iki kanalda canlı yayında gazeteciler ile beraber. Başbakan’ın bir gün içinde iki kanalda birden canlı yayında olması bizde sanırım bir ilk. Biri onu sık sık görmeye alışık olduğumuz ATV. Daha önce iki defa ATV’ye çıktı. Biri yine benzer bir program ‘Başbakan İle Gündem’di, diğeri ‘Başbakan İle Özel’ olmuştu. ATV’ye bu üçüncü çıkışı oluyor. Geçen programda Mehmet Barlas vardı. O yok. Bülent Kahraman yine var. Yeni isimler Erdal Şafak ve Emre Aköz olacak. (ATV / 11.00)
Başbakan, akşam da NTV’ye çıkıyor. Soruları, Oğuz Haksever, Nermin Yurteri, Mirgün Cabas ve Murat Akgün soracak.(21.00). Keşke Ruşen Çakır da olsaydı!

OLAY DİZİ BAŞLIYOR
Bugün başlayacak (CNBC-E / 22.00) ‘Pacific’ dizisi daha yayına girmeden olay olmuştu. Dizinin üçüncü bölümünde yer alan bir diyalog tartışma yaratmıştı. Bu bölümde Yunanistan’dan kaçarak Avustralya’nın Melbourne kentine yerleşen Yunanlı bir ailenin hikayesi var. Evlerine konuk olarak gelen Bob isimli bir Amerikalı askerin sorduğu soru üzerine hikayelerini şöyle anlatıyorlar:
“Türkler 1922’de girip yakıp yıktılar. Her şey gitti. Hayatta kaldıysan annem ve benim gibi kaçardın. Ama biz rıhtıma kadar

Yazının Devamı